Gıcık: Saçlarını toplamayı düşünüyor musun?
Gyu: Tokam yok olsa toplayacağım üstün zekalı 🙃
Gıcık: Uzun saçın var ama tokan yok mu gerçekten ne yaptın bir kıza falan mı verdin?
Gyu: Hayır kaybettim tokamı hem niye bir kıza tokamı vereyim?
Gıcık: Bilmem vermiş olabilirsin ama neyse git bir toka bul kendine.
ikidebir saçına üfleyerek dikkatimi dağıtıyorsun.Gyu: Oturmasaydın çapraz masaya ben mi dedim otur sanki. Git başka masaya otur o zaman.Hem bulamam şuan toka falan ona vakit ayıramam.
Gıcık: Burası her zamanki çalıştığım masam bunu biliyorsun değil mi? Bende başka masa aramakla uğraşamam.
Gyu: O zaman saç üflememe alışsan iyi olur ve yazma daha deneme çözücem.
(Görüldü)
Saçlarımı elimle tutup zorda olsa denememe odaklanmaya çalıştım. Bugün evde saçlarımı biraz kısalttırsam iyi olacaktı sanırım. Çünkü ders çalışırken hem benim hemde o gıcığın dikkatini dağıtıyordu. Elim uyuşsa da saçlarımı tutmaya devam edecektim. En azından deneme biteseye kadar yani 40 soru dayanabilirdim bence.
Sorulara odaklanamıyordum. Aynı soruyu üçüncü kez okumaya gidecekken denemeyi evde yapmaya karar vermiştim. Elimi saçlarımdan çekip saçlarımın gözlerimin üstüne düşmesine izin verdim.
Derince bir nefes verip yerimden kalktım. Uyuşan ayaklarımla lavaboya doğru gittim. İçeride kimse yoktu bu yüzden yavaşça elimi yüzümü yıkadım. Islak ellerimle hafifçe ensemide ıslattım. Azda olsa kendime gelmiştim.
Aynadan saçlarıma bakarken aniden açılan kapıyla yerimden sıçradım. İçeri giren Taehyundu. Onu görünce derin bir nefes aldım ve lavabodan çıkmak için kapıya doğru adım atacakken üstüme yürümesiyle geriye doğru adım attım.
Kıçım lavaboya çarpınca olduğum yerde kaldım.-Çekilsene önümden.
-Bekle bir dakika sana bir şey vermem lazım.
Diyip elini yavaşça cebine soktu. Diğer elini de yüzüme doğru kaldırınca refleks olarak gözlerimi kapattım. Şuan ne yaptığını göremiyordum.
Bana bu kadar yakın olmasına alışık değildim. Onun yüzünden tüm vücudum heyecandan titriyordu. Kalbim ise ağzımda atıyordu.Ellerini saçlarımda hissedince yavaşça gözlerimi açtım. Ciddi bir suratla gözümün önüne gelen saçlarımı topluyordu. Son düğümü de atınca ufak bir sırıtışla benden uzaklaştı.
-Bak şimdi daha güzel oldu. Gözlerin açığa çıktı.
-Sağol toka için.
Dedim sadece daha fazla bir şey diyecek gücü bulamamıştım kendimde.
-Kendi dikkatim için arayıp buldum tokayı ama yinede tatlı durdu sende o yüzden sende kalsın toka.
Diyip hızlıca çıkmıştı lavabodan.
O tatlı dedi bana az önce. Yüzümün kızardığını hissediyordum. Gerçekten bu çocuk benim kalbime inderecekti. Soobine sadece derhsane crushı demiştim ama gün geçtikçe kalbimde daha fazla yer kaplıyordu.
Kocaman sırıtarak lavabodan çıktım ve bıraktığım testlerime geri döndüm. Şimdi rahatça çalışabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Something About You -Taegyu
Fanfiction"Soob sadece dershane crushı abartmaya gerek yok. Sonunda deli divane aşık olmazsan benim adımda Soobin değil"