İstiyorum

4.1K 249 98
                                    

Miran ile dediğimizi yapmıştık.

Denemiştik.

Onun bazı şahsi kuralları yüzünden bir suçlu bulmamız gerekmişti.

O kendi kanı olan bir bıçakla suçluyu bıçaklamış, sonrasında ona temas etmişti.

Tahmin ettiğim gibi ölmemişti.

Sonrasında ben dokunmuştum ve adam ölmüştü.

Bunu başka bir suçlu üstünde tam tersi denediğimizde ise ben öldürememiştim. Miran öldürmüştü.

"Amiral'in bana karşı bağışıklığı var. Aman ne harika."

Miran dediğime güldü ve "Ailelerimiz bunu fark edememişti. Belki de bu yüzden evlilik esnasında çok zorlandılar." dedi.

Dudağımı kıvırdım.

"Sanırım biri çıkıp önce annemi bıçaklayıp sonra üstündeki kanı temizlemeden babamı bıçaklamamıştır."

"Benimkiler de aynı."

Miran'a baktım ve "Mektupları daha sonra okusam iyi olacak. Bu gece daha fazla bilgi edinesim yok." dedim.

"Mesaj alındı." diyerek mektupları toplayıp kaldıran Miran'ı izledim.

Mantıken şu an ondan başka kimsem yoktu.

Ayağa kalktım ve ona yaklaştım.

Bana merakla bakıyordu.

"Peki hayatında birisi var mı? Sevgilin, arkadaşın, akraban?"

"Kimse yok."

Elimi yanağına yerleştirdim ve "Sen de benim gibi kimsesizmişsin." dedim.

Alayla gülümsedim.

"Tek fark ben herkes tarafından nefret edilen azılı bir suçluydum. Sen ise herkesin takdir ettiği bir asker."

Miran ellerini belime yerleştirirken "Ama yine de aynı kişileriz. Sadece farklı seçimler yaptık." dedi.

"Baban asker olmana kızmadı mı hiç?"

"O kadar yaşayamadı ama yaşasaydı sebebini belki anlayışla karşılardı."

Tek kaşımı kaldırdığımda güldü ve "Islak sopayla döverdi beni." dedi.

"Bu daha dürüstçe oldu."

Miran beni başıyla onaylarken gözlerine baktım.

"Miran."

"Söyle."

"Daha fazla hissetmek istiyorum seni."

Hayatımda olmadığı kadar birine dokunmak, onda acı harici bir his oluşturmak istiyordum.

"Durma, lütfen. Buna benim de ihtiyacım var." dediğinde zaman kaybetmeden dudaklarımızı birleştirdim.

Ellerim önce yüzünde sonra bedeninde gezerken bu hissi sevmiştim.

Miran'ın belimdeki elleri tişörtümün içine girerken gözlerim iyice kapanmıştı.

Miran'ın tişörtünü çıkarıp odanın bir köşesine attıktan sonra ellerim gövdesinde gezmeye başlamıştı.

"İlge..."

"Efendim."

"Seni hissetmeyi kesmek istemiyorum fakat güneş doğacak yakında."

"Güneşe kurşun mı atayım?"

Miran dediğime güldü ve boynuma bir öpücük kondurdu.

"Güneş dolduğunda hazır olmamız söylendi. Kahvaltı yapacağız ve sonra yarışlar başlayacak."

"Hadi ama! Seni bırakmak istemiyorum."

"Daha sonra devam edeceğimize söz versem?"

Dudağımı büzdüğümde Miran gülerek dudaklarımdan öptü.

"Şimdi hazırlanıyor muyuz?"

"Hazırlanalım, peki."

Küserek giyinmek için ondan ayrıldığımda beni izlediğini hissediyordum.

Prens Bars'ın önerisine uyarak giyinirken Miran birden arkamdan bana sarıldı ve boynuma bir öpücük kondurdu.

"Bana küs durma."

"Küs değilim."

"Eminim."

"Değilim işte."

"Kızım baksana sen bana." diyen Miran'a göz ucuyla baktığımda zaman kaybetmeden dudaklarıma kapandı.

Elleri bedenimde gezerken dudaklarından boynuma doğru ilerletti.

Boynumu sertçe emdiğinde dayanamayarak bir küfür mırıldandım.

Miran bana gülerken "Sen bana mı gülüyorsun?" diye sordum.

"Asla."

"Yalancı."

Onu ittirdiğimde sırt üstü yatağa düşmüştü.

Kucağına düşünmeden oturduktan sonra ona doğru eğildim ve "Bence güneşin doğmasına daha var." dedim.

"Bence de. Ben yanlış düşünmüş olmalıyım saati."

Güldüm ve onu öpmeye devam ettim.

Birini hissetmenin verdiği zevke cinsellik eklenince ikimizi de uçurmuştu.

Kapımız sertçe tıklandıktan sonra "Uyanmayan kalmasın!" diye bağrılınca güldüm.

"Sanırım artık kalkmalıyız." diye fısıldadım.

"Sanırım."

Dudağına bir buse daha kondurdum ve ayağa kalktım.

Hayatımdaki en iyi deneyimlerden birini yaşamıştım.

Kesinlikle hapiste zorla beni elleyen görevlilerden iyiydi.

Çıplak bedenimi süzen Miran'ı fark ettiğimde "Prenses Delfin olayını telafi etmişimdir herhalde." dedim.

"Hmm..."

"Bu cevabı birkaç seksten sonra söyleyebilirim sanırım."

Gülerek "Köpek." dedim ve üstümü giyinmeye başladım.

Mahkumun ZehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin