2.3

88 7 37
                                    

Beomgyu dersliğinden çıkar çıkmaz evine doğru gitmeye başlamıştı. Daha doğrusu Taehyun'la beraber yaşadığı eve doğru gitmeye başlamıştı. Bu durum onu çok mutlu ediyordu. Aşık olduğu adamla aynı evde yaşıyor olmak yani.

Şimdi ise Taehyun'a sürpriz hazırlayacaktı. Güzel bir akşam yemeği ve ardından onun için gizlice ördüğü kazağı verecekti biricik sevgilisine. Her ders arasında örmüştü sevgilisi için.
Heyecanlı bir şekilde elindeki kitaplarıyla yürüyordu. Aklına sevgilisinin vereceği tepki geldikçe yüzündeki sırıtış büyüyordu. Üniversitenin çıkış kapısına varmıştı tam çıkacakken omzunda hissettiği elle olduğu yerde kaldı.
Onu durduran kişi sınıf arkadaşı Heeseung'tu.

-Selam Beomgyu nasılsın?

-İyiyim sen nasılsın Heeseung?

-Bende iyiyim de sen nereye gidiyorsun böyle acele bir şekilde?

-Eve gitmem lazım. Akşama hazırlamam gereken birkaç şey var.

-Ev kaçmıyor ya ne bu acele ve bence benimle bir kahve içecek kadar vaktin vardır değil mi?

-A-aslında eve gitsem daha iyi olacak belki başka zaman içeriz kahveyi arkadaşça.

-Beomie benim bu güzel teklifimi red mi edeceksin yani üzecek misin sınıf arkadaşını? Seninle vakit geçirmek istiyordum ben ama.

Heeseung bunları derken elini yavaşça Beomgyu'nun beline kaydırıyordu. Beomgyu'nun düşünceli olmasından yararlanıp onu yavaşça ilerletmeye çalışırken birisinin onu iktirmesiyle yere düşmüştü. Beomgyu anlamadığı olaylarla şaşkınca etrafına bakarken aldığı tanıdık kokuyla içi rahatlamıştı.
Taehyun elini güzel sevgilisinin beline sararak onu yerde yatan itten uzaklaştırdı.
Beomgyu bu sırada sevgilisine sırnaşıp olayı anlamaya çalışıyordu.

Heeseung sinirle yerden kalkıp Taehyun'un yakasına yapıştı.

-Sen kimsin ki beni iktiriyorsun?

-Belini tuttuğun kişinin sevgilisiyim ben, asıl sen kimsin ki benim sevgilimin belini tutuyorsun?
Kırarım o elini!

Taehyun bunu o kadar saf sinirle söylemişti ki Heeseung elini yavaşça çekmişti tuttuğu yakadan.
Daha fazla bir şey demeden uzaklaşmıştı iki sevgilinin yanından. Taehyun hızlıca yanındaki güzeliyle üniversiteden çıkmıştı. Arabanın yanına varır varmaz Beomgyu'yu arabaya yaslayıp dudaklarına yapışmıştı. Şuan üniversitenin içindeki herkes şaşkınca öpüşen ikiliye bakarken onlar kimseyi unursamadan birbirlerinde nefesleniyorlardı.
En sonunda Taehyun geri çekilip alnını güzel bebeğinin alnına yaslayıp

-Tanrım Beomgyu neden bu kadar güzelsin sen? O piçi dövmemek için çok zor tuttum kendimi.

-Sadece senin güzelinim ama ve bunuda herkese göstermiş olduk az önce. Hem kavga etmene değmezdi.

-Peki güzelliğime bir kahve ısmarlayabilir miyim?

-Ismarlayabilirsin.

Beomgyu bunu dedikten sonra Taehyun geri çekilmişti. Ardından ikiside arabaya binip sevdikleri kafeye gitmeye başlamışlardı. Beomgyu kitaplarını arka koltuğa bırakıp araba süren sevgilisini izlemeye başladı. Aklına gelen şeyi direkt sevgilisine sordu.

-Aşkım bugün senin dersin yok muydu bu saatte yoksa ben mi yanlış biliyorum?

-Dersim vardı ama hocamızın hastaneye gitmesi gerekiyormuş bende bunun üstüne dedim ki gidip güzel bebeğimi göreyim. İyi ki de böyle bir şey demişim kendime. Ne iyi oldu gelip seni almam.

-Kıskanç Taehyun da ayrı bir çekici oluyormuş.

Taehyun, güzel sevgilisinin bu cümlesine sırıtıp elini Beomgyu'nun bacağına atmış ve hafifçe sıkmıştı. Beomgyu bu hareketle donup kalmıştı. Bir eli direksiyonda bir eli bacağında olan sevgilisi şuan ona aşırı çekici geliyordu.

Something About You -TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin