Mickey Mouse (+18)

Bölüm 19

Kısa bölümler geldiği için özür dilerim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız, olurr muu?

Ry.

🫀

Hiç bu kadar kendimi güçsüz hissetmemiştim, ona karşı çıkamıyordum. O istediği her şeyi bana yaptırıyordu ve ben de buna itaat etmekten başka hiçbir şey yapamıyordum maalesef. İki ay sonra öleceğimi söylüyordu, ben ne yapacaktım?

Ailem olmasaydı, buradan bir şekilde kaçardım fakat ondan kurtulur muyum, orası kesin değil. Her yerden bir sürü adamları vardı, beni bulmaları imkânsız değildi. Bu yüzden bu ihtimali, kafamdan sildim. Zaten silmek zorundaydım çünkü ailemsiz nereye gidecektim? Diyelim ki gittim ancak bunun sonuçları da vardı. Mickey Mouse, ailemi öldürürdü. Acımazdı bile.

Belki de, ailemle birlikte buradan taşınırdım? Ah, hayır. Bu hem saçmalık hem de bir o kadar da riskli bir şeydi. Ve bu sefer, bizi bulmaları daha kolay olurdu. O yüzden bunu da siliyorum.

Başka bir ihtimal aklıma gelmiyordu. Keşke hiç cinayet işlemiş olmasaydım, böylece Mickey Mouse'nin nerede olduğunu ve ne yapacağını, polislere anlatırdım. Ancak bunu yapamazdım. Ayrıca cinayet işlemesem ne değişirdi ki? Adam her şekilde bundan kaçardı ve bu olayda yanan sadece ben olurdum.

Bu durumda, yapabileceğim tek bir şey kalmıştı. Yapmak istemediğim ama ölmemek için yapmak zorunda olduğum küçük bir kurtuluş ihtimali. Yalvarmak. Fakat bu ihtimal bile, bana oldukça imkânsız geliyordu çünkü Mickey Mouse, acımasız biriydi.

Her neyse, bunun gibi birine asla yalvarmak bile istemiyorum. Akışına bırakmak en iyisiydi, şimdilik. Hem belki, eğer işimi doğru düzgün yapıp onu kızdırmazsam, beni takımdan atmazdı. Bunu denemek lazımdı çünkü yapacak pek bir şey yoktu.

Sabah ilk işim, oradan gitmek olmuştu. Okula gelmiştim, dersi dinlemeyecek kadar canım sıkkındı.

Ölmek istemiyorum.

"Evet, yeni bir etkinlik oluşturuldu. Herkes karşı sınıflardan birini, kendine eş niyetine seçecek ve verdiğimiz projeyi beraber yapacak. Sıfır Atık Projesini, karşı sınıf kazandığı için, onlar istedikleri kişiyi seçecek. Yani maalesef arkadaşlar, siz istediğiniz kimseyi seçemiyorsunuz," dedi Akın hoca. Bu ne saçma bir şeydi böyle ya? Bu projeyi biz kazanmış olsaydık, kesinlikle gezi yapılmasını isterdim fakat onlar yeni bir proje yapmak için birilerini kendi kafasına göre seçiyorlar. Saçmalık.

"Saçmalık," diye mırıldandım.

"Ve karşı sınıftakiler, bu sınıftan birkaç kişiyi seçmiş bile," dedi Akın hoca, telefonuna yeni gelen mesaja bakarak. "Orhan, seni Aysel seçmiş."

"Ciddi misiniz hocam?" dedi Orhan, heyecanla.

"Havin, seni Berkan seçmiş," dedi Akın hoca.

"Ne?! Hocam, bunu kabul etmek istemiyorum. O çocuktan nefret ediyorum ben ya!" dedi Havin, sinirle konuşarak.

"Maalesef kabul etmek zorundasınız," dedi Akın hoca, düz bir sesle. Allah Allah, o niyeymiş? "Ve Alara, seni ise Ekrem seçti."