Maurice Denis - Homage to Cezanne (1900)
Bu balık bir çocuk tüfeğiyle vurulmuştur diyorum.
-Herkese benden, Osman Konuk.
"Misafirlerin kim olduğunu hala söylemeyecek misin?"
Dilini damağında şaklatarak reddetti. "Sürpriz olmasını istiyorum."
Elimdeki yeşillikleri doğramaya devam ederken içten gelen bir sesle ofladım. "Sürprizler böyle görünmez Taehyung, tercihen hediye paketi içinde olurlar. Aniden kapıdan giren insanların beni şaşırtması o kadar da meraklısı olduğum bir sürpriz değil."
Tüm huysuzluğum beni mutfağa sokup da misafirlerimiz gelecek dediği andan itibaren üzerime yapışmıştı ve ısrarla ardını araştırmama rağmen taviz vermeden kimin geleceğini söylememesi her geçen saniye negatif ruh halimi daha da kötü etkiliyordu. Bu kadar üstüne gitmem Taehyung'un kesinlikle tahmin edilemeyen biri olması ve dolayısıyla misafir diye çağırıp da bana kim olduğunu söylemediği insanların Amerikan başkanı bile çıkabileceği olasılığıydı. Herhangi biri, uçuk veya değil, öylesine biri bile akşamımıza bomba gibi düşebilirdi ve ben de onu en iyi tanıyan insan olarak öncesinde biraz da olsa hazırlıklı olmak istiyordum. Şansa bakın ki, bu hazırlık anlayışı Taehyung'da masanın düzeni ve akşam yemeği menüsünü yetiştirmekten ibaretti, bütün hevessizliğim onun görünmez duvarına çarpıyor ve bana zerre kadar aldırmadan savuşturduğu hareketlerimle keyifli bir şekilde yemeğiyle ilgilenmeyi sürdürüyordu. Gerçekten de yıkılmaz bir yapısı vardı ve ben onun sınırlarını tozdan hallice bilen biri olarak dahi ardına geçmekte sorun yaşıyordum.
Sahiden, bir an bile bozuntuya vermeden büyükannesinin tarifi olduğunu söylediği ve yaklaşık on dakika kadar övdüğü çorbasını karıştırmaya devam ediyordu.
"Seni şaşırtacağımı biliyorsun." dedi kendinden emin bir şekilde ve ardından çorbasından bir kaşık alarak tadını test etti. Bu süreçte benden istediklerini yerine getirmiş bir şekilde hareketlerini izliyor, deyim yerindeyse bu rahatlığı karşısında kalakalıyordum. "Seni hep şaşırttım. Şimdi neden geriliyorsun?"
"Gerçekten her bir zerrenden haberdarken bu sürprizdeki niyetini de anlamayacağımı mı düşünüyorsun?" dediğimde elini havluya silmiş ve bile isteye bastırarak söylediğim kısmı net bir şekilde algılamış gibi hin gözlerle bana bakmıştı. "İyi bir burna sahibim ve sen bu akşam pis işler çeviriyorsun Kim Taehyung."
Elindeki havluyla oyalanmaya devam ederken bana doğru iki adım atarak tam da önümde durdu. "Hmm..." diye mırıldandıktan sonra üzerime doğru eğilerek havluyu belimin hizasına getirmiş ve iki eliyle ucundan tuttuğundan dolayı havlu yardımıyla beni kendine çekmekte saniye gecikmemişti. "Öyle mi yapıyormuşum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırçalar, satırlar ve biraz da yıldızlar , taekook
FanfictionJeon Jungkook sergilere kaçak girmeyi kendine meslek edinmiş bir görsel sanatlar öğrencisiydi, ta ki son girdiği serginin sahibi olan Kim Taehyung onu yakalayana kadar.