XXIX.Bölüm ☯

85 43 30
                                    

☽ ☯ ☾

2 HAFTA ÖNCE.

HİLLARY LAWSON.

Hillary, krem rengi koltuğun üzerinde küçüldü ve gözlerini kapattı. Aklına, küçükken babası ile birlikte yaptığı araba gezileri geldi. Küçük gözleriyle pencereden manzarayı seyreder ve yolun kenarından geçerken gördüğü her çiçeğin rengini sesli olarak tekrar ederdi.

Gözlerini açmak için kendinde güç aradı fakat bulamadı. Alkol, damarlarındaki kan ile sevişmekte epey ustacaydı. On sekiz yaşına henüz girmişti ve alkol deneyimini bu denli köklü yaşadığı ilk geceydi. Bir elini karnına yasladı ve gözlerini araladı. Evinin sokağına girdiklerini gördüğünde, aklına küçüklük travması gelmişti...

"Babam beni bırakıp gidecek mi anne?"

Violet, sessiz kalmış ve Hillary'i kendi tarafına çekmişti.

"Küçük kızlar ağlar ancak sen artık büyüdün Hillary." diye fısıldamıştı babası. "Arkamdan ağlayacak değilsin ya."

"Ama baba..." diye bağırmıştı Hillary, evinin sokağındaki kırılmış kaldırım taşının üzerinde, yalvarırcasına ağlıyorken. "Gitmeni istemiyorum!"

"Bana değil, annene serzenişte bulun." demişti Bradley... "Ne de olsa her şeyin suçlusu o!"

Araba durduğunda, Hillary kısa süreli uykusundan uyanmış ve dalgın gözleriyle sol tarafına bakmıştı. Bradley, üzerinde giyindiği gömleğinin yakasını çekiştirmiş ve Hillary'i adeta dürtmüştü.

"Seni taşımamı ister misin? Oldukça kötü gözüküyorsun Hillary."

"Kendim yürüyebilirim, baba." Hillary, ileriye doğru uzandı ve arabayı açmak için kapının kilidini aradı.

"Sana yardımcı olmak istiyorum."

"Asla yardımına ihtiyaç duyan bir çocuk değilim, olmadım da."

Hillary, kapıyı araladı ve soğuk havanın suratına çarpmasına müsaade etti. Sanki dev bir buzlu kovanın içine girmişçesine açılmış ve tüm teninin üşümesine rağmen, sıcaklığa tezat düşürecek bu soğukluğu sevmişti. 

Yolun karşısına geçerken, Bradley ileriye atıldı ve Hillary'i belinden kavrayıp kendisine doğru çekti. Hillary, ayakta durmakta zorluk çekiyor ve evine doğru giden taşların, yerlerinden oynadığını düşünüyordu. Gözlerini kapattı ve midesinin kaynadığını hissetti. Ardından babasının yanından ayrıldı ve bahçenin hemen kenarındaki boşluğa doğru kustu.

Bradley, onun iyi olduğundan emin olana kadar gitmeyeceğini söylese bile Hillary bunu reddetmiş ve evin kapısını, suratına kapatmaya yeltenmişti.

"Bekle!" diye çıkıştı Bradley. Ardından kapıyı eliyle sertçe yakaladı. "İyi olduğuna emin misin?"

"Evet baba. Alt tarafı kustum. Abartılacak bir şey yok."

"Peki seni yalnız mı bırakmalıyım yoksa annene mi haber vermeliyim?"

"Bunu yapamazsın."

"O halde sen yapabilirsin."

"Hayır baba, uyuyacağım."

Hillary, kapıyı yeniden kapatmaya yeltendiği sırada Bradley onu durdurdu. Karşısında duran kızı, kendi tanıdığı masum kızı Hillary'den çokça uzaktı. Artık bir genç ve yetişkin bir kız olmuştu fakat onu zapt etmek oldukça zordu. Violet'ı ve neler yaşadığını anlayabileceğini düşündü. Ardından bu düşünceyi zihninden sildi.

Gece Görüşlü Baykuş.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin