Bölüm 2

107 27 12
                                        

Morarmış olan şaşkın suratı. Gözlerime bakarak neler oluyor diye soruyordu. Karnım kasılmaktan 2 kilo verdim. Cama doğru eğilip .
*Şaka öyle değil böyle yapılır canım
Küçücük gözlerini 'neee' der gibi belertince kocaman oluverdiler. Kafasını salayarak indi arabadan.
-demek şaka he sen görürsün
Ne olduğunu anlayamadım başladı peşime koşmaya her attığım adımla üzerime çamurlar sıçrıyordu. Resmen çıldırdı. Deli gibi yağan yağmur üzerimizdeki kıyafetlerin rengini değiştirebildi. Çaresizce etrafa bakmaktansa hemen aradan sıvışarak lokantaya girdim. En köşedeki masaya oturdum. Oda tam kapıdan içeri girecekti ki garson durdurdu. Garson diyorum ama tipi pekte öyle göstermiyor. Değişik bol bol renkli yırtık pantolonlu. Üzeri çıplak ama siyah bir yelek le yarısıni kapatmaya çalışmış. Aman o önemli değil. Siz asıl şurdakine bakın.Oh canıma değsin. Ne oluyor diye itiraz etmeye başladı tabi öyle içeri destursuz dalarsa durdururlar.böyle ben deyim emin siz deyin kesin adımlarla garsonla beraber yanıma geldiler.
-pardon hanım efendi bu
Dedikten sonra ona baktı neyse gibilerinden dercesine çevirdi kafasını
-bu beyefendi sizin sevgilinizmiş doğrumu
Ne bizim sevgili olduğumuzu mu söylemiş.ne biliyim şuan o hırçın gözleri o kadar çaresizce bakıyor bana ben hiç böyle hissetmemiştim. saçlarından süzülen damlalar yüzünden aşağıya akıyordu. Böylesine derin anlatan gözleri.ay ne saçmaladım ben şimdi ya.
-ya hadi cevap versene aşkım
Beni sınıyor galiba iyice kaptırdı kendini . düştün elime ama neyse
*tabi ne diyorsa doğru söylüyor. Siz her gelen müşterilere böyle hesap mı soruyorsunuz
Garson kızardı onda bir rahatlamalar iki saniye önceden eser yok. Şimdi bir havalar uçuyor resmen geçti karşıma oturdu
-pardon efendim kusura bakmayın ne alırdınız
*Sen bize en iyisi çiğ köfteyle ayran getir.
-vay en sevdiğim yiyecektir nasıl tahmin ettin.
*bana ne senden kendi damak zevkim.
Ortak zevklerimizin olması ikimizinde hoşuna gitti. Aklıma takılınınca hemencecik sordum
*sahi sen o saatte nereden geliyordun.
Gözlerini ışıldatayarak bekleyişteki umutlarıma daldı. Hafiften dalgalı saçlarını salladı. Gülümsemesiyle çıkan o gamzeleri yokmu. Offffff öldüm resmen.
-Umutsuzken bana ışık yakan bir umudumun yanından geliyorum.
Demek oda umutsuzluk virüsüne kapılmış. Ne mutlu ki sonu bana benzemedi. Daha önce onu gibi biriyle hiç tanışmamıştım. Bu çocuk bana çok farklı markaydı. Yola devam etmek için kalkınca şöyle bir göz ucuyla batkımda uzun boyluymuş. Yalnız üzerine giydiği tşört ya küçük yada kasları gerçekten de baya büyük.kapıyı açmasıyla kapaması bir oldu.
*hey neden kapattın kapıyı
-yağmuru görmüyor musun önümü göremiyorum ki böyle yola çıkamam
*ee şimdi ne olacak
El işaretiyle garsonu yanımıza çağırdı.
-bu havada yola çıkamayız bizim burada kalabileceğimiz bir oda var mı
Hemen atladım lafa
*neden bir odaymış iki olsun iki ıyy senle bir odada kalmak kabus
Sinirlenmişti galiba bu sefer birazcık fazla konuşmuştum tamam suçumu kabul ediyorum .garson bana baktı konuşma tavrıyla benimle resmen alay ediyordu
-bir oda buldunuz da kaldı iki tanesi.
Çocuk masalara baktı ve galiba aklına bir fikir gelmişti.
-peki bu masaları birleştirip uyusak sadece bir geceliğine parası neyse veririm.
-olmaz patron çok kızar zaten kasa burada olduğundan kalma şansınız bile yok üzgünüm.
Aaaaa garsona bak çekti gitti yanımızdan bizi öylece orada bıraktı.
Gözlerinden çaresizlik tohumları fışkırıyordu . kaldık ortada .başka ne yapabilirdik ki. Yağmur çok ama çok şiddetli yağıyordu. Bana biraz baktı. Biri bana dikkatlice bakınca çok utanıyorum . suratına bile bakamadım. Yandaki sandalyede duran galiba üşüyen müşteriler için hazırlanmış olan örtüyü aldı .beni de kolunun altına daha ne oluyor bile diyemeden dışarı fırladık. Örtüyü sadece benim üzerime örttüğünden ben fazla ıslanmadım. Ama o sırılsıklamdı. Önce beni arabaya bindirdikten sonra kendi oturdu. İkimizde zar zor nefes alıyorduk . bir süre sessizce kendimize gelmemizi bekledik. Soğuktan titreyen sesiyle. Yine bana beni düşündüğünü hissettirdi.
-üşüyor musun??????

ARAFTAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin