"Babam beni kurtarmış, eğer o beni Arel'in kabilesine bırakmasaymış beni öldüreceklermiş. O da annemin tahtına daha rahat konmuş hem. Benden de kurtulmuş. Bir ara hatırlatta yanına uğrayıp tahtımı geri alayım."Yaptığım büyü sayesinde hızlı bir şekilde diğer kabilelerin olduğu yeri saptamıştım. Geleceğimi önceden haber verip tüm kabileleri bir araya topladığımdan toplu bir toplantı haline gelmişti.
Toplantımızı deniz kenarında bir masanın başında yapıyorduk. Sandalyeler eskiydi üzlerleri yosun tutmuştu. Toplantıyı kimse duymasın diye soğuk rüzgarın üstümüze üstümüze geldiği bu ıssız adada yaptığımıza emindim. Adada sadece birkaç ağaç dışında pek bir şey yoktu. Çok ağaç olmasada masayı kamufle ediyordu. Beni masanın bir ucuna Grimm'i diğer ucuna oturtmuşlardı. Grimm'in gözleri benim üzerindeydi benimki onun. Diğer kabilelerin liderlerinin gözleri ikimizin arasında mekik dokuyordu.
Grimm, siyah saçlı buğday tenli oldukça yaşlı olan Jdea Kabilesinin başındaki liderdi.
"Bu bilgiler bizi ne ilgilendirir." konuşan Grimm'di. Buradaki herkesten daha büyük bilge ve gaddardı. O yüzden toplantı genel olarak benimle onun arasındaydı. Diğer kabinlerin liderleri sadece benim fikrimi duymak için toplanmışlardı.
"Seninde istediğin bu değil mi? İntikam? Özgürce yaşamanıza izin verilmediği için yıllardır azınlık gibi etrafta dolanıyorsunuz. Babamın tahtı benim bir işime yaramaz. Krallıklarla işim bitince gökyüzüne kendi tahtımı inşa edeceğim. Ve bu dört krallığı yönetecek birilerine ihtiyacım var. Ne dersin, bu yolda benim sadık dostum olmak ister misin?"
"Ne gibi bir sadık dost?" anladığına emindim. Sadece detaylardan emin olmakta ısrarcıydı. Birkaç gib sonra Ateş Krallığını ele geçirmeye başladığımda hepsi benimle olacaktı. Yıllardır savunma ve saldırı için birbirlerine yardım ediyorlardı.
"Bilirsin işte çıkardı bir dostluk. Buradan sonra Ateş Krallığına gideceğim. Bir orduyla gitsem daha kolay olmaz mı? Bugün bana yardım edenler yarın krallıkların başında olacak olanlar."
"Ben kabulüm siz?" toplantı başladığından beri ilk defa gözlerini gözlerimden çekip diğer kabile liderlerine baktı. Hepsi birer birer başlarını salladılar. Grimm öldüğünde hepsinin tahta geçme ihtimali artacaktı. Hem hangisi daha güçlü ve zekiyse tahtı ona bırakacaktım. Grimm'in bundan haberi yoktu. Nihayetinde yaşlanmıştı. Deniz kızları ölümlülerdi.
Grimm tekrar bana dönüp yüzüne ufak bir sırıtış ekledi. Hükümdar olmak şimdiden onu cezbetmişti. By da demek oluyordu ki kabilesi yok olsada dönüş dem benimleydi. "Kabul ama önce hazırlık yapmalıyız." Başımı onaylarcasına salladım. Savaş sahasında en iyi olmalıydık. Hata yapmaya şansımız yoktu.
"İstediğiniz kadar zaman sizin olsun." Gözlerim hızlıca tüm liderlerin gözlerine değdi, tepkilerini ölçtü. Gözlerindeki derin hırs aşırı derecede belli oluyordu.
Toplantı bittiğinde herkes ayrılıp kabileletine haber vermeye gitti. Bende Judas'ı ardım. Onu bilgilendirmem gerekti. O benim bu yoldaki esas ortağımdı.
"Kabul ettiler." arar aramaz dediğim için birkaç saniye algılamasını bekledim. Öteki taraftan bir kahkaha yükselince gülmeye başladım. Görmesini ister gibi. İlk zaferimizdi. Sayılır en azından.
"İşte senden beklediğim performans." bu kadar sevineceğini düşünmemiştim. Ona savaş ruhunu aşıladığıma inanamıyordum. Hırslı bir Rena daha.
"Oradakilerde konuştun mu?" konuyu değiştirmek yerine Ateş Krallığındaki ortaklarına bahsedip bahsetmediğini sordum. Arama boyunca benim yaptıklarımdan bahsedemezdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Element Oyunu -Gökyüzüyle Dans-
Fantasy"Bu savaşı başlatmak için yıllarca zihnimde bir savaş verdim." Dört elemente sahip olmak için lanetlenen Rena, hava, su, toprak ve ateş elementlerini eline geçirmeyi başarırsa galaksi elementini yönetmeyi başaracak. Öldürmek istediğiniz adama aşık o...