Bölüm 21

20 4 0
                                        

Sabahları uyanmak aynaya bakmak insanlarla iletişime geçmek istemiyorum. Telefonum zaten hep kapalı şuan nerede olduğunu bile bilmiyorum desem çok mu klişe olacak. Evi toplayıp kahvaltıyı hazırlayınca evden çıktım. Mecbur olmasam seraya da gitmeyeceğim ama ne yapıyım.
Sabahın erken saatleriydi dışarıda tek tük insanlar vardı içeri girince birkaç çiçeğin solmuş yapraklarını kestim. Bir sandalyenin üzerine oturdum. Başımı ayakta tutamıyorum. Kafamı Duvara yaslanıp hemen gözlerimi kapattım. Aradan fazla geçmemişti .sese gözlerimi araladım. Özgür tepemde dikilmiş bana bakıyordu.
-hey uykucu ne yapıyorsun sen burada
*ben mi
-evet sen
Açıkçası biraz ürkmüştüm. Hemen toparlanıp ayağa kalktım. Üstümü başımı düzelttim.
*ben biraz dalmışım
Sanki gözleri onu kandırdığımı anlamıştı. Tedirgince yaklaştı bana
-araf hiç iyi gözükmüyorsun
Derin bir of çektim .sanki bu nefes tüm derdimi kusmuştu o anda
*ben zaten bitmişim bu saatten sonra bir şey olmaz bana sen merak etme.
-bana anlatmak ister misin ne oldu sana.
*ah be özgür biliyor musun bende bir tek bunu bilmiyorum
-bu bu nasıl bir şey
Vurgulaya vurgula ya söyledi kelimelerini
* nasıl mı ? işte bunu sormayacaktın ki bana.
- ah be araf derdi bilen anlar.
nasıl yani o da mı yaralıydı benim gibi .ilacı var ama tedavi olamıyordu Kafamı kaldırıp ona baktım. Gözleri bir şeyler söylemek istiyordu ama dudakları susuyordu.
-biliyor musun bende imkansızı sevdim.
*sen ciddisin özgür
Hafif bir tebessümle gamzeleri belirdi.
-bizim hikayemiz de biz hiçbir zaman olamayacak şeylere inanırız. Her an her dakika onun nefesini hissedermişçesine kalbimize bir umut kondururuz. Tabi senin gibi bu inancını yitirenler umudunu hemen uçuruyor . ama sen böyle olmamalısın.
*benim başka çarem yok . mecburum.
-hiçbir şeye mecbur değilsin araf kendine gel.neden hemen beyaz bayrağı kaldırıyorsun.
*çünkü tükendim dört bir tarafımdan kuşandım. Kalbim isterdi ki ruhumda savaşsın. Ama onun ruhu olmadan ...
Günler geçiyor benim sıkıntılarım geçmiyordu....

Malumdur ki Bu aralar okula pek gitmedim siracı ne kadar görmesem o kadar iyi.
ne kadar adımlarımı istemeye istemeye atsam da işte oradaydı oturmuş kahve içiyordu siracı görünce sanki güneş sadece ona vuruyor herkesin içinde bir tek o ışık gibi parlıyor.
sadece bana bakıyor gülümsüyor gibi hissediyorum gelsen beni alsan şimdi sımsıkı sarsan bir daha bir daha cümlenin sonunu getirmeyi o kadar çok isterdim ki ama işte öyle bir şansım yok
yade beni görür görmez yerinden fırlayıp yanıma geldi.
-yav neden kaç gündür gelmiyorsun hep bir bahaneyle beni geri yolluyorsun.
*kendimi iyi hissetmiyordum
-şimdi nasılsın
Omuzlarımı silkeledim ne daha iyi ne de daha kötü der gibi.
-sınavlar da başlıyor ama sende ne not var ne bir şey benim de bugün işim var seni çalıştıramam şimdi ne yapacağız
*aman boş ver benim bir şey yapacağım yok
-ne demek boş ver
Biraz düşündü birden arkama bakarak gülmeye başladı buldum diye bağırıp arkama doğru koşmaya başladı kafamı döndürdüğümde siracı gördüm yadeya sarılmıştı sımsıkı. Yade onu çok sevdiğini söyledi bu herhalde benim kaderimdi bunu her gün yaşamam gerek yade heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyordu sonra koşarak yanıma geldi
-tamamdır oldu bu iş okul çıkışında kapıda bekle
*niye bekleyeceğim
*bekle ve gör çok dua edeceksin bana
Kafa sallayıp bahçedeki ağaçlara doğru yürümeye başladım.
Sesi derinden gelen biri Araf araf diye bağırıyordu arkamı döndüğümde özgürü gördüm
Ama şimdi ne işi var burada Nefes nefese kalmış ellerini dizlerine koydu ve birkaç saniye öyle durdu kendini toparlayınca konuştu
-bende seni arıyordum dedi
*neden buradasın niye beni arıyorsun
Ne demek istediğini açıkçası anlayamamıştım. Kelimelerin yarısını yutuyor yarısını da kekeleyerek konuşuyordu.
*hadi özgür söylesene
- ben bir rezervasyon yaptırdım da benimle yemeğe gelir misin ?
Pat diye söyledi cümleyi.
*bunu telefonda da söyleye bilirdin özgür
-ne biliyim yüz yüze daha iyi olur diye düşündüm. Gelecek misin.
*hayır
Aferin araf böylede söylenmez ki.ama ne yapıyım benim keyif yapacak halim mi var.çocuğun suratı da birden bire asıldı.tedirgince konuşmaya başladı
-peki ama neden
*az buz biliyorsun özgür son zamanlarda kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
-ben seninle ne konuşmuştum. Böyle yaparsan daha da kötüleşeceksin. Hem benimde senin gibi mi olmamı istiyorsun.
Açıkçası ne diyeceğimi bilemedim o da haklı ama halim bile yok hem bide üstüne yengemler var o hiç izin vermez.
*tamam ama yengemi nasıl ikna edeceğim özgür
-orası bende sen merak etme.yarın yemekte görüşürüz o zaman.
Bana da bir tek görüşürüz demek kaldı. Çok mutlu olmuşa benziyordu. Sadece arkasından bakmak kaldı bana . neyse bu ikimize de iyi gelecek. O da acı çekiyor bende.
-afiyet olsun
Bu ses ah hayır bakmak istemiyorum. Onu görmek istemiyorum o kadar özledim ki onu Allah ' ım şimdi koşarak gitsem buradan . onu bir daha hiç ama hiç görmesem.
Sakin ol ve kendini kontrol et.
1-2-3-4-5

ARAFTAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin