"Ruhumun Sembolü"

7 3 0
                                    

🌬

Birden Hovan ikimiz krallıktaki odasına ışınladı oda oldukça geniş ve karanlıktı. Odayı aydınlatan tek şey ufak bir lambaydı. Hovan bizi ışınladıktan sonra beni şehvetle öpmeye devam etmişti. Ona karşılık verdiğimde dilini ağzımın içine yuvarlayarak ittirdi. Dillerimiz birbirleriyle adeta dans ederken ellerini belime yerleştirdi.

Belimdeki eli yerini belli etmek istercesine sıkılaştığında kendimi istemsizce ona bastırıp ellerimi boynunda birleştirdim. Gülümseyerek beni kucağına alıp sertçe duvara itti. Bedenim o ve duvar arasında sıkışmıştı.

Onun kocasından düşmemek için ellerimi daha sıkı birleştirdiğimde bunu fark edip bir eli popomu avuçlayarak bedenimi duvara daha sıkı bastırdı. Boşta kalan elini karnımın üzerinde gezdirerek yukarı doğru getirdi.

Elini arkaya götürerek giydiğim kısa siyah elbisenin fermuarını yavaşça aşağı doğru çekti. Kucağından inerek elbiseyi çıkarmasına yardım ettim. Elbiseden kurtulduğumda yalnızca iç çamaşırlarımla kalmıştım.

Bunun adil olmadığını düşünerek konu soymaya başladım. Daha önceki gibi beyaz gömleğinin düğmelerine sertçe asılarak düğmeleri koparttım. Yavaş yavaş gömleğini çıkarttığımda onu yatağa doğru ittirerek üstüne çıktım. Gözleri sürekli bedenim ye yüzüm arasında mekik dokuyordu.

O yatağa tamamen yattığında ben kucağıma yerleşip kendimi sertliğine bastırdım. Daha önce spor yaptığına şahit olmasamda oldukça kaskıydı.

Aşağıdan başlayarak karın kaslarını yavaşça yalayıp yukarı çıkmaya başladım. Hızlı olmamı söyler gibi sesler çıkartıyordu ama ağzını bir kez bile açmamıştı.

Karın kasları ıslandığında onları teker teker öptüm. Karın kaslarının üzerindeki izlerle özel olarak ilgilenmiştim. Buna dayanamıyor gibiydi. Saniyeler içerisinde yerlerimizi değiştirdi.

İç çamaşırımı çözerek göğüslerimi serbest bıraktı. Onlara hayvanca bakıyordu. Anlaşılan yalayıp öpme sırası ona geçmişti. Biriniz ağzına alıp diğerini eliyle yoğurdu. İniltilerim odayı sarmıştı. Derin nefesler alıyordum. Islanmıştım.

Yatakta eğilerek bacaklarımın arasına girdi. Onun pantolonu hala üzerindeydi. Serçe ve orta parmağını iç çamaşırımın üzerinden içime itti. Daha önce böyle bir şey yaşamamıştım. Bunu anladığına emindim. Ama kusura bakmasın benimkinden sirenlerde yoktu onlar çok başka bir şekilde ürüyorlardı.

Kafamı acıyla geriye doğru ittim. İstemsizce bacak aramı kapamaya çalışırken elleriyle araladı. Parmaklarını içime itip geri çıkardı. Bir ritimle bunu yaparken parmaklarına alışmıştım. Yüzük parmağını da içime göndererek aynısını yaptı. Bir süre sonra bedenim daha fazlasını istemeye başlamıştı.

Ben derince inleyerk onun parmaklarına boşalırken o boşaldığımda parmaklarını içimden çıkartarak ağzına götürdü.

Sıra bendeydi. Terli ve şimdiden yorgun olsamda ayağa kalkarak kemerini hızla çıkardım. Şişkinliği bol kumaş pantolonunun içinden bile belli oluyordu.

Pantolonun fermuarını çektikten sonra pantolonu aşağı indirdim. Ardından iç çamaşırını. Bacaklarımın üzerinde oturarak erkekliğini okşadım. Ardından erkekliğini avuçlayarak yavaşça ağzıma götürdüm. Bu onu deli etmişti. Ucunu ağzıma soktuğumda derin nefes aldı. Yavaşa onu boğazma kadar alınca inlemeye başlamıştı. Hepsi ağzıma girsede tam olarak hepsini alamamıştım.

Alamadığım yerleri okşayarak gelesi etmeye çalıştım. Gel-git yaptığımda sertçe saçımdan tutarak beni kendine bastırdım. O boşalmaya yakınken bu ona yetmiyor gibi kendini bana itti. Daha iyi hissetmesi için onu ağzımdan çıkarmadan ısırdım. Derince inledi.

Boşalmaya başladığında hepsini hızla yuttum. Tadı tarif edilemezdi. Kendine geldiğinde bacak arama kadar inmiş sularımı fark etti. Hızlıca iç çamaşırımı çıkararak dudaklarımın arasına küçük bir öpücük kondurdu.

Beni tekrar yatağa yatırıp bacaklarımı açarak erkekliğini kadınlığıma konumladı. Daha önce yapmadığının fark etmesine rağmen bir anda kökleyecek hepsini içime soktu.

Çığlık atarak ellerimi karın kaslarına bastırdım. O benim alışmamı beklerken benim gözlerimden yaşlar akmıştı. Ben derin bir nefes alarak "yapabilirsin" dercesine başımı salladım.

İçimden çıkarak tekrar girmesi ikimizinde inlemesine sebep olmuştu. Ben alışıp saf acı şehvete dönüştüğünde içimi parçalarcasına girip çıkmaya başlamıştı.

Okyanuslarındaki ifade bana bakarken daha önce hiç görmediğim şekildeydi. İçimdeki git-gelleri zaman geçtikte hızlanmaya başlamıştı. Bir süre sonra yatak gıcırdamaya başlayarak bize eşlik etti.

Tek düşünebildiğim oydu. Ona bu dünyada en yakınken bile.

Bir süre sonra yatak nasıl olduysa ortadan çatlayarak kırıldı. İçine göçtüğümde Hovan bana ellerini uzattı. Ellerimi tuttuğumda bana bir bakış attı ben de ona. Darmadağın haldeydik fakat bu bedenlerimiz için geçerliydi hiç bu kader sevgi dolu ve enerjik hissetmemiştim Hovan benim beyaz sayfamdı.

"Adımlarımı sayıyorum, gittiğim her yerde öyle sıkıcıyı ki...Asırlardır Hava Hükümdarıyım. Evrene havayı ben sağlıyorum. Asırlardır bu böyle fakat hiçbir gün nefes aldığımı hissedemedim. Gerçekten yaşamımı değerli kılan hiçbir şey yapmadım. Seni gördüğüm saniye hayatımın kilidini elinde tuttuğunu fark ettim. Seni gördüğümden beri gerçekten nefes aldığımı hissediyorum. Hayatıma girip beni yaşattığın için bir başıma bir bok yapamadığımı gösterdiğin için teşekkür ederim kelebeğim. Ruhumun sembolü sensin."

🌬

Son Element Oyunu -Gökyüzüyle Dans-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin