SEÇİMSİZ YAŞANTILAR

288 40 16
                                    

Aşk hikayesi, yılın en uzun gecesinde bile ,
Şafak sökene kadar sürer ;öyle ki

Mecnun sözünü bitirse Leyla başlar; Leyla sussa, Mecnun anlatır.......
(Fuzuli)

Dip not: En iyi arkadaşının sevgilisine aşık olan bir genç kızın hayatını anlatan imkansızlıkları zorlayan bir aşk umudu.

"Kör olan aşk mı yoksa gözlerim mi?"

Derin bir nefes almak birazda olsa şaşkınlığımı azaltmıştı. İlk defa doğup büyüdüğüm şehirden uzaklaşıyordum. Orada bıraktığım ve burada bulamayacağım o kadar çok şey vardı ki. Daha dün gibiydi rüyada görebileceğim kabuslarımı yaşadığım o gün. Anlamadığımı sanan acıklı bakan o gözler sadece kendilerini kadırıyorlardı. Yaşım küçük olabilirdi ama benimde canım acıyor kalbimdeki burukluğu hissedebiliyordum. En önemlisi ne tesadüf ki bende görebiliyordum.
Neden mi bahsediyorum. Anne ve babamı dibi görünmeyen gölünde yıllardır saklayan kabusumdan. Ömrümde onu saatlerce izlediğim o göl gözlerime parmaklıklar örmüştü. Anlıyacağınız acılar çok vakit az. Nasipse anlatırım. Hakkını veremeyeceğim bir kişi daha vardı. Oda küstü gözlerime. Bakmıyor artık sevgi dolu kalbiyle. Bu zorlu yolculukta beni bırakanlardan oldu.
Son sözlerini hala kulağımdaki not defterimden silemedim.
"Minik burunlu böceğim bak saatimin pili bitti artık çalışmaz o. Duydun mu trenin sesini işte benim durağıma geldik. Bükme o bal dudaklarını ben duruyorum ama senin yolun uzun. Son durağa daha çok var. Sakın bunu da bir veda sanma çünkü her veda aslında bir geri dönüştür"
Ne demek isteğini gayet iyi anlamıştım . Hiç değişmiyecek yine kendinden bir iz bırakarak gitti. Ne kadar bu kelimeleri ağzıma yakıştırmasam da. Canım babaannem ölmek için beklemediğimiz bir anda ayağının kayıp düştüğü yer uzay boşluğudur. O an anlarsın bunun geri dönüşü yoktur.
Elimden gelen tek şey ALLAH'ıma dua etmek. Her şeyin hayırlısı demektir aslında yaraya sürülen en iyi ilaç...

İşte başlıyoruz Araf bakalım neler bekliyor seni.
Dörtlüsü bir türlü bulunamayan yoncanın yaptağı kadardı benim ailem . Onlarda avuçlarımdan kayıp ruhumdan parça parça ayrıldılar. Babannemin verdiği numarada İstanbuldaki halamın numarası vardı.Üniversiteyide orada kazanınca son çare oraya gitmem gerekiyordu. kaldı. Ne yengemi nede kuzenimi daha önce hiç görmedim. Benim doğduğum yıl buradan taşınmışlar. Büyük bir kavgayla gitmişler. Ne olduğunu bilmiyorum. Ama konuyu bile açtırmadıklarına göre önemli olduğu belli. Anlıyacağınız yabancı insanlardan farkları yok. Bu haldelerken bile gelme demedi. ALLAH razı olsun yoksa ne yapardım. Herşey yeni başlıyor okul yengem kuzenim nasıl olacağını bilemiyorum.
Tonton babannemin sözünü dinleyip trenle olmasada otobüsle çıkmıştım bu ucu belli olmayan uzun yolculuğuma.
Saat sabahın yedisiydi. Anlamış olacaksınız ki uyku tutmadı haliyle.
Valla iyiki de tutmamış yoksa bu muhteşem manzarada güneşin doğuşunu nerede görecektim.
Hani olurda bir anda elektirikler gider ya. O an hiç ampule baktınızmı. Işığın tatlımsı yanan kıvılcımları renk değiştirerek çarpar gözüne bir an öyle hissettirdi bana bu kareler.
Kafamı cama yaslayıp saçma bir şekilse yoldaki çizgileri saymaya başladım. Neyseki bu fazla sürmedi. Bir gümbürtüyle araba durunca insanlar uyanmaya başladı.
Herkes neler oluyor diye sorunca şoför ayağa kalkıp teknik bir hata olduğunu anca üç saate yardıma gelebilceklerini söyledi.
Oho onlar gelecekte yapacaklarda kim bilir ne kadar sürecek. Zaten istanbula kalmış iki saat. Tabana kuvvet diyerek aldım valizleri düştüm yollara. Kös kös bekleyene kadar en azından yürüyerek vakit geçiririm. Hem otostop çekme şansımda var.
Açıkcası bu değişken hayatım herseferinde beni şaşırtmayı başarabiliyor......

ARAFTAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin