Bölüm 20

1.4K 86 40
                                    

Lütfeeen bool booolll böyle benim bıkıp olduğum yerde susmam için bir sürüüü yorummmm! 🧑🏻‍🦲

Size güveniyorum asklarim benim muaaaah, hadi kosssun bölümeeeee,

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız, olurr muu?

Ry.

🫀

Susuzluktan olsa gerek, dudaklarım kurumuştu. Belki de, dudaklarımın tamamı, kan kaybettiğim için bembeyaz olmuştu. Hiç bu kadar acı çekmemiştim, fena hâlde acıyordu. Sessizce olduğum yerde inliyordum, kan hiçbir tarafa akmasın diye, büyük bir uğraş veriyordum.

İşte bu eksikti zaten. Aslında hayatımda ilk defa bıçaklanmış olduğum için, -ki zaten bu normal bir şey - acısını bu kadar derin hissetmem normal olduğunu düşünüyordum. Sıyırmış olabilirdi fakat bunu pek düşünmüyordum şahsen.

Hayır, gerçekten bıçak etimin içine girmişti çünkü bir sıyırık olmayacak kadar fazlasıyla acıyordu. Hiç kendimi boşuna kandırmak istemiyordum, doğru olan buydu. Başım ağrımaya başlamıştı, sanırım yavaş yavaş bilincimi kaybetmek üzereydim. Gözlerim kararıyordu fakat kapatmak istemiyordum.

Hemen ardından, Mickey Mouse'nin bana doğru geldiğini az çok gördüm. Çok dikkatli bir şekilde, beni kucağına aldı ve temkinli bir şekilde, koşar adımlar eşliğinde yürümeye başladı.

Başımı ister istemez göğsüne yaslamıştım ve biraz sonra, gözlerim artık dayanamayarak kapanmıştı.

🫀

Acı eskisinden biraz daha azdı ve inmişti. Gözlerimde siyah perde vardı ve nedense açmak istemiyordum. Tanıdık bir kokunun hemen yanı başımda olduğunu anladım, ciğerlerime nufüs eden kokunun sahibini çok iyi biliyordum.

Çok fazla susamıştım, elimde olsa tüm dünyanın suyunu bile içebilirdim! Tamam, bu biraz saçma bir cümle oldu ancak gerçekten fena hâlde suya ihtiyacım vardı.

"Su," dedim, ince bir sesle.

Ve sonrasında bardağa boşaltılan su sesi geldi, mutlulukla gülümsedim. Başımın altına elini koydu ve kaldırdı, bu sırada diğer eliyle dudağıma bir şey yaklaştırdı, ağzımı açtım ve ilaç olduğunu bildiğim şeyi ağzımda tuttum. Sonrasında hasret kaldığım, buz gibi suyu dudaklarımla buluşturdu. Kana kana suyu içtim, neredeyse içim rahatlamıştı.

Gözlerimi açtığımda, Mickey Mouse'nin keskin bakışlarıyla karşılaştım. Bana çok fazla yakındı, bu durum karşısında nedensizce kızardım.

Hemen kendimi topladım ve üstüme baktım, tulumum çıkarılmıştı ve üzerimde uzun bir tişört ve altımda ise kısa bir şort vardı. Bıçaklandığım bacağıma baktım, ayağım sargı beziyle sarılmıştı.

"Bıçak fazla derine inmemiş, sadece hafif bir darbe," dedi, düz bir tonlamayla. Ne yani benim düşündüğüm kadar yok muydu gerçekten? Mutlu olmuştum.

"Üzerimi sen mi değiştirdin?" diye sordum, pürüzlü çıkan bir sesle. Sorduğum soru fazlasıyla saçmaydı çünkü daha biraz öncesinden etimin içine girip büyük darbe bıraktığını sandığım şey aslında hiç yokmuş ve ben boşu boşuna saçmalamıştım.

Mickey Mouse (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin