Mickey Mouse (+18)

Bölüm 18

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız, olurr muu?

Ry.

🫀

Nerede olursam olayım, pazar günlerinin iticiliğini her zaman, her şekilde çekiyorum. Hem zaten buraya geldiğimden bu yana, sürekli olarak çalıştığım için fazlasıyla yorgun hissediyordum kendimi. Başımın ağrısı tavan yapmıştı ve sigara da, bir zaman sonra işe yaramıyordu.

Casper'ın karısı olan Ayı Winnie gelmişti. Sarı saçları omuzlarında bitiyordu, 20'li yaşlarda olan bir kızdı. Fazlasıyla neşeli gözüküyordu ancak bana nedensizce yapmacık gelmişti. Kimin fark ettiğini hiç bilemiyorum ama kız geldiğinden beri, ona olan bakışlarımı yakalamak mümkündü.

Hava kararmıştı, büyük bahçede oturuyorduk. Mickey Mouse yeni bir cinayet işleyip gelmişti, yorgun gözükmüyordu. Hem zaten yorgun olmasını beklemekte saçmalıktı, sonuçta ondan bahsediyorum.

"Görev için sabırsızlanıyorum," dedi Winnie, heyecanla konuşarak. Casper güldü ve karısını meskeni altına alıp sarmaladı.

"İlk defa bir göreve çıkacaksın, değil mi?" diye sordu Porky, hafif bir merak içerisinde.

"Evet ve oldukça heyecanlıyım," dedi Winnie, derin derin nefesler vererek. Mickey Mouse, ona keskin bir bakış atıp sırtını koltuğa yasladı.

"Yapacağın bir yanlışın nelere mâl olacağını iyi biliyorsun, değil mi?" dedi Mickey Mouse, baskın bir tonlamayla.

Casper gerildi, sustu ancak korktuğu her hâlinden belliydi. Karısı adına endişeleniyordu. Ah, çokta umurumda değildi açıkçası.

"Biliyorum, bu yüzden daha dikkatli olmaya çalışacağım," dedi Winnie, gerilirken.

"Umarım," diye mırıldandı Dorlock Homes, sessiz bir şekilde. Kimse bu kıza güvenmiyor muydu? Ama neden? Belki de ilk olduğu içindi. Fakat ben de ilktim.

"Ona güvenmiyor musunuz?" dedim, dan diye. Herkesin bakışları bana döndüğünde, yutkunmuştum. Tabii sadece karşımda oturan, Mickey Mouse'ye bakıyordum. Siyah gözleriyle, dikkatle bana bakıyordu.

"Ne?" dedi Winnie, bana dönerek.

"Hayır, öyle değil. Sadece ilk olduğu için," dedi Porky, sigara yakarak.

"Ben de ilkim ama bana böyle davranılmadı?" dedim, neredeyse sorgulayıcı bir şekilde.

"Ne demeye çalışıyorsun?" dedi Winnie, sesinde bastıramadığı bir sinirle.

"Demek ki, yeterince iyi değilsin," dedim, samimiyetsiz bir gülümsemeyle. Bakışları durakladı ve ardından öfkeyle karışık bir şaşkınlıkla, bana bakmaya başladı. Hatta Casper'in hemen Mickey Mouse'ye dönmesiyle, sanki benim ne yapmış olduğumu, Mickey'in gördüğü hâlde, hâlâ göstermeye çalışır gibi bir hâli olmuştu.

"Ne diyorsun sen ya? Senden yeterince daha iyiyim," dedi Winnie, altta kalmamak için.

"Öyle mi? Kanıtla o zaman," dedim, sertçe.