Bölüm 37

372 58 15
                                    

Merhaba asklarimmmm

Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisiniz diyeceğim ama maalesef ki durumlardan sonra hiç kimse iyi değil:(

Kafa toplamak için okuyun bu bölümü, umuyorum ki iyi gelir hepimize🥺

O zaman herkes tamamsa, geçin bakalım bölüme ama ondan önce,

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız, olurr mu?

Ry.

🫀

Evime dönmüştüm.

Anne ve babamı o kadar çok özlemiştim ki, duygularımı anlatmaya yetecek doğru cümleler bulamıyordum. Kısa bir zaman önce gördüğüm doğruydu fakat yine de onlarsız ayrı kalmak, benim için zor oluyordu. Alışmıştım fakat bir yanım eksik kalıyordu.

Mickey Mouse'ye arabada olduğumuz o gece, yani dün; ailemin yanına gitmek istediğimi ve bir hafta boyunca olmayacağımı söylemiştim. Kabul etti, izin vereceğini biliyordum. Vermese bile giderdim zaten.

Derin bir nefes alıp verdim ve sırtımı sandalyeye yasladım. Annem elinde tabaklarla beraber salona geldi ve elindekilerini masanın üzerine bıraktı. Bir sürü benim sevdiğim yemeklerden yapmıştı, babamsa en sevdiğim film olan Alacakaranlık serisini açmıştı.

Gök gürültüsü eşliğinde yağmur yağıyordu, bazen seslerden dolayı bile kendi sesimizi duyamıyorduk. Ancak bu çok güzeldi, tatlı bir şekilde gülümsedim.

"Eksik olan bir şey var mı? Hemen yapayım?" diye sordu annem, telaşla.

"Hayır anne, zaten çok şey yapmışsın. Ne gerek var?" dedim, tabağıma biber dolması alarak. En sevdiğim yemeklerden birincisiydi bu.

"Olsun kızım, ayda bir geliyorsun zaten. Ne eksikse söyle bana," dedi annem, gülümserken.

"Otur anne," dedim, sadece.

"Oralar nasıl gidiyor? Havası falan?" diye sordu babam, bana içecek doldururken.

"Buz gibi baba. Almanya'nın yazı falan yok, orası hep soğuk! Ne kadar kalın da giyinsem yine de üşüyorum," dedim, yemeğimi yerken. Aslında çok doğru bir şey söylemiştim, zamanında oralara gittiğim için az çok nasıl bir yer olduğunu biliyordum.

"Dolabına geçen baktım, hep yazlık kıyafetler götürmüşsün neredeyse. Kışlıkları neden götürmedin kızım?" dedi annem, şaşkınlıkla.

"Oradan aldım kendime baya şeyler ama buradan hepsini götüreceğim," dedim, içeceğimi yudumlarken.

"Paran var mı Alara?" diye sordu babam.

"Var baba, ben de size soracaktım," dedim, hemen sonrasında.

"O senin paran, senin hakkın. Bir eksiğin olursa, hemen beni ara. Bunu söylememe gerek yok herhalde?" dedi babam, bir yandan da tabağıma köfte patates koyarken.

"Evet, yok. Teşekkür ederim," dedim, gülümseyerek.

"Alara," dedi annem, hızlıca. Bakışlarımı ona yönelttiğimde konuşmaya devam etti: "Eğer yorgun değilsen, Melisa'yı eve çağır. Seni en son birkaç ay öncesinde görmüş, özlediğini söyledi. Bir de sen numaranı değiştirince sana ulaşamamış. Geçenlerde yolda karşılaştık, öyle anlattı bana."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mickey Mouse (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin