2. BÖLÜM

24 4 0
                                    

Gözlerimi hafifçe araladığımda revirde olduğumu fark ettim. Burada tek olup olmadığımı anlamak için kafamı çevirdim. Sırasıyla Karen, Serap, Hilal ve Doğukan yatıyordu. Doğrulmaya çalıştım, o esnada yanıma bir hemşire geldi ve bana büyük bir tehlike atlattığımı ve yüksek doz dolayısıyla kriz geçirdiğimi söyledi. Kafam birden darmadağın oldu, kriz? Tehlike? Doz? Yüksek? Konuşamasamda hemşire gözlerimden anlamış olacak ki "siz şimdilik kendinizi yormayın, dinlenin yakın zamanda taburcu olacaksınız, birazdan polis arkadaşlar gelecek, kendinizi iyi hissederseniz sizi sorguya alacaklar. Fakat şu anda uyanan tek kişi sen olduğundan dolayı bu günlük sadece seninle konuşacaklar. O zamana
kadar iyice dinlen " dedi. Mecburen kafa sallamak zorunda kaldım. Hemşire odadan çıktıktan sonra hilal ağzındaki oksijen maskesini çıkartıp bana doğrı yöneldi, korktuğumu anlamış olacak ki eliyle sessiz olmamı söyleyen bir işaret yaptı ve kulağıma doğru eğildi. "Dün odamızda bir cinayet işlendi, ölen hepimizin yakından tanıdığı birisi Lara Farah." Duyduklarım karşısında gözlerim fal taşı gibi açıldı. Lara henüz geleli 1-2 ay ya olmuş ya olmamış birisiydi, ayrıca ülkenin sayılı zenginlerinden birinin kızıydı. Akıl hastanelerinde bu tarz olaylara genelde rastlanır. Zenginler kafa dinlemek için yüksek miktarda para öderler ve hasta rolü yaparlar. Lara'da yüksek ihtimalle bu yüzden gelmişti. Peki onu kim, nasıl öldürmeye cesaret edebilirdi? Diye düşünürken dışarıdan gelem adım sesleriyle Hilal yatağına dönüp uyuyor taklidi yaptı. Gelenler hemşire ve birkaç polis memuruydu. Hemşireler ağzımdaki maskeyi yavaşça çıkartıp beni doğrulttu. Polisler konuşabilecek durumda olup olmadığımı sorduklarında göz ucuyla Hilal'e baktım. Kaşlarını yapmamamı söyler gibi yukarı kaldırıyordu, bende dediğini yapıp kafamı iki yana salladım. Polisler birbirine bakıp "o zaman yapacak bir şey yok, daha sonra tekrar geleceğiz" dediler ve yavaş adımlarla çıktılar. Odada yalnız kalmıştık. Bu düşünce içimi ürpertiyordu. Şu anda katille aynı odada bile olabilirdik.. Ama olmaz öyle şey canım, benim arkadaşlarım öyle insanlar değiller, derken Doğukanın uyandığını fark ettik. Hilal hemen yanına koşup oksijen maskesini çıkarttı ve iyi olup olmadığını kontrol etti. Biraz kıskandığımı söylemem gerekiyor fakat Hilal genel olarak erkeklerin kokuşmuş canlılar olduğunu ve biriyle birlikte olması için tamamen şuurunu kaybetmiş kaybetmiş vaziyette olması gerektiğini söylediğini hatırlayınca rahatladım. Zaten ben kimim ki? Kim olarak kıskanıyordum onu?

TIMARHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin