"Sen o şerefsizsin değil mi?" Diyen kadınla dahada kızdım kendime. Annem çok meraklanacaktı şimdi. Yemek için acele edeceğim diye her şeyi birbirine katmıştım. Hem telefon düşüp annemle konuşmamız yarım kesilmiş hemde haram bir kadına temas etmek ve konuşmak zorunda kalmıştım.
Hem gerçekten açık bir kadının burada ne işi vardı. Camide? Cidden durup benimle tartışacak mıydı gerçekten? Hemde bana küfür mü etmişti az önce o?
İstemsizce kafamı kaldırırken telefonun bataryasını takmaya çalışan ellerim duraksadı. Az önce çarparak tabiri yerindeyse dünyasını ters çevirdiğim kadına baktım. İstemsizce yutkundum. Titremeye başlayan elimden düşmesin diye telefonu sıkarken sinirli gözlerine bakakaldım fark etmeden.
Kalbim müsaade bile almazken rüya olsun istedim.
"Mert'e çarpan sendin! Sen dersete yanına oturmama izin vermeyen öküzle aynı kişisin değil mi?" Diye sertçe çıkışarak üzerime sert bir adım atan kadınla hızla geriledim. Kalbim canımı yakacak şekilde atmaya başlarken bu yaşadığım durumu anlamlandıramıyordum.
Cami bahçesinde Hacerle karşılaşmıştı.
Hacer.
Gözlerimi hızla çekerken nefesimi kesen kalbime bastırdım elimi.
"Çarparken iyiydi! Öküzlük yaparken iyi! Konuşsana. Zaten dünyada senden başka böyle birisine çarpacak öküz olduğunu sanmıyorum." Diye sesini iyice yükselttiğinde bana hiç Mert'e çarptığım için hesap soracağını düşünmemiştim. Ben onunla konuşacağımı hayal edemezdim ki. Şu bana baktığını düşünmek bile bana hiç iyi gelmiyordum.
Sakinleşmek adına nefes egzersizleri yaparken üzerime bir adım daha atan kadına nasıl engel olacağımı bilmiyordum. Kaçıp gitmek istiyordum fakat kalbimin beni ortada bırakmayacağı malumdu.
"Özür dilerim..." İster istemez gözlerine bakarken sinirini dağıtmak adına konuştum. Acıyla yaşaran gözlerimi kırpıştırırken cebime uzanıp artık ciğerlerime gitmeyen oksijen için ilacımı sıkarken bedenim acıyla büküldü. Nefes alış verişim düzelsede buğulu gözlerim ardından bana bakan kadın hâlâ bana sebep olduğundan güçsüzce yere çöktüm. Sevdiğim yanımda durması canımı bu denli nasıl yakabilirdi. Yüzündeki dehşet ifadesine duyduğum üzüntü canımı daha da yaktı. Yeniden ölümü hissederken kararan gözlerimle aceleyle çantama uzandım. Kutuları artık dokusundanda tanıdığım için tereddüt etmeden aldım elime.
Bilinçsizse şahadet getirirken bu sürekli öleceğimi düşleyerek demeyi unutmamayı kendime tembihlememin getirisiydi. Suyu bulup aceleyle açmaya çalışırken bana yardım eden bir sürü el geldi bir anda. Kim vardı ona bile bakamadım. İlk kez ortalıkta yaşadığım kriz beni ayrı bir şok etmişti. İlacı içip dakikalarca acı içinde bekledim. Gözlerimi açtığımdaysa etrafımda benimle ilgilenen bir kaç kişi arasında onun olmaması beni yalnızca rahatlattı. Uğuldayan kulaklarımla izledim benimle ilgilenen insanları.
Yinede gözlerimin bir kez daha dolmasına engel olamadım. Hayal meyal yere düştüğüm andaki ifadesini düşündüm. Sevdiğim kadının karşısında düştüğüm bu hal. Elimi sertçe göğsüme geçirdim kızarak. Annem bu halimi görse üzüntüden yataklara düşerdi. Ölmek istemiyordum. En azından birilerini üzmek istemiyordum. Canımı alacaksan bile bu kuluna acı ve ölümümü dünyada bıraktıklarımı bir sınav yapma.
Allah bana sabır ver yarrabim. Bu bir sınavsa aşmamı nasip eyle.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyan Güzel/ Y Texting
Truyện NgắnYarı texting gibimsi 0537....:Uyan güzel, aç gözünü 0537....:Dinle ezanın sesini 0537....:Vermişim sana gönlümü 0537....:Benim yüz karam sultanım... 0537....: Ne zaman Kuran okuyacaksın? 💤💤💤 Bazen inanır insan imkansıza. Çünkü dua ettiği rabbi i...