Jisung
Minho'nun evden çıktığını duyduğumda direkt salona gittim elimde telefonumla. Salona geçtiğimde hemen koltuğa oturdum.
"Jisun-"
"Müsait değilim. Biriyle konuşuyorum."
"Çocuk gibisin!"
Dedi Changbin. Telefonu bıraktım.
"Ne yapmamı istiyorsun? Senin gibi bir şey olmamış gibi mi yapayım?"
"Konuşmak için uygun zamanı bekliyordum."
"Ondan bahsetmediğimi sen de biliyorsun!"
"Neyden bahsediyorsun o zaman?"
Biraz duraksadım çünkü söylerken utanacaktım.
"Şeyi yaptıktan sonra... telefonunu eline alıp yemek söyledin."
"Evime yemek için gelmiştik çünkü!"
"Sorun sence o mu Changbin?!"
"Seni gerçekten anlayamıyorum!"
Gidip mutfaktan bir bardak su aldım. Sinirle bir şey yapmadan önce sakinleşmek istiyordum. Salona gelip sakin sakin suyumu içtim.
"Neden bu kadar büyük tepki gösteriyorsun anlamıyorum. Tanıştığımız günden beri belliydi böyle bir şey olacağı. Yalnız kalamıyorduk resmen başlarda."
Suyumdan yudum aldıktan sonra koltuğa oturdum.
"Kes sesini."
"Eve ikimiz de yemek için gitmedik. Burada makarna ısıtabilirdik ama ikimizin de işine geldi Jisung. Olacağını bildiğim bir şeye şaşırmadığım için özür dilerim."
Bardaktaki son su damlasını da içtim.
"Tamam bu konuyu geçelim madem. Senin için o gün ne ifade ediyor Changbin?"
"Anlık gerçekleşen bir olay."
Durdum. Yüzüne baktım. O kadar sinirim bozulmuştu ki gülmeye başladım.
"Haklısın, haklısın. Başka bir anlamı yoktu zaten. Hem de bu konuşmayı yapmak da anlamsız. Rahat rahat bitirelim bu işi. Sen başkalarına, ben başkalarına."
"Peki senin için ne ifade ediyor o gün?"
"Önemi yok."
"Var. Sen benim arkadaşımsın sonuçta."
"Siktiğimin arkadaşlığı."
Dedim kendi kendime. Ayağa kalktım ve su bardağını mutfağa götürmeye gidiyordum ki Changbin önümü kesti. Çok yakındı.
"Dürüst olmanı istiyorum Jisung."
"Sen dürüst müsün ki?"
Changbin yutkundu. Dudaklarıma baktı. Tokat attım ona.
"Aklından ne geçiriyorsan geçirme. Artık aramızdaki tek bağ Minho."
Ve camı yere fırlattım. Aslında kırılmaması için hafif attım sanıyordum ama becerememişim.
"Toplarsın orayı."
Ve terk ettim evi. Ağlamadım. Değmezdi. Eve gittiğimde geçtim koltuğa televizyonu açtım. Kafam dağılıyordu böyle.
***
Birkaç saat sonraChangbin:
Jisung özür dilerimYalan söyledim
Evet dürüst değildim
O gün benim için çok şey ifade ediyor
İlk aşkımla ilk birlikteliğimdi
Ama
ben sevgili yapamam
babam öğrenirse biterim
sen de biliyorsun
senin başın belaya girer
Jisung:
OffffSenin de baban iyi ki mafya
Changbin:
Tam olarak mafya
sayılmıyor bence yaJisung:
Önemli olan o değil zaten deAma düşününce çok uyumlu
olmaz mıydık ChangBenimkiler doktor
Hastaneleri falan var
Senin baban bize organ ticareti yapardı
Changbin:
Babam organ mafyası değil amkJisung:
Ha pardonNeyse
Hâlâ dediğim şeyin
arkasındayımSana sinirimden falan söylemedim
Artık aramızdaki tek bağ Minho
Ben bundan sonra seninle
arkadaş olamamSadece Minho için aynı
ortamda bulunurumChangbin:
okJisung:
tmChangbin:
kJisung:
👍
görüldü
WHEN THEY GO LOW I GO LOWERChangbin:
UQJSKWISKWKSLWLSWLSŞ
iletildi
Hay amk kandırıldım
iletildi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darbeli Matkap || hyunho
FanfictionArkadaşının adresini karıştırmasıyla beraber kargosu yanlış eve giden Lee Minho'nun tesadüfen onunla aynı üniversitede okuyan Hwang Hyunjin ile tanışma hikayesi.