İç çeken gözlerinin ışıltısı yetti yüreğim.
Özür dilerim yade seni çok seviyorum ama sana yalan söylemeye mecburdum. belki bir gün beni hiç affetmeyeceksin ama olsun sen yine de benim kardeşimsim. Rüyada bile Siracı asla ulaşamayacağım görünüyordu.
Rüyanın şokunu atlattıktan sonra kendimi biraz toparladım ve artık kalkmam lazımdı.
Saate baktım da baya geç olmuş .Evde bir sürü iş vardır.eminim yengem birazdan beni arar.
-hadi canım kahvaltıya inelim
*yok canım benim gitmem gerekiyor.
-ama olmaz ki böyle
*eğer bir daha burada kalmamı istiyorsan şimdi yengemi kızdırmamamız gerekiyor .
- haklısın galiba. Arafffff
*efendim
-hadi gel buraya
Sıkıca sarıldı bana kendimi o kadar güvende hissettim ki kendimi o güven dolu kucağında resmen kaybettim.
-bana bak mızmız şey hiçbir zaman yalnız değilsin bunu asla unutma sen beni bıraksan ben seni bırakamam.
Karşımıza nasıl zorluklar çıkarsa çıksın hiçbir zaman birbirimizi kaybetmeyeceğiz. Ben senin hep yanındayım tatlı cadım sen kendini sakın üzme ben buna dayanamam...
Bak Araf bak bu kıza iyi bak bu senin en kıymetlin sana bu kadar değer veren bir insana ihanet ettin. Seni her geçen dakika öldüren bu adamı sevmekten seni bir an olsun hayata bağlayan kalbine kondurduğu bu mahsum melekten vazgeçemiyorsun.
O an o kadar değişik hissetmiştim ki bu hiç tadılmamış bir duyguydu ama güzel bir his mi işte bunu gerçekten tartışmak gerekir.
Ah sirac sen ne yaptın bana atsam atamıyorum bıraksam bırakamıyorum seni ne yapacağım bilemiyorum.
Oflaya puflaya eve gittim. Yadede benimle beraber geldi bir iki notunu alıp gidecekti. kapıdan içeri girdiğimizde yengemle yade çoktan kalkmıştı bile.
masada oturmuş boş boş bana bakıyorlardı.
İkisi de ayağa kalkıp yanıma geldiler. Çok sinirlenmişe benziyorlardı.
-ucube kız nerde kaldın .neden hazır değil bu kahvaltı
*ama yenge uyanır uyanmaz geldim.
-sus birde cevap veriyor bana . benim kuzum senden önce kalkmış ama sen kalkmadığın için aç duruyor.
Yengem yine haleyi düşünüyor. Koruyup kolluyor ne yani ben sanki onların akrabası değilim neden bana da iyi davranmıyorlar ki. Hale pişkin pişkin gülümsüyor.
-evet annecim haklısın ben burada açlıktan bayılacağım neredeyse o arkadaşıyla orada sefa sürsün.
Yade artık bu kadar lafı yutamamıştı . haleyle tartışmaya girdi.
-ne diyorsun be ne sefası
-asıl sen ne diyorsun kimin evin de kime bağırıyorsun
Yengem bir taraftan hale bir taraftan
Yade artık bu kadar lafı yutamamıştı . haleyle tartışmaya girdi.yengemle yade benim üstüme yürümeye başladılar.artık dayanamadım ve patladım.
*yeter ya ne yapıyorsunuz. Kendi bünyenizden zayıf insanları ezmeye çalışıyorsunuz ama haberiniz var mı bilmiyorum siz küstahlar zaten eziksiniz.
Yengem ben konuşurken ağzı açık kalmıştı .gözlerini yırtarak
-suss artık Araf senin konuşmaya hakkın yok.
*susmayacağım yenge sürekli bana hakaret ediyorsunuz.
Ya tamam biliyorum benim annem de yok babam da ama ne yapabilirim. Onlar yok diye bana bu kadar eziyet etmeniz mi gerekiyor.
Artık hıçkırarak ağlayıp kendimi onlara anlatmaya çalışıyordum.
- sen hale ya kendini bir benim yerime koysan ne olur ya dayanamıyorum artık anlıyor musunuz.
-yeterrr suss artık
diyip yengem bana bir tokat indirdi.
Yüz üstü yere kapaklandım. Canım yanıyordu ama bu benim ilk tokadım değildi daha önce çok kez hayattan tokatlar yemiştim zaten. Bu onun yanında ne ki.
Ben yerde ağlıyorum. Yengem yanımda yere diz çökmüş ağlıyor. Yade bu evde bu kadar olay olduğunu tahmin edememişti. Bu kadar ileri gideceklerini hiç tahmin etmiyordu. Bana o kadar korkmuş ve ağlamaklı gözleriyle derinden yaralarcasına bakıyordu. Yadeye baktım .
*yade lütfen git.
-ama Araf
*yade gitttt
Onun beni böyle görmesine izin veremezdim . zorda olsa ona ihtiyacımda olsa gitmeliydi. Hale yadenin kolundan tuttuğu gibi kapının dışı attı . Kapı kapanırken bir Araf diyişi vardı. Yüreğim sanki paramparça olmuştu. Elim ayağımda can kalmamıştı. Kıpırdayacak halim yoktu.
Yengem o kadar dolmuştu ki hıçkırarak anlatmaya başladı .
-yeter sen çekiyorsun da ben hiç mi çekmiyorum.
Vicdan azabı ne demek bilir misin ha. Ben senelerdir bu acıyla kahroluyorum. Kendi çekmek istediğim bu acıyı başkalarına çektiriyorum ama hala geçmek bilmiyor.
Yengemi daha önce ağlarken hiç görmemiştim. Hiç bu kadar çaresiz olduğunu bilmiyordum acaba daha önceden ne yaşamıştı ki onu bu kadar yaralamış . kolumdan tutarak ayağa kaldırdı. Sımsıkı sarıldı bana .
Bana bak bana . bir tek bu hayatta sen mi acı çekiyorsun ha .
Benim acılarım gün geçtikçe kat kat yükseliyor.
Sen daha ne yaşadın ki sitem edip duruyorsun. Hayat hep sınavlarla doludur. Sen daha ilk sınavından kaldın. Bizden başka kimsen yok anlıyor musun o yüzden istesen de istemesen de burada kalmak zorundasın . anladın mı beni.
-yeter anne bırak şunu
O senin kızın değil ben senin kızınım sen ona değil bana sarılacaksın.
Halenin gözler büyümeye başlamıştı.
Yengem ona ters ters baktı
-ne diyorsun hale.
Ben toparlanıp ayağa kalktm.
-ona böyle yapmaya devam edersen yakında tepene çıkar.
-halee
-annecim bence bir tane daha vursaydın belki daha da uslanır bir daha yapmazdı.
ALLAH'ım tutamıyordum artık kendimi.
*Sanki ben keyfimden böyle yapıyorum. Sizde bana böyle davranmayın o zaman.
-sana mı soracağım be garip şey.
*ne dedin sen
-garip değimlisin ne annen var ne babam
İşte can evimden annem babamdan vurdu beni. İnsan hiç böyle der mi. Karşısında kini düşünmez mi ?
Niye canımı incitiyor ki..
Burkuldu küçük yürek.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAFTAYIM
CasualeSoft renkler de tıpkı hayat gibi silmek istediğimiz anılar vardır. Kalpteki boşluk gibi.