Umarım beğenirsiniz...
🪻🪻🪻🪻🪻
Kapıya yaslanmış dışarıdaki seslerin verdiği korkuyla yerde oturuyordum. Babam bas bas bağırırken karşısındaki kuzenim olacak pislikte boş durmuyor ona laf yetiştiriyordu.
Kendimi toparlayıp cama doğru ilerlerken titreyen ellerimle camı açtım. Yavaşça camın yanında ki divana otururken dışarıda ki sesler sanki daha da çok artmıştı.
"Sen kimi kovuyorsun bu masadan it. Bir türlü adam ademedim seni. Bu kadar mı haysiyetsiz oldun." diyen babamla o konuşmaya başladı.
"Peh kovduğum kimmiş miş . Yeter bıktım artık. İstemiyorum onu bu evde. Hayatım da istemiyorum. Görmek istemiyorum."derken üzüntüden çatlayan kalbim paramparça oldu.
Ben bugün öyle bir kırıldım ki ölen annem mezarından çıkıp gelse yine beni toparlayamazdı. "Anlamadın mı hala baba? Ben ondan nefret ediyorum. Sevmiyorum.ÇÜNKÜ O BİR KATİL. ANNESİNİN KATİLİ-" diye bas bas bağırırken bir anda gelen silah sesiyle beraberindeki çığlık artık ruhumu aldı benden. Ben katil değildim. Ben katil değilim. Hiç kimseyi öldürmedim ben. Yemin ederim ki hiç kimseyi öldürmedim.
Oturduğum divan da bacaklarımı kendime çekmiş bir halde öylece sallanırken dışarıdan Devran abimin sesi geldi. "Bir daha ona katil dersen bu sefer abimsin demem anlının çatından vururum seni. Sen de ağlayıp zırlama be. Zaten ne olduysa sizin yüzünüzden oldu. Bir de sen Azra. Sen hiç düşünmedin mi bu adam daha kendi canından kanından olanı sevememiş beni nasıl sevecek diye? Harbiden salaksın. Senin yerinde olsam onunla evlenmezdim. Hatta şimdi şu dakika burayı terk ederdim. Ama yine de sen bilirsin." diyen Devran abimle hala suskunluğum devam ediyordu.
" O benim canımdan kanımdan değil Devran. O bizim hiç bir şeyimiz değil. Sadece amcamızın evlatlık edindiği birisi."
" Öyle mi? Madem senin canından kanından değil. O zaman da berdele onu veremezsin. Çoktan onsekizini geçti. Asım amcam ne kadar onu evlatlıkta edinmiş olsa o artık özgür bir insan. Yani senin ve annemin oyunlarına gelmez. Onu berdel vermek yerine Arzu yu vereceksiniz. "
Devran abimin sözlerine karşılık Arzu nun bağırışları yükseldiğinde ortalık fena halde karışıyordu.
" Hayır. Ben bu evliliği istemiyorum. Bunca yıl baktık büyüttük. Bize borçlu o. "
" Sus!!! Sen mi baktın? Sen mi doyurdun? Lan kızın hayatını mahvetmeye çalışmadınız mı? Okulda olsun evde olsun. Ne can borcu. Asıl sizin ona borcunuz var. Hakkını size helal etmesi bile bir mükâfat lan size."
Devran abim çığrından çıkmış gibi bağırırken Arzu baktığım kadarıyla ağlamaya başladı. Amcam susarken yengem ayaklandı.
" Elin kızını kardeşine mi tercih ediyorsun sen Devran?"
" Evet. Ne o? Abim de aynısını yapmadı mı? Elin kızını kaçırdı. Kendi kanından olanı feda edecek işte. Men dakka dukka. Yapana yapılır anne."
" Devran. Annenin ben senin. Nasıl böyle konuşursun benimle?"
" Nasıl konuşuyor muşum? Bir kendinize gelin ya. Kör olmuşsunuz siz kör. Doğru ile yanlışı ayırt edemiyorsunuz. Son sözümdür. Zühre hayatını yaşayacak. Artık ne kadarı kaldıysa. Ve sizde buna karışmayacaksınız."
" Yeteeeeerr!!! Yeter. Benim de bir hayatım var. Bende insanım. Onu düşündüğün kadar beni de düşün abi. Ben senin öz kardeşinim- "
" Sen mi benim kardeşimsin? Benim kardeşim annesinin kuklası mı? Benim kardeşim öz bile olmasa annesi dedi diye gecenin bir vakti kuzenini arayıp onunla sırf berdele kurban gidiyor diye dalga geçecek birisi mi? Böyle kardeşim olacağına ölürüm daha iyi. Ve biliyor musun Arzu? Sen şeytandan bile daha kötüsün"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜHRE ( Ağa Serisi 1 )
Literatura Feminina"Güzelim, yapma Allah aşkına. Bağır, çağır, vur, kır ama susma." derken oturduğu sandalyenin önünde diz çöktüm "Esin" ismi dudaklarımın arasından dökülürken bakmadı. Elleri kucağında öylece önüne bakıyordu. Ellerini tuttuğum da yeniden konu...