Diyar abim mi ?
Ne işi vardı burda? Hele ben bu haldeyken. Aziz hiç takmadan Suat a bakarken umursamaz bakışları Suat ı geriyordu." Buyursun gelsin koçum "
Konuşması ile birlikte Suat ın anlamaz bakışları beni bulurken garip bir şekilde bakıyordu.
Tamam anlamında kafasını sallayıp odadan çıkarken ben de ellerimle oynuyordum. Gerginlikten ölecekken neden buraya geliyordu? Benim için diyeceğim yok yani yalan olur. O benim için kılını bile kıpırdatmaz bile.
İçimde ki merak bir kurtçuk misali ruhumu kemirirken kulağıma ilişen erkek sesi ile daldığım düşüncelerden sıyrıldım.
" Ha efendim bir şey mi dedin? "
" Zühre diye diye adını ezberledim kızım."
" Kızım deme hem ne oldu? Boş bir şey diyeceksen konuşma kafam zaten dolu."
Konuşma üslûbumdan dolayı sertleşen bakışları gram takmazken koltuktan kalkarken bir kaç adım da yanıma geldi.
Kolumu sertçe tutarak beni kendine çekerken" Sabahtan beri insanca konuşmaya çalışıyorum ama her seferin de bana saçma sapan cevaplar veriyorsun. Sana o sesini hep kıs demeyeceğim bir daha bana sesini yükseltirsen seni doğduğuna pişman ederim"
Üzerime bir suskunluk çökmüşken sıktığı kolum acımıyordu çünkü bedenimdeki ve ruhumdaki tüm acıyı kalbim üstlenmişti. Benim canım acımazdı. Diyar abim hep öyle derdi.
" Bir şey olmaz katillerin canı acımaz "
derdi. Belki babamın yanında hiç demedi ama yüzüme çok vurdu. Benim canım bir hayli yanmışken bu adamın yaptıklarını gram umursayamıyordum. Çünkü ben daha beterlerini yaşamıştım." Mal mal bakma da bir şey söyle?"
Kolumu biraz daha kendine çekerken artık sıkmaktan parmak izlerinin çıktığını düşündüğüm kolum acı acı sinyallerini beynime gönderirken birden anılardan şimdiki zamana geri döndüm.
" Bırak kolumu. Nasıl konuşacağıma sen değil ben karar veririm. Bu seni hiç alakadar etmez. İstersem sülalene sayarım-"
Bu sefer diğer eli yüzümü kavrarken sıkmasından dolayı dudaklarım büzüşmüştü.
" Duracağın yeri bil Zühre hanım. Konuştuğun kelimelere dikkat et. Bırak sülalemi bana en ufak saygısızlık ettiğini görürsem bedelini ağır ödetirim."
Eli yüzümden inip boğazımı sardığında yavaş yavaş sıkmaya başlarken nefes alış verişlerim güçsüzleşmeye göğüs kafesim hızla kalkıp inmekteydi.
Tehditkar bir ifadeyle bana bakarken kalp atışım beynimde yankılanıyordu resmen. Nefesim gitmeye başlarken ellerimi ellerine atmış hem kolumu hem de boğazımı kurtarmaya çalışıyordum.
" Boşuna debelenme seni benden anca ölüm kurtarır Zühre hanım. Bundan sonra laflarına dikkat edersin artık yoksa bu ön gösterimin filmini çekerim sana. "
Boğazımı bırakırken başımı arkaya itmesi ile yatakta geriye savrulurken hastalıktan acıyan boğazım yırtılacakmış gibi nefessizlikten öksürmeye başlamıştım. Hiç bir şey olmamış gibi kalktığı koltuğa geri otururken öksürmekten artık gözlerimden yaş akamaya başlamıştı.
Hayat bana farklı vaatlerde bulunurken ben hep iyi tarafından bakmaya çalışmıştım. Ama nafile. Kaderimin oyunlarını görmemek için kapattığım gözlerimi duymamak için ellerimle sıkı sıkı kapattığım kulaklarımı bu hastane odasın da açmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜHRE ( Ağa Serisi 1 )
ChickLit"Güzelim, yapma Allah aşkına. Bağır, çağır, vur, kır ama susma." derken oturduğu sandalyenin önünde diz çöktüm "Esin" ismi dudaklarımın arasından dökülürken bakmadı. Elleri kucağında öylece önüne bakıyordu. Ellerini tuttuğum da yeniden konu...