Bölüm 6

1.6K 81 9
                                    

Kitabı, bu kadar çok seveceğinizi gerçekten hiç tahmin etmiyordum. Hatta öyle ki, ben bu hikâyeye bayıldım. Belki de ilk defa bu kadar güzel bir kurguyla önünüze çıktığımı düşünüyorum.

Okuyucu sayısı az olsa bile, yazmamı engellemez. Çünkü bunu okuyan diğer okuyucularıma saygısızlık etmem, sizleri hepinizi çok fazla seviyorum. Arkadaşlarınıza bu kitabı yayarsanız, daha hızlı büyürüz ve ben bunu her şeyden çok istiyorum.

Yorum yapmayı unutmayınız, hepsi benim için çok değerli. İyi veya kötü.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız, olurr muu?

Ry.

🌚

Gecenin hissizliğinde rüzgar, topuz yaptığım saçımı açmıştı. Gözlerim, karşısındaki kişiye ne kadar fazla sert baktığını biliyordum. Hatta belki de elinde olsa, ateş çıkacaktı ve doğrudan onu yakacaktı.

Ne kadar avucumun içi acımış olsa bile, bıçağımı çok sert bir şekilde sıkıyordum ve Mickey Mouse'ye bakıyordum. Arkamdaki ölen insanların intikamını almak istiyordum, onların rahat uyumaları gerekiyordu.

"Yaşaman için bir saniye bile vermek istemiyorum," dedim, tiksinircesine. "Bugün ya ben öleceğim ya da sen. ikimizden biri hayatta kalacak ve galip gelecek. Biliyor musun? Galip gelen kişi ben olacağım, seni öldüreceğim."

Sözlerim, bıçak gibi sertti. Karşımdaki adama karşı fazlasıyla nefret besliyordum, neden insanları öldürmeye devam ediyordu, hiç anlamış değildim. Eğer bu savaşı ben kazanırsam, onu kimse elimden alamayacaktı. Eğer durumlar ters giderse, benim için hiçte iyi olmayacaktı. Bu yüzden hızlı, çevik, zeki ve bir o kadar da güçlü olmam gerekiyordu.

İlk adımı benim atıp ona saldırmamı bekliyordu, bunu anlamıştım. Artık dayanamıyordum ve doğrudan üzerine atıldığım anda, bıçağımı ona hızlı bir şekilde saplayacakken, benden daha iyi bir çevik hareketle elimdeki bıçağı ses çıkaracak şekilde yere atmıştı. Ve aynı zamanda, bıçağımı da hemen yerden alıp cebine koymuştu. Şaşkın bakışlarım, siyah maskesine bakıyordu. Ona bu denli ilk defa bu kadar yakın olmanın hissiyle, dilim tutulmuş gibiydi sanki.

Siyah maskesine, çok hızlı bir şekilde yumruk atmıştım ve sanki o kadar yılın acısını, bir saniye de çıkarmışım gibi hissetmiştim bir anda. Ardından tekrar tekrar vurdum. Asla ve asla sendelenmiyordu. Böylece olduğundan çok fazla sinirleniyordum çünkü insan, bir zaman sonra artık dayanamaz ve geriye doğru adım atardı. Fakat onda tık bile yoktu. Bu beni korkutmuştu, yalan söylemeyecektim.

"Canavar mısın sen amına koyayım?" diye bağırdım, dayanamayarak. Sonrasında elimi boğazına dayadım.

Sanırım bardağı taşıran son damla buydu. Çok hızlı bir şekilde, sadece tek eliyle boğazındaki elimi çekti ve beni kendisine çekti. Sırtım, göğsüne değiyordu. Çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum, çok fazla güçlüydü ve ne kadar debelenmeye çalışsam da, hiçbir şekilde bir şeye yaramıyordu. Ensemden tuttu ve sürüklemeye başladı, ara sokağa girdiğimiz anda, yanağım soğuk duvarla birleşti. Ayrıca çantamda yeri boylamıştı.

"Orospu çocuğu," diye mırıldandım. Onu öldürmeden ölmek istemiyordum, bu isteyeceğim en son şeydi hatta. Ama olduğumuz bu pozisyonda, kimin öleceği aslında çok fazla belli oluyordu.

Mickey Mouse (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin