Düğünden iki gün önce
Dünün yorgunluğuna regl ağrım eklenince vücudumda yaşanan ızdırap beni resmen bayıltacak konuma getirmiş gibiyken dün gece kendimi resmen attığım yatakta şimdi sırt üstü yatmış öylece uykudan yeni uyanmış halim ile tavanı seyrediyordum.
Kapımın tıklatılması ile yatakta oturur pozisyona gelirken çalan kişiye gel komutunu vermiştim bile.
İçeriye annem gelirken yüzünde ki gülümseme ile bana baktı. Sonra baştan aşağıya beni süzerken gözlerini devirdi.
" Kızım ne bu halin?"
" Ne varmış halimde anne?"
" Ne yok ki halinde. Yatakta bir ben eksiğim."
" Anneee."
" Ne anne ne anne. Hemen kalk. Temizce çitilen, giyin ve kahvaltıya in. "
" Tamam anne."
" Başını ben yıkayayım mı?"
" Sağol anne. Ama ben hallederim."
" Lütfenn"
" Anne yirmi altı yaşına geldim."
" Ne varmış yaşında?"
" Hadi sen bunu düşün annem ben de bir dış alıp geleyim."
" Beni böyle kandıramazsın."
" Baybay"
Banyonun kapısını kapatmadan önce anneme el sallarken o da yalandan bozulmuş bir halde kollarını bağlayıp arkasını döndü.
Beni evlatlık aldıklarından beri başımı hep Mine annem yıkamıştı. Ta ki on üç yaşıma kadar. Sonra utanmanın verdiği sorumluluk duygusu ile artık kendi kendimi yıkar olmuştum. Mine annem ise bunun için bana küsmüş hatta ondan iğrendiğim için başımı ona yıkatmadığımı düşünmüştü. Bazen çok saçma düşünceleri oluyordu.
Kısa süren bir duşun ardından banyodan çıkarken dolabıma ilerleyip havanın verdiği serinlik ile bir elbise giymeye karar vermiştim.
Üstümde yazlık ince kumaş fırfırlı bir elbise varken gün boyu kobakta olacağım için altına ev terliklerimi giyecektim. Saçlarımı at kuyruğu yaparken yüzüme hafif bir makyaj yaptım. Yatağımı düzenleyip odadan çıktım.
Kahvaltı masasına gitmek için merdivenlerden inerken tüm ev ahalisi masadaydı. Ben merdivenlerden inmiş masaya doğru ilerlerken amcam ve babam karşılıklı oturmuştu. Yengemin zehir saçan gözleri bendeyken bu kadının ruhunda nur yerine zehir vardı kesin. İçinde ki fesatlıktan rengi Mengi bir garip olmuştu resmen. Ya da bana öyle geliyordu.
Ben masada annemin yanına geçerken üzerimde ki bakışları umursamadım. Annem önüme kahvaltılık bir şeyler bırakırken ben ise çayıma şeker atıyordum. Kendisiyle bir yandan sohbet ediyor bir yandan ise kahvaltımızı yapıyorduk. Bakışlarım anlık babama yönelirken bizi hafif tebessümle izliyordu. Onunla göz göze gelince göz kırpıp kahvaltısına geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜHRE ( Ağa Serisi 1 )
Genç Kız Edebiyatı"Güzelim, yapma Allah aşkına. Bağır, çağır, vur, kır ama susma." derken oturduğu sandalyenin önünde diz çöktüm "Esin" ismi dudaklarımın arasından dökülürken bakmadı. Elleri kucağında öylece önüne bakıyordu. Ellerini tuttuğum da yeniden konu...