SON GÜLEN MİSİN İYİ GÜLEN Mİ?

6 1 0
                                    

Arkasından giderken düşündüğüm tek şey onu nasıl ikna edeceğimdi. Yaklaştım ve bağırdım."Mahra!" Durdu. Anında gidip sarıldım. Durdu. "Kulağına fısıldadım. "Evlen benimle." Ayrıldı ve gözlerimin içine baktı. "Aden yapma böyle. Affetmek istemiyorum,yapma." Alnımı alnına yasladım."Affetsene beni. Affet. Bir ömür boyu affet beni." Yüzümü omzuna koydum. Elimi çenesine çıkardım. Yüzünü okşadım. Gözünden bir damla yaş düştü saçlarımın arasına karıştı. "Ağlama,sen ağlayınca kötü hissediyorum kendimi."
"Yoruldum Aden. Her şey gittikçe kötü olurken geçmişi anımsıyorum. Engel olamıyorum. Geçmiş hiç geçmemiş gibi. Olmuyor. Yapamıyorum." Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Gel savaşalım Mahra. İkimiz. Ben ve sen. Herkese,her şeye karşı birlik olalım." Alnını yanağıma yasladı. Bir buse kondurdu. "Yapalım. Savaşalım. Kaybedecek olan biziz ama Aden. Evren bizi yutacak. Karadelik gibi yutacak bizi." Gözümden akan bir yaş onun gözüne değdi. "Yutsun Mahra. Ne olacak sanki? Bir tek bizi yutmadı ya bu evren. Nazım'ı yuttu,Piraye'yi yuttu. Asaf'ı yuttu yanında Lavinia'yı. Juliet'i yanında Romeo'yu istedi. Bir bizi yutmadı.Yutsun Mahra. Bizi de yutsun."

"Yemeğe gidelim." 

"Ben evime gitmek istiyorum ki bugün yaşadıklarımız kâfi. Bu kadar adrenalin yeter gidip de orayı çekemem. Sen istersen git."

"Misafir kabul eder misin?" Güldüm. "Misafir olduğunu düşünmüyorum." Yanaklarında ortaya çıkan gamzeleri ile süslendi tebessümü. "Gidelim." Elini çevirerek geri çekildi. "Kadınlar önden."
"Teşekkür ederim aziz Mahra." Kahkaha attı. "Teşekkür size ait prensesim." Faytona bindim. "Aden ailene söyleyecek misin nişanı?" Başımı eğdim. "Sadece babam gelsin Mahra. Talya umurumda değil." 

"Yapma Aden ne olursa olsun annen o senin."

"Kendi zaafları için kızını harcayan bir anne. Sende haklısın." Histerik bir gülüş sesi yankı etti bulutların üstünde. "Sen bilirsin sevgilim. Tek kelime etmiyorum." Kafamı salladım. Az sonra eve gelmiştik. "Diana! Diana! Gelir misin?(!)" Sarışın kız önümüzde hafif bir reverans ile bizi selamladı."Buyurun efendim."

"Bize pratikte bir şeyler hazırlasana. Açız en azından yemekler hazır olana kadar bir şeyler hazır olsun. Ayrıca Estella'ya söyle hemen bir organize yapsın. Yarın nişan töreni var."

"Kim için olacak efendim?"

"Ben ve Mahra." Kafamı Mahra'ya çevirdim. Başını eğmiş bana bakıyordu. Yüzünde hafiften bir tebessüm vardı. Rahatlamış bir şekil almıştı suratı. "Tabii efendim. İzninizle. "
"İzin senin." Diana tekrarlanan reverans ile geri geri gitti. Mahra ise beni oturtmuştu. "Ee Aden Hanım?"

"Ne ee?" Dedim gözlerimi pörtleterek. "Bana danışmak yok tabii nasıl hissediyorsun diye." Elimde duran safir yüzüğü parmağından çıkardım.
"Mahra,bana verdiğin yüzüğü kendine almalıydın." Yüzüğü Mahra'nın serçe parmağına taktım. Mahra ise kahkaha ile bana sıkı sıkı sarılmıştı. Yüzüğü çıkardı,öptü ve parmağıma taktı. Ardından cebinden bir alyans ve yanında bir alyans daha çıkardı. Gümüş olanı bana gösterdi. "Benim asıl yüzüğüm bu akşam takılacak." Dedi. Nasıl hızla halletmişti. Aklıma bana evlenme teklifi ettiği gece geldi. Elinde yine bu alyans vardı. Ve evet bana alyansı ve yüzüğü birlikte almıştı. Sofraya geçtik. Mahra hâlâ sağlıklı beslenmeye devam ederken benim patates kızartması ve köfteye saldırmam bir oldu. "Sonra diyet diyet diye kendini yiyorsun Aden."

"Birşey olmaz ya." Mahra kafasını sen iflah olmazsın şeklinde salladı. "Saat kaçta başlar nişan?"

"Akşam sekiz gibi. Saat daha on iki."

"Elbiseleri Estella'ya söyledim. O getirecek. Sen benim yanımdasın." Mahra kafasını salladı. "Benim çıkmam lazım. Kısa bir süreliğine Naim'e gidip kalan işleri halletmem gerekiyor."

Aden (SEZON ARASI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin