28

66 8 0
                                    

"Geldim!!"

Hyunjin merdivenlerden aceleyle inip yanıma geldi. Seungmin de arkasından gelmişti.

Hyunjin'in yanağını öptükten sonra konuştum.

"Nasıl geçti? Yoruldunuz mu?"

Hyunjin suratını somurtarak kafasını salladı. O öyle yapınca gülümsedim ama yanağını sıktım.

"O zaman yemek yiyelim mi? Güzel bir yer gördüm buralarda dolaşırken."

"Tamam."

Hyunjin'in yanaklarını öptüm.

"Ben doydum bile."

Böyle diyince Hyunjin güldü. Sonra hep beraber arabanın oraya gittik.

Hyunjin'e çok soğuk yaptım az önce ister istemez umarım anlamaz.

Hyunjin'in kapısını açtım ve arabaya binmeden önce onun yanağını öptüm.

İlk önce istasyona gitmemiz gerekti (İstasyonda markete girip ikisine de çikolata aldım. Ayrıca Hyunjin'e en sevdiği atıştırmalıktan almıştım ki açlıktan ölmesin ikisi de.)

Ondan sonra da yemek yemeye gittik. Restorana girdiğimizde ikisi de beğenmiş gibiydi. Yemekler geldiğinde sonunda Hyunjin konuştu.

"Niye soğuk yapıyorsun?"

"Ne? Çocuk beş dakika da bir öpüyor seni Hyunjin. Şurada üçüncü tekerlek de değil seyirci gibi hissediyorum."

Seungmin'in dediğini ikimiz de takmadık.

"Üzgünüm, sadece işi bırakacağımı düşünmen kırdı beni biraz."

"Sinir krizi geçirdiğini düşünmem daha mı iyiydi? Monotonluğu sevmezsin sen. Bir şey çok uzun sürüyorsa sıkılmaya başlarsın. O yüzden öyle düşündüm."

Sustum. Haklıydı sanki.

"Tamam. Haklısın galiba."

Yemekte biraz sessizleşmiş olsak da dönüşte araba fazlasıyla sesliydi. Hyunjinlerle onların yurduna gittik. Hyunjin odasının kapısını açtığında kokudan bayılacak gibi olmuştum. Dört kişi kalıyordu burada. Hyunjin, Seungmin ve iki çocuk daha.

Hyunjin'in anlattığına göre bir tanesi karı kız getiriyormuş yurda ikide bir. Diğeri ise boş zamanlarını uyuyarak geçiriyormuş. O yüzden büyük ihtimal sadece bir tanesi odadır diye düşünmüştüm ki doğru da çıktı. Üçümüz de sıkış tıkış odada hazırlandıktan sonra partiye gittik.

Yakınlarda olduğu için birkaç dakika içerisinde oradaydık. Partiye adımımızı attığımız gibi insanlar bize baktı. Alakam olmayan ortamda bile dikkatleri üzerime çekmek yoruyor bazen.

Beraber bir masaya geçip oturduğumuzda gözler gitmedi. Parti yakınlarda bir clubtaydı. Bir an ev partisi sanmıştım ki değilmiş iyi ki. Ev partilerini sevmem.

Yarım saat boyunca aramızda sohbet ettikten sonra yanımızda beliren kişiyle Hyunjin'in yüz ifadesi fazlasıyla değişmişti. Tedirgin gibiydi.

"Partinin yakışıklıları burdaymış."

"Siktirip gitsene sen."

Dedi Seungmin. Tamam işler ilginçleşmeye başlıyor.

"Pardon, adınız neydi?"

"Minho."

Hyunjin sorduğum soruyla beni uyarır şekilde söyledi adımı.

Ona tek kaşımı havada kaldırarak baktım ve geri çocuğa döndüm. Çocuğu tarif etmem gerekirse biraz uzundu, saçları siyah ve kısaydı, Hyunjin'in değil de benim yaşlarımda gözüküyordu.

Darbeli Matkap || hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin