KORKU VE HEYECAN ARASINDA

609 206 653
                                    

Genç adam stresli bir gece geçirmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Genç adam stresli bir gece geçirmişti. Rusya ile olan zor şer kurduğu ortaklığı bitme noktasına gelse de durumu toparlamış ve kârlı bir ticaret yapmıştı.

Henüz sadece bir suç çetesinin lideri olsa da bu lanetli örümcek ağının içerisinde en tepeye ulaşmayı hedefliyordu.

Ödemesi gereken manevi bir borcu ve tutması gereken sözü vardı. Yıllar geçtikçe kirin, pisliğin, karanlığın içerisinde pişmişti. Fakat yalnız kalbi el değilemeyecek kadar soğumuştu.

Aşağılanan hayatı, bu sabahın gecesinde eskiden kalbinde yer edinen cesur kadın tarafından kurtarılmıştı.

Zamansız karşılaşma onu heyecanlandırmıştı. Birisinin onun için fedakarlık göstermesine alışık değildi. Hatta bu duyguyu hiç tanımıyordu. Akgün Ağan olabilmek için bedeller ödemişti. Verdiği kadar almıştı.

Arabasıyla evine dönerken ona verilen şansın karşılığını nasıl ödeyeceğini düşünüyordu. Güneş'i güvende tutabilmek için onun polisle kurduğu işbirliğine devam etmesininin gerekli olduğunu biliyordu.

Evinin önüne geldi ve çalışanlarından birisinin kapısını açmasıyla arabadan indi. Şehrin en işlek caddesindeki dokuz katlı bina ona aitti. Çatı katında kendisi yaşıyordu. Üç daireyi iş için diğerlerini ise çalışanlarının yaşaması için kullanıyordu.

Sadece iş için olsa bile onları ailesi gibi görüyor, sahiplenip koruyordu.

" Hoşgeldin, abi." dedi henüz yirmisine basmamış genç delikanlı.

Anahtarı ona doğru atıp "Nasıl gidiyor?" diye sordu.

"Bildiğin gibi abi."

Akgün dekoratif kırmızı kiremitlerle döşeli, fransız tarzı ahşap pencereli neredeyse yarım futbol sahası büyüklüğündeki apartmana girerken genç delikanlı arabayı apartmanın kaldırımına iyice yanaştırdı.

Giriş kapısının önünde dikilen iki korumaya başıyla selam vererek zamanla kararmış krem rengi mermer merdivenleri çıktı. Aynalı duvarlardan oluşan ve büyük yeşil bitkilerle süslenen uzun koridoru geçerek, giriş holüne varmadan asansöre ulaştı ve beklemeden binip doğruca yedinci kata ulaştı.

Asansörden inip kapısı her zaman açık olan daireye girdi. Geniş dairenin ortasında uzun çeviz ağacından bir masa ve etrafına yerleştirilmiş ahşap sandalyeler vardı. Etrafında toplanmış on altı adam evrak ve kağıt işleyle meşguldü.

Duvarlar açık gri renkte yerler siyah mermerle döşenmişti. Binanın arka tarafı ara sokakta kalan kırmızı renkli kiliseye bakıyordu. Kilisenin giriş kısmında ki mermerden oyulmuş kadın figürü heykeli gören herkesi hayran bırakıyordu.

Geniş dairenin sol kısmındaki kapının ardında büyükçe bir mutfak alanı ve on kişinin rahatlıkla sığabileceği yemek masası vardı.

İşlek caddeye bakan pencerenin önünde zımbalı acı kahve renginde deri koltuk takımı ve üzeri fincan ve sigara izmariti dolu küllükle kaplı orta sehba duruyordu. Üç adam baş başa vermiş oldukça gürültülü kahkahalar ararak sohbet ediyorlardı.

ÇİFT YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin