Gergince bekliyordu Taehyun oturduğu yerde. Güzeli içerde psikiyatristleydi şuan.
Güzelinin o odadan ağlayarak çıkma olasılığı onu mahvediyordu. Beomgyu'nun ağlaması onun kalbini sızlatıyordu. Şimdi yanındaki çantayla oturmuş bekliyordu güzelini.Beomgyu'nun bu kararını desteklemişti. Çünkü sevdiği adamın bir stres yüzünden çökmesine göz yumamazdı. Buna izin veremezdi. Bu yüzden hem kendi araştırmıştı iyi bir psikiyatrist hem de Beomgyu'nun ailesi. En sonunda Beomgyu'nun da kararıyla bu psikiyatriste gelmişlerdi.
Normalde Beomgyu'nun aileside gelecekti seansa ama Beomgyu gerek olmadığını söyleyip gelmelerine izin vermemişti. Sadece Taehyun'u istemişti yanında. Taehyun, Beomgyu'nun güvenli yeriydi.
Taehyun kendine de kızıyordu aslında bu stresi fark edemediği için. Güzelinin zorlandığını, yorulduğunu fark edememişti.
Sürekli yanında olan birinin zorlandığını fark edememek sinirlendirmişti Taehyun'u. Bunu Beomgyu ile konuştuğu zaman Beomgyu'nun cevabı çok netti.
Senin yanında stresimi ve yorgunluğumu unutuyordum demişti Taehyun'a.Beomgyu'yu mahveden tek başına kaldığı zamanlardı. Tek uyuduğu zamanlar,sınıfta tek olduğu zamanlar,gece yalnız olduğu zamanlar bunların hepsinde bu stres mahvediyordu. Kaç gece stresten ağladığını hatırlamıyordu bile. Bundan çok yorulmuştu. Stres onu çok yormuştu. Şimdi ise içerdeki psikiyatriste anlatıyordu neler hissettiğini.
-İşte öyle Bay Yoon kendimi çok fazla yorgun hissediyorum. Hem fiziksel olarak hem de ruhsal olarak. Bu yorgunluğun artık dışarda beni bekleyen sevgilimi etkilemesini istemiyorum. Onuda etkilemeye başladı çünkü artık.Geçenlerde hem kıskançlıktan hemde beni b-bırakma olasılığından korktum. Bu yüzden hep yaptığı bir aktiviteyi bile yapamadı benim yüzümden.
-Neden seni bırakabileceğini düşünüyorsun?
-Ben zor bir insanım. Kolay açmam kendimi insanlara karşı.Fazla duygusalımdır olaylar karşısında. Onun karşısında kaç kere ağladığımı bilmiyorum bile ama bunlardan utanmıyorum. Sadece o bunlardan yorulup beni bırakır diye korkuyorum.
İlk başlarda hiç böyle bir sorun yoktu ama ilişkimiz ilerledikçe kafamda bu tarz düşüncelerde oluşmaya başladı.-Bunu onunla konuştun mu peki? Haberi var mı böyle düşündüğünden?
-Haberi yok. Söyleyemedim çünkü böyle düşündüğüm için kendini suçlayacağına eminim. Şuan bile yaşadığım stresleri fark etmediği için kendine kızdığını biliyorum.
Ona bunu söyleyip daha da kendini suçlamasını istemiyorum çünkü.
Hem zaten benim için bu kadar çabalıyorken ona bunu yapamam.-Peki bu düşünceleri içinde biriktire biriktire nereye kadar saklayacaksın? Ya bu içindeki düşünceler kavga etmenize sebep olursa? O zaman ne yapacaksın?
-B-bilmiyorum. Kavga edersek ne olur ben bilmiyorum. Biz hiç kavga etmedik ki. K-kavga etmeyiz değil mi? E-edemeyiz biz kavga. Kavga edersek u-uzak durarız birbirimizden ama biz birbirimizinden uzak duramıyoruz ki.
Beomgyu kurduğu cümlelerle ağlamaya başlamıştı. Taehyunla kavga ediyor olma olasılıkları bile kalbini mahvediyordu.
-Kavga etseniz bu düşüncelerinden dolayı o zaman ne hissederdin Beomgyu?
-N-nefes alamıyormuşum gibi hissederdim. E-evimin bir duvarı yıkılmış gibi hissederdim ve bu beni çok üzerdi çünkü ben evimi ç-çok seviyorum. Onunla kavga edecek olma düşüncesi kalbimi acıtıyor şuanda. O-onu kaybedemem ben.
-Tamam anladım. Hadi bana dershanenizden bahset biraz.
-Dershaneyi seviyorum sadece hocalarından bazıları fazla net konusu yapıyorlar. Biliyorum yapmak zorundalar sonuçta bu bir net yarışı ama yinede bilmiyorum etkileniyorum sanırım bu net muhabbetlerinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Something About You -Taegyu
Fanfiction"Soob sadece dershane crushı abartmaya gerek yok. Sonunda deli divane aşık olmazsan benim adımda Soobin değil"