Kimseye derdimi anlatamadığımdan, acılarımı yıldızıma söylüyor, ona açılıyordum. Hayatın sabahında kaptığımız izlenimler ne derin çizgiler bırakıyor yüreğimizde.
(Vadideki Zambak.)******
Kimseni önceliği değildim, çünkü herkesin önceliği en çok sevdikleriydi, Ege ve ben aynı anda düşsek annem ilk oğluna koşar ama ona sorarsan o küçük olduğu içindi, beni bununla avutuyordu peki ben neydim, kimdim? Babamı sorsanız oda aynı öncelikleri hep diğer evlatlarıydı, ben büyüdüm kendim kalkabilirim böyle düşünüyorlardı ama bilmedikleri bir şey vardı ne kadar büyük olusam olayım kardeşlerim kadar benimde sevgiye ihtiyacım vardı.Annem oğlu ile pasta yaparken, benim yaralarımı başkaları sarıyordu, hani anneler evlatlarına derman olurdu? Babam çocuğuna bir şey olmasın diye korurken beni başkaları koruyordu. Hani babalar kızlarının kahramanıydı?
Nerede benim dermanım?
Nerede benim kahramanım?
Etrafıma bakındım yoklardı. Eğilip dizimi nazik elleri ile saran askere baktım, dermanım oydu, başımı kaldırıp karşı sedirde oturan Yüzbaşına baktım, benim yüzümden aldığı yaraları sardırıyordu, kahramanım ise o. İkisinide hiç tanımıyordum ama bana annem ve babamdan daha sıcak davrandıkları kesindi.
"Geçmiş olsun" diyen sese baktım dizimi saran kadın bana gülümsüyordu. Siyah uzun saçları vardı gözleri benden daha koyu bir kahveydi hatta uzaktan bakan siyah derdi.
"Teşekkür ederim" dedim minnetle. Yüzbaşının bakışları dizlerimdeydi yüzü acı çekiyordu, acaba canı çok mu yanıyordu?
"Zehra ben" diyerek elini uzattı kadın, elimi kaldırıp tutum. "Meva" dedim. Yanımızda sadece 8 asker vardı biri kızdı oda Zehraydı. Anladığım kadarıyla özel bir timdi.Köye gelmiştik bir evin içindeydik yaralılara Zehra bakmıştı en sonda benim dizimi de sarmıştı. Eniştem sedirde oturuyordu kızlarda yanındaydı teyzemde su uzatıyordu. Bakacak bir saat aradım ama yoktu yanımda Sevda ile konuşan Zehraya döndüm. Sevda ile köyden tanışıyorlarmış.
"Saat kaç acaba Zehra?" Zehra telefonunu kamufulaj pantalonundan çıkarıp baktı.
"11'e 5 var"dedi gülümseyerek."Herkesin yeri hazır" diyerek bir kadın geldi yanımıza.
"Biz köyde nöbette olacağız siz uyuyun sabah sizi köyünüze götüreceğiz" dedi Zehra tek o yanımızdaydı. Herkes yerine dağıldı ben Sevda ve Leyla aynı yataktaydık. Herkes uyumuştu ama bir türlü uykum gelmiyordu gözümü kapattığımda o adamın bana dokunduğunu hissediyordum, sağa sola döndüm baktım olmuyor ayaklandım dışarı çıkmam lazımdı yavaşça kalktım kendimi dışarı attım, iki asker kapıdaydı bakışları bana döndü. İkiside uzundu biri diğerine nazaran az daha kısaydı biri esmer ve oldukça kalıplıydı ela gözleri vardı diğeri de hafif sarı yeşil gözlüydü.
"Bir şey mi oldu?" diye sordu ela gözlü olan, başımı iki tarafa salladım.
"Sadece biraz hava alacağım gözünüzün önüden ayrılmam" elimle karşıyı gösterirken yüzbaşının orda olduğunu gördüm arabanın kaputuna oturmuş yıldızlara bakıyordu. Yanına gitmek teşekkür etmek istedim.
"Yüzbaşının yanında olacağım." Ela gözlü olan başını salladı.
"Komutanımın yanından ayrılmayın." dedi uyarıcı bir tonda. Adımlarımı o tarafa çevirdim hafif topallıyordum dizim acıyordu. Yanına yaklaşınca tuhaf bir his hissettim acaba yanına gelmese miydim, aman diyerek bir cesaretle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA GÖZYAŞI
Teen Fiction"Şans getirsin." dedim, elimden kolyeyi aldı ve ucundaki yoncaya baktı. "Dört yaprak olunca şans olmuyor muydu? Senin ki üç yaprak." dedi. "Bu kolyeyi ölmeden önce anneannem vermişti, bende senin gibi sorgulamıştım ve bana neden üç yaprak olduğunu s...