Bahçeye çıktığımda Prens Bars'ın askerler ile konuştuğunu gördüm.
Sırıtarak onun yanına yürüyordum ki arkamdan gelen biri kolumu kavradı ve durmamı sağladı.
Beni durduran kişiye baktığımda yüzüm düşmüştü.
"Nişanlınızdan ayrılıp yanıma gelebilecek zamanı nereden buldunuz Amiral?"
"Sana göz kulak olarak para kazanıyorum, unuttun mu?"
"Senim yerinde olsam düğün yapıp karımı ve ailesini gebertirdim. Kral olurdum."
"Kral olmak kolay değil."
"Olsaydı yapardın yani dediklerimi."
Beni onaylamayarak başını salladıktan sonra "Yarın yarışmalar başlıyor. Hazır mısın?" diye sordu.
"Ben katliama her zaman hazırım."
"Yarışmalar tamamen katliamdan oluşmuyor."
Omuz silktim.
"Her ne ise. Ben her şeyi yaparım."
"Seni tutuklamamdan önce de "Ben asla yakalanmam." diyordun." dediğinde derin bir nefes verdim.
"Başımı sokacak sıcak bir ev verdiniz bana." dedim, yapmacık bir gülümseme ile.
"Çok özlemişe benziyorsun, seni geri oraya gönderelim."
Ona cevap vermeden önce Prens Bars'a baktım.
Bize bakıyordu.
"Prens Bars benden vazgeçemez." dedim, arsızca.
"Ne demek istiyorsun?" diye soran Amiral'e dudak büzdüm.
"Prens benden etkileniyor gibi." dediğimde kahkaha attı.
"Prens senin gibi pis bir teröristi ne yapsın? Onunla evlenmek isteyen çok soylu kadın var."
"Prenses Açelya sende ne bulduysa Prens Bars da bende onu bulabilir."
"Ben onurlu bir askerim."
"Ben de güvenilmez bir suikastçiyim."
Anlamayarak bana baktığında "Benim işim insanlara kendimi güvendirip onların kanlarını içmek." dedim.
"Prens Bars zeki biri ve senin kim olduğunu biliyor. Onu kandıramazsın."
"İddiaya ne dersin?" diye sordum.
"Kraliyet için çalışıyorum. Böyle saçma bir iddiaya giremem." dediğinde ofladım.
"Eğer kazanırsan kimsenin bulamadığı silahımı sana gösteririm."
"Sen kazanırsan?" diye sordu.
"Sarayın gizli bölümlerini bana gösterirsin."
"Sarayın öyle yerleri yok." dediğinde güldüm ve ona doğru bir adım attım.
"Amiral, amiral, amiral..."
"Cık cık cık..."
"Birkaç gündür buradayım ve duvarları kontrol edecek kadar zekiyim. Gizli geçitler ve gizli odalar olduğunu biliyorum."
"Peki." dedi ve elini bana uzattı.
Elini sıktım ve "Anlaştık Amiral." dedim.
Elimde eldiven vardı ama biliyordum ki olmasaydı da Amiral'e bir şey olmazdı.
Onun geçmişini araştırarak bunun sebebini öğrenmem lazımdı.
Belki de zehirlere karşı bir dayanıklığı vardı.
Amiral elini çekerken "Bugün yarışlara katılacak son askerler de geldi. Akşam şenlik olacak, gelmeyi unutma." dedi.
"Biliyorum, bugün oda arkadaşımla tanıştım. Neden odama birini yerleştirdiniz ki?"
"Çünkü senin gelen askerlerden bir farkın yok."
Ofladım.
"Süt çocuğu gibi bir şey."
"Seninle kalan kişi Komutan Miran. Çok büyük başarıları var. Onunla yüz yüze ilk kez tanışacağım. İlk görüşmemiz cesedi ile olsun istemiyorum."
"İyi öldürmem."
"Söz mü?" diye sorduğunda onu başımla onayladım.
"Belki onu kölem yaparım." diye mırıldandım.
"Komutan Miran köle olacak biri değil. En iyi askerlerimizden biri."
"Normal kölelikten bahsetmiyordum." dediğimde Amiral anlamayarak bana baktı.
Yaklaş işareti yaptım ve Amiral bana doğru eğildiğinde "Cinsel ihtiyaçlarımı tatmin etmek için onu kullanabilirim. Yakışıklı birine benziyordu." dedim.
İğrenerek benden uzaklaştığında "Namuslu bir kadın ol ve hiçbir askerimiz ile yakınlaşmaya çalışma." dedi.
"Biriyle seviştim diye oruspu olmam."
"Nedense bir kişi ile yetineceğini sanmıyorum."
Sırıttım ve "Çok haklısınız, yetinmemeliyim." dedim.
Amiral bana onaylamayarak bakarken "Askerlerinizin bedenleri tam benim tipim." dedim.
Amiral öksürerek beni durdurmaya çalışırken gelmiş olan Prens Bars'a baktım.
Kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.
"Kıskanmayın lütfen sizin bedeniniz tüm askerlerinizden daha iyi."
"Haddini aşma İlge." diyen Prens Bars dudk büzdüm.
"Çok kıskançsınız."
Prens Bars bana cevap vermeden Amiral'e baktı ve "İşinize dönün." dedi.
Amiral, "Emredersiniz prensim." diyerek giderken Prens Bars'a baktım.
"Ne oldu?"
"Benimle gel, sana göstermem gereken birkaç şey var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkumun Zehri
FantasyDoğmadan lanetlenmişti. Kurtulamadığı lanet onun kaderiydi. Yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Laneti onun hayatı olacaktı. Lanetiyle yaşayacak, laneti ile öldürecekti.