18

90 12 7
                                    

"Niye çağırdın beni buraya?"

Diye sordu Seungmin. İşten sonra Jisunglarla evde okey oynama sözüm olduğu için Seungmin'i iş yerine çağırmıştım. Aslında biraz da ofisime çağırmanın verdiği gücü sevmiştim.

"Her şeyi ayrıntısıyla anlatmak için."

"Dinliyorum. Bu arada, ofisine oda kokusu almalısın."

"Var zaten."

Diyip yeni aldığım oda kokusunu gösterdim. Otomatik olarak çalışıyordu o yüzden diyecek bir şey bulması biraz uzun sürdü.

"O zaman biraz havalandır ofisini. Sigara ve oda kokusu karışımıyla boğuldum burada."

Ofisin köşesinde açık olan camı gösterdim.

"Bak."

Seungmin onu da gördükten sonra siniri bozulmuş bir şekilde bana baktı.

"Üşüdüm."

"Havada rüzgar yok."

Seungmin iç çekti.

"Tamam. Anlat."

Ve anlatmaya başladım. Her ayrıntısıyla.

"..Yani ona vurdum evet ama o da masum değil."

"Başka bir kadınla mıydı?"

Dedi Seungmin. Kötü olmuştu. Dokunsam ağlar gibi. Seungmin'i ilk kez duygularını gösterirken görüyorum. Söylediğime pişman olacaktım neredeyse.

"İstersen konuşurum onunla."

"Gözündeki morluk yalnız mı kaldı yoksa?"

Ve gözümdeki morluğu hatırladım. Doğru ya tüm gün o yüzden insanlar bana garip baktı. Merhem sürmeye başlamalıyım belki de.

"Ben konuşacağım. Benim meselem bu. Sen ve sigaraların uzak dursun."

"Chan de içiyor biliyorsun dimi?"

"O olgun bir bi-"

Ve sustu. Kafasında romantize ettiği adamın ne olduğunu öğreniyordu galiba.

"Neyse, söylediğin için teşekkürler. İyi günler."

"Sana da."

Ve çıktı ofisten. Ben de işe geri döndüm.

***
Eve geldiğimde odamdaki ışığın açık olduğunu fark ettim. Sabah açıp da kapatmamış mıydım?

Ceketimi çıkarıp askılığa astım ve cebimdeki eşyaları şifoniyere koydum. Salonun ışığını açtım. Biri girmiş gibi değildi.

Yavaş yavaş odama gittiğimde yatağımdaki güller görüş alanıma girdi yavaş yavaş. Birkaç mum ile odam aydınlanıyordu. Adımlarımı hızlandırdım ve odama saniyeler içinde girdim.

Hyunjin'i yatağımda benim gömleğim üstünde -üstünde bol duruşu bu romantik ortama ayrı bir hava katıyordu- bir şekilde beklerken buldum. Güldüm. Utangaç tavırları hep garip gelmişti biz sevgiliyken. Şimdi artık özünde gibi.

"Hoşgeldin."

Dedi. Yatağa yaklaştım ve yavaş yavaş çıkmaya başladım yatağa. Hyunjin'e doğru yöneldim ve onun dudaklarını öpmek üzere yaklaşıyordum ki Hyunjin bir anda yataktan kalktı.

"Ha?"

Dedim anlık şaşkınlıkla.

"Her şey öyle kolay değil."

Yatağa daha rahat bir pozisyonla uzandım ve güldüm.

"Dinliyorum şartlarını."

"Aslında tek bir şart var."

Darbeli Matkap || hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin