Bölüm 9

32 7 4
                                    

Gözlerimi her açtığım da yeni bir güne merhaba yerine şanslısınki bugünde nefes alabiliyorsun dedirtiyor.
Sabah en erkenden kalkıp kahvaltıyı hazırladım ve bizimkiler uyanmadan evden çıkınca yade evin önünde oturmuş beni bekliyordu
*oooo beni kapılarda da bekliyorsun
-yoo hiçte bile hem ben seni beklemiyordum ki
*e o zaman kimi bekliyorsun
-işte geliyor
arkamı döndüğümde  siracı gördüm üstü açık siyah spor abrasıyla önümüzde duru o anda şok geçiriyordum .   ben ondan uzaklaşma kararı aldım o ise sürekli karşıma çıkıyor bu bir kabus olmalı
-kızlar hazır mısınız
-evetttt
-o zaman atlayın
ben pek arabaya binmek istemedim yade bana baktı 
-Araf hadi
umarsızca ne yapacağımı bilmeden bindim arabaya birbirlerine bakışları çok farklı belli birbirlerini seviyorlar gülüyorlar eğleniyorlar birlikte çok güzel vakit geçiriyorlar şimdi ben aralarına bozamam ya kendimi siractan uzak tutmam gerekiyor hatta mümkün olduğu kadar onunla konuşmamaya çalışmalıyım derin bir nefes aldım sonra bunun imkansız olacağını galiba anladım. İşte  o gün sirac bizi lunaparka getirdi o kadar çok eğleniyorlar ki ben kendimi yanlarında fazlalıkmış gibi hissettim bir an olduğum yerde durdum ve benim yanlarında olduğumu bile fark etmeden eğlenmeye devam ettiler birbirleriyle oldular mı kimseyi görmüyor gözleri ne tuhaf aynı şey ben siracı gördüm mü oluyor.
Cenneti gördün mü diye soracak olsalar ben onun her gözlerine baktığım gördüm.
Sabır her yaranın ilacıdır. Şu yalan dünyada sanırım yalan bir başkasına tutuldum. Avuçlarım saramaz oldu artık beni..
Yaşayamayan anlayamaz bence düşünmek sadece hayal etmek saniyesinde acıtır canlarını.
Kim bilir belkide çaresizliğime el uzatabilen bir cesaretli çıkar.
Anlamak güç değil di ki benim burada yerim yok niye geldim ki ben buraya  o an sadece gitmek geldi içimden arkama bakmadan uzaklaştım oradan umutsuzca.
Bir deniz kenarına gittim. Banka oturup denizi seyretmeye devam ettim. Korna sesi insan sesi herşeyi gerideki karanlığıma bıraktım.
-bir saattir burada oturuyorsun ama hiç kıpırdamıyorsun.
*efendim
Yanıma döndüğümde kırk beş elli yaşlarında bir kadın yanıma oturdu.
-iyi misin kızım
*iyi??
Kafamı tekrardan çeviridim.
- o zaman kimin için ağlıyorsun
Bu ilginçti oysaki göz yaşımla değil buruk yüreğimle ağlıyordum
*nerden anladınız
Hafiften bir tebessümle kafasıni salladı.
-sana yardımcı olabilirim yavrum
*bana kimse yardım edemez
-bu kadar karamsar olma sen daha hayattın zorluklarıyla karşılaşmadın.
*bu karşılaşmamış halimse ...
Teyzeye döndüm
*anlatsam gerçekten dinleyecek misiniz ?
-tabi kızım.
Birine anlatmaya gerçekten çok ihtiyacım vardı. Bütün olanları anlattım . bu biraz olsun beni rahatlatmıştı gerçekten.
*peki şimdi ben ne yapmalıyım. Sirac tan uzak durmaktan başka şansım yok.
-hayır yavrum bunu yapma.
*nasıl yani niye yapmayım ki?
-Çünkü aşk her insansın karşısına bir kere çıkar. Diğerleri sadece birer hoşlantıdır. sen savaşmak yerine kaçıyorsun .bunda senin hiçbir suçun yok ki.
Savaş diyorum da git elinden al demiyorum. Sadece zamana bırak bakalım sirac neye karar verecek. emin ol savaşmak kaçmaktan daha cesurca.
*çok acı çekiyorum ama
-herkes mahşerde azap çekeceğine inanır ama ya senin mahşerin oysa ?
Cümle her ne kadar kısa olsa da içindekiler çok şey anlatıyordu.
*hepsi iyi güzel de ben ihanet eden arkadaş olmak istmiyorum.
- ne demekmiş bu  ihanet kötü insanların kirli oyuncaklarıdır.sense kendini onlarla bir tutuyorsun. Eğer her keşkende pişmanlık duymak istemiyorsan beni dinle.
*ben gerçekten çok teşekkür ederim galiba anlayacağımı anladım
-ne demek kızım ben sadece bizim yaşadıklarımızı yaşamayın diye söyledim. Eğer kararından vazgeçebildiysen ne mutlu bana.
*sağ olun gerçekten
-bunu al
*ne bu
-bu kolye bir arkadaşımın en değerli eşyalarından biriydi bu  sevdiğini söyleyemediği çocuğun kolyesiydi. Neden kolye bende çünkü o çocuk benim sevgilimdi. Ya hiçte şaşırma keşke gidip söyleseydide. Ben  şimdi arkadaşımla olaydım. Bunu her taktığında benim yaşadıklarımı hatırla. umarım mutlu olursun dualarım seninle.
-teşekkür ederim bunu hep takacağım.
Ayağa kalkmıştım ki içimden bir ses git sarıl dedi. Öyle içten kavradı kollarıyla. İnanılmaz derecede bana annemi anımsattı yüreğime yumuşacık sevgiler kondurdu.
Tüm burukluğum o anda uçtu gitti.  Huzurluca eve  gittiğimde herkes odasındaydı Allah'tan. Ne yapacağımı bilmeden odama çıktım. artık karar verem lazımdı. Teyzenin düşündükleri geliyor aklıma ne yapsam ne yapsam . kolyeyi elime aldım. Biraz inceledim . kolyenin şekli mahsum bir su damlasını ikiye ayıran bir  bütündü. Beni anlatan bir manası var. Ah be sevdiğimm...
Mademki sersemlemek sarsar o anki adımlarını yavaşlatır görmeni. Sende kal ama sersemle benimle ayrılık yine de yarım bırakıyor beni. Şimdiden sızlayışlar başladı. Yarım kalmış hasretliğimden bir parça daha gitti. İkimiz için doğru olan neydi artık çizemez oldum yol haritamı. Kesintili nefeslerim uyandırıyor kabuslarımdan. Kuruyan yapraklarım düşerken hasar bırakmamış gibi görünselerde. İçimi kan ağlatıyorlar hep bir şeyler eksikken...

ARAFTAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin