Bölüm 10

484 31 12
                                    

Merhaba arkadaşlar ygs lys bittiğine göre geri dönebiliriz :) beklettiğimiz için özür dileriz.Umuyoruzki hala bizi bekleyen okuyucularımız vardır:)

İyi Okumalar

Gözlerimi açmak için büyük çaba harcıyordum.Sanki göz kapaklarımın üstünde ağır bir şeyler vardı.Belki de biraz daha uyumalıydım.Tabi korkunç baş ağrım buna izin verseydi uyurdum.Gözlerimi yavaşça açtım.Tüm gün yatakta kalmak istiyordum. Yarı açık gözlerimle yatakta döndüm.En sonunda azimle gözlerimi açtım. Ve.. Bir dakika burası benim odam değildi.Üstüme baktığımda iç çamaşırlarım dışında bir şey göremedim.Panikle yatakta doğruldum. "Oo.. Sonunda uyanmışsın.Mükemmel bir akşamdı.Yoruldun tabi." Sesin geldiği tarafa kafamı çevirdiğimde görmek isteyeceğim son insan bile olmayan Rüzgarı gördüm.
"Ne diyorsun sen be" dedim göğsümde bir ağrı yavaş yavaş baş gösterirken.
"Fena değildin ama ya üzülme" dediğinde ağrı kalbime doğru saplandı.Ciğerlerime kadar ilerleyen ağrı nefesimi ağırlaştırmıştı.
"Yapmadım..." dedim gülmeye çalışıp beceremezken. Rüzgar'ın verdiği cevabı duyamamıştım. Kendimle kavga etmeye başlamıştım çoktan.
"Yapmam ben yalan yalan ..." sayıklarken hızlanan nefesime göz yaşlarım eşlik etmişti.Yanıma oturup beni sakinleştirmeye çalışan Rüzgar'a tokat atıp
"Yalan!" Diye bağırdım. Ciğerlerim patlama seviyesine gelmişti.Nefes almam zorlaşmıştı artık."Alisa bana bak.Kahretsin bana bak! Yok öyle bir şey yalan söyledim.Bana bak diyorum!" diyen Rüzgar gözlerimin tam içine bakıyordu.Söylediği sözler beni biraz olsun rahatlatmıştı."Geçti tamam mı? Şakaydı.Kahretsin!" Derin bir nefes almaya çalıştım. Yavaş yavaş nefes alırken Rüzgar tuttuğu nefesini dışarı bırakmıştı. Ellerini yanaklarımdan çekti. "Krizlerin sürekli beni mi buluyor acaba?" dedi gülerek. Derince bir nefes aldım. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Salak !Aptal beyinsiz! Benim burda ne işim var!? Şaka yaptım diyorsun bir de! Eğlenmiş gibi mi gözüküyorum? Kıyafetlerim nerde?Doğruyu söyle! Noldu dün gece?" dedim tekrar titremeye başlarken.Ölsün istiyordum.Rüzgar Çağlayan ölsün ve kurtulayım istiyordum. "Dün akşam çok fazla içtin.Arkadaşlarında pek bir farkı yoktu.En son beni eve götür diye bana yapışmıştın.Bende bizim eve getirdim.Ayrıca küçük bir intikam almak istedim." dedi Rüzgar ellerini cebine sokarak.
"Gerizekalı! Git giyineceğim" dedim hala titrerken."Görebilceğim kadarını gördüğümü düşünüyorum.Zaten gizlemene gerek yok öyle abartılacak bir vücudun da yok" dedi o pis gülümsemesiyle. Demin beni sakinleştirmeye çalışan endişeli Rüzgar gitmiş yerine her zamanki pislik ötesi Rüzgar geri gelmişti.
"Çık Rüzgar!Hayır gayet basit bir şey söyledim beynin küçük olabilir ama bunu anlaman gerekirdi.Ayrıca bu neyin intikamıydı?" dedim. "Bütün okulun önümde üstüme su döktün burslu.O gün seni öldüremedim sinirimi böyle attım üstümden" dedi sinirle.Sanki o günü tekrar yaşıyormuş gibi."Öldürmek alışkanlık yapmış herhalde." diye mırıldandım."Ne dedin?" diye sorunca "Keşke Rüzgar dışarı çıksa artık hatta çıkarken bi aksilik olsa da ölse diyordum." dedim tüm dişlerimi göstererek. Ben iğneleyici bir laf beklerken arkasını döndü ve odadan çıktı.Tabi kapıyı kapamamıştı.Bir işi tam yapması mucize olurdu.Arkasından kapıyı kapadım.Hızlıca giyindim.Kıyafetlerimi çıkarmıştı.Sırf bunun için ona olan öfkemi kontrol edemiyordum.Yerde ki çantamı alıp telefonuma baktığımda Mina' dan bir sürü arama olduğu gördüm.Bir tane de mesaj atmıştı.Direk mesaji açtım."Annene bizde kaldığını söyledim.Ama öğlene kadar beni aramazsam seni gördüğümde kendi ellerimle boğarım!"
Mina'yı aramayı aklımın bir köşesine not ettim. Odası epey büyüktü aynanın karşısına geçip dağılan saçlarımı düzelttim. Gözümden akmaya çalışıpta
becerememiş eyelinerımı düzelttim ve artık çıkabilirdim. Kapıyı açtığımda direk evden çıkmayı planlasamda burun buruna kaldığım kumral kadın beni duraklatmıştı. "Ah...Merhaba"dedi afallamıştı. Dikkatle baktığımda bu kadının Rüzgar'ın annesi olduğunu anlamıştım.Araştırdığım zamanlarda resimlerde görmüştüm.
"Aa..Merhaba" dedim şaşkınlıkla.Beni dikkatlice süzdü.Bende üstüme bakma gereksinimi hissettim.Ama bir şey göremedim."Rüzgarın arkadaşı mısın?" dedi gülerek.Ben "Evet" derken benimle aynı anda biri "Hayır" dedi.Rüzgar iki adımda yanımıza gelmişti. "Hayır arkadaşım değil.Zaten gidiyordu.Değil mi Alisa?" dedi gülerek.
"Iı şey e-" derken annesi sözümü kesti. "Birlikte kahvaltı edelim" dedi gülümseyerek. Barkın'ın katilleriyle aynı masada oturmak? Rüzgar'a zor dayanıyorken ailesinede katlanamazdım düşüncesi bile midemden acı bir tat getimişti boğazıma "teşekkür ederim. Ben gideyim "diyip hızla kapıya yöneldim.
"Beraber kahvaltı etmeyi teklif ettim ve reddedilmekten hoşlanmam.Buyrun masaya geçelim." dedi kadın beni durduran sesiyle.Sonrada yürümeye başladı.Arkamı döndüğümde Rüzgar bana bakıyordu."Demek ki ego genlerden gelen bir şey.Ailecek hepinizde var." dedim sinirle. "Nasıl bir beceriksizsin ya?Anneme yakalanmadan çıkamadın.Kocaman evde yakalanmayı başardın tebrikler!" dedi Rüzgar alkış yaparak. Ben hala ona bakarken "Yürüsene." dedi
Arkasını dönüp ilerlerken takip etmemi istemişti. Gözlerimi yukarı çevirip bir kaç kez sabır dilendikten sonra Rüzgar'ı takip ettim. Masaya oturduğumuzda babasınıda görmemle boğazımdaki acı tat artmıştı. Allah'ım beni neyle sınıyorsun!diye ağlamama ramak kalmıştı.
Rüzgarın babası yemeğini bırakıp bana odaklandı.Rüzgar direk yemeğe dalmıştı.Nefes almadan yiyordu.Keşke zahmet edip beni tanıştırsaydı diye düşünürken annesi beni tanıttı."Rüzgarın arkadaşı canım.Beraber kahvaltı etmeden bırakmak istemedim." dedi gülerek.Böylece bakışlar üstümden çekildi ve yemeğe geri dönüldü. Ne kadar da sıcak bir aile.Bir sohbet ettik anlatamam...Bir şey demeyede korkuyorum.Rüzgarın babası o kadar otoriter ki sanki ağzımı açsam adamlarına beni dövdürecekmiş gibi hissediyordum. Bu ailenin masasında bu aileyle kahvaltı etmekBarkına ihanet etmiş gibi hissetmeme neden oluyordu.
Zaten birşey yiyesimde yoktu tabağımdakileri didikleyip durdum en sonunda yeteri kadar oturduğumu düşünüp kalktım "Teşekkür ederim. Ben artık kalkayım" dedim Rüzgar da kalkıp "Bende kalkıyorum birlikte gidelim." Diyince şok olmuştum. Boş boş bakarken "hadi afiyet olsun" diyen Rüzgar kolumdan çekeleyerek evden çıkarttı. Annesi ise arkamızdan teşekkür edip bir daha görüşme temennisinde bulunuyordu. Dışarı çıktığımızda "ben kendim giderim bırak"dedim. "Sorulcak bir hesap var bin" diyerek beni zorla arabaya bindirdi. Kendide bindikten sonra arabayı çalıştırdı. Ne diyeceğini merak ediyordum. Ama o demiyor araba sürüyordu. "Ee neymiş o hesap?" Dedim dayanamayıp. "Dün bana sarhoşken sarılıp hayatımı mahvettin dedin . Neden?"dedi. İnanamamıştım cidden böylemi demiştim! "Başka bir şey dedim mi ?"dediğimde ters ters bana baktı. Bir şeyler düşün Alisa...Hadi... "sencede hayatımı mahvetmedin mi!" Dedim en sonunda.
"Ne?Naptım ben sana?Sen gelip yapıştın cazibeme dayanamayıp?Hayatını mahvetmiş mi oluyorum?" dedi gülerek."Evet sürekli terslemeler sürekli bir ezme çabaları bağırmalar.." dedim sinirle. "Aa ben hiç öyle şeyler yapar mıyım?" dedi anidem frene basarak. Ben ona bakarken "Şimdi in arabadan." dedi gülerek. "Ne?Dalga mı geçiyorsun?Nerde olduğumuzu bile bilmiyorum." dedim şaşkınlıkla."Sence beni ilgilendiriyor mu? İn arabadan." dedi üzerimden uzanıp kapıyı açmıştı."Rüzgar.." dedim gülerek. "Efendim burslu" dediğinde "Tam bir hayvansın!" diyerek arabadan indim.Sertçe kapıyı kapattığımda gaza basıp gitti. İlerde otobüs durağı gördüğümde sevinçle o tarafa yürümeye başladım.Nerde olduğuma dair fikrim yoktu.Tek bildiğim dersi kaçırmamam ve Minayla annemi aramam gerektiğiydi.
Arama işini otobüste yapacağıma karar verdikten sonra durağa yürümeye başladım.Durakta bekleyen bir kişiye Yeditepe Üniversitesine giden otobüs geçermi cevabına evet yanıtını alınca geriye sadece beklemek kalmıştı.
otobüs geldiğinde sevinçle bindim.Otobüse bu kadar sevinçle binen tek insanımdır herhalde.Otobüs yolculuğum o kadar uzun sürememişti.Rüzgarın evi yakınmış okula.Ama tabimi beyefendimiz arabasıyla geliyordu.Dersimin başlamasına yarım saat olduğunu görünce Damla'ya mesaj attım. "Kantindeyiz canım" cevabını alınca kantine yürümeye başladım.O sırada Minayı aradım.İkinci çalışta açtı."Sonundaa! Delirmek üzereydim.Nerdeydin?Dün akşam beraber dönmediğimizi ancak sabah anlayabildim.Ama dün annen beni aradığında seni yanımda sanacak kadar sarhoş olmam iyi olmuş." dedi nefes almadan.Gülümsedim."İyiyim Mina.Endişelenme.Olayları yüz yüze anlatmam lazım ama.Böyle telefonda olmaz." dedim.
"Ne olayı kızım?"dediğinde "Akşam bize gel şimdi kapatmam lazım. Öptüm" dedim ."iyi tamam.Öptüm"dediğinde kapattım telefonu.Annemi aramayı erteleyip Damlaların yanına ilerledim. "Günaydın" dedim sabah Rüzgarla uyanmamış kadar neşeli bir ses tonuyla. "Günaydın. Gel otur" dedi Mert yanındaki sandalyeyi işaret ederken.
Oturduğum sırada "Noldu Alisa?Pek uyuyamamış gibisin." dedi Rüzgar gülerek. Bir kolunu Tutkunun omzuna atmıştı."Evet ya.Yatağımı yabancıladım.Bir de sanki bir ayıyla aynı evdeyim gibi hissettim." dedim gülümsemeye çalışırken.Aynı şekilde bana tepki verdi. "Dün akşam hepimiz birbirimizi kaybettik." desi Damla kahvesini yudumlarken.Hala ayılmaya çalışıyor gibiydi.Ama yine de gülüyordu."Belliydi zaten.Tüm kızlar olarak dans etmeye kalktınız" dedi Mert.Bu söz üstüne gözümın önüme belimi saran eller geldi. Ben dün dans mı etmiştim?Ben berbat dans ederdim.Rüzgarla göz göze geldiğimde gülümsemesinin genişlediğini gördüm.
Ben kaşlarımı çatıp kendime kızarken Damla ve Tutku gülmüşlerdi."Dün birden kayboldun"dedi Tutku Rüzgar'a. Rüzgar'a "hadi cevap versene " bakışımı attığımda "başım ağrıdı"dedi umarsızca. Bu cevaba ben sessiz bir şekilde gülmüştüm işte...
"Başın mı ağrıdı?Başka kızlarla gördüm gayet mutlu gözüküyordun." dedim masumca. Rüzgarın bakışları öldürücü bir hal alırken "Yanlış görmüşsün" dedi dişlerini sıkarak.Tutku huzursuz olduğunu belli ediyordu.Bu bana yeterdi. Ama bugün tam Rüzgarla uğraşacak günümdeydim. "Yok ya doğru gördüm.Sendin o" dediğimde ayağıma yediğim tekmeyle yana döndüm.
Mert bana sus işareti yapıyordu. Sırıtmaya devam ederken Rüzgar "dün sarhoştun Nasıl hatırlayabilirsin ki zaten"dedi gülümseyerek."Benle dans ettiğini hatırlıyorum ama" dedim bu sefer gülümsememden kaybetmeden.Rüzgar ciddileşirken Tutku hafif uzaklaştı Rüzgardan "onunla... dans mı ettin"dedi sesindeki yıkılmışlık beni memnun etmişti. Rüzgar kötü bakışlarını bana çevirip tekrar Tutkuya baktı ."Evet" dedi rahat bir şekilde. Bu çocuğun sülalesi rahat resmen . Kız karşısında her an tırmıklamaya hazır bir kedi gibi dururken bu rahatlıkta ne?

Senden SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin