Mickey Mouse (+18)

Bölüm 7

Bu kitap hakkında ne düşünüyorsunuz?

İyi veya kötü tüm yorumlarınızı bekliyorum bebeklerimmm!

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız, olurr muu?

Ry.

🫀

İçtiğim sigarayı derince üfledim. Sıcak havaya rağmen, içim titriyordu. Evet, üşüyordum. Bunun ne olduğunu bildiğim için yüzümü buruşturdum. Mickey Mouse'nin beni ormanda bırakıp donmaya mahkûm etmesinden dolayı, soğuktan olsa gerek üşütmüştüm.

Bugün okul yoktu, bu yüzden zamanımın tamamını dışarıda harcamayı planlamıştım. Melisa, benimle konuşmak istediğini söylediği için buluşma yeri olan cafeye girmeden önce sigaramdan son bir nefes çekip yere atmıştım. Hızlıca içeriye girdim ve üstümdeki cekete biraz sarıldım. Sanırım hastaneye de gitmem gerekiyordu.

Melisa'yı cam kenarında oturur hâlde gördüğüm anda, o tarafa doğru ilerlemeye başladım. Beni gördüğü zaman, derin bir nefes alıp verdi ve ardından garsonu çağırdı. Sandalyeyi çekip karşısına oturdum.

"Sen gelmeden siparişi vermedim," dedi Melisa.

"Ne içersiniz?" diye sordu garson.

"Çilekli mojita," dedim, kısaca.

"Churchill," dedi Melisa. Garson, başını salladı ve ayrıldı.

"Seni dinliyorum Melisa." Sırtımı sandalyeye yasladım ve dik bir şekilde oturdum.

"Kötü görünüyorsun, iyi misin Alara?" diye sordu, hafif bir merakla.

"Buraya geldiğime göre iyiyim," dedim, çantamdan sigaramı çıkartarak. "Ya sen? Beni ne için çağırmıştın?"

"Seninle konuşmak için," dedi.

"Onu ben de biliyorum, artık konuya mı girsen?" dedim, sabırsız bir hâlde. Sigaramı üfledim.

"Seni rahat bırakmayacak," dedi. Kaşlarım çatıldı.

"Kim?"

"Ecem işte, kim olacak başka?" dedi. Kahkaha attım, o da bununla birlikte şaşırmıştı.

"Onun beni darlamasını sikerim, bu mu beni korkutacak? Ondan daha önemli işlerim var benim," dedim, sigaramı derince üfleyip etrafa göz gezdirirken.

"Zorbalığa uğrayacağını biliyorsun, bu durumda ne yapacaksın?" diye sordu, bu sırada sipariş ettiklerimiz gelmişti. Bilmesem, beni düşünüyor sanacağım ama öyle değildi, benim kötülüğümü isteyecek aptal biriydi.

"Zorbalığa zorbalık ile karşı vereceğim, bundan en iyi ne olabilir ki? Bence hiçbir şey," dedim, eğlenen bir ifadeyle. İçeceğimi yudumladım. Hasta olduğuma rağmen, soğuk içecek içiyordum.

"Sen bu değilsin, bunu yapamazsınız," dedi, başını iki yana sallayarak.

"Neden? Ben nasıl biriyim?" dedim, alayla.