Son Element Oyunu -Gökyüzüyle Dans-

Balo

🌬

Günlerce Judas'ı görmemişimin ardından bugün odama gelmişti. İçeri dalıp kapıyı kapattığımda gözlerimi kısıl onu yokladım.

"Nerdesin?" Sırıtarak umursamamışsınız belli edercesine  bilmezden geldi. Ve bana böyle davranmasına alışık değildim. O hep bana iyi yaklaşırdı. Katherine'nin dediklerine kadar arkadaşız sanıyordum. "Buradayım?"

"Saçma sapan konuşma günlerdir nerdeydin?Aradım açmadın birilerine sordum yoktun. Böyl ilgi çekersin. Ben Hovan'ın zayıf yönlerine bulmak adına düzenlediği baloya onunla gideceğim."

Ben konudan konuya dalarken Judas benden bıkmış gibi bir ifade takınarak "Bana hesap sorma."dedi. Ardından "Hovan kim be?" dedi. Günlerdir nerdeydi çok merak ediyordum. Böyle önemli bir göreve sahipken nerdeydi bilmeye hakkım vardı. "Balo?"

"Evrendeki önemli herkesi çağırmış. Dikkat çekerim Kairos Ülke'sindeki tüm önemli kişiler değil, evrendeki tüm önemli kişileri."

"Yani bizimkiler de orada olacaklar." Judas dediğimden  mantıklı bir sonuç çıkarınca başımla onu onayladım. "Aynen öyle."

"İçeri adam getirmek için hiç fena fikir değil hatta toprak krallığına bile adam sokabiliriz."

Hava Krallığına gizlice adam sokmak mantıklıydı ama Toprak Krallığı? En iyi korunan en güçlü hükümdara sahip en iyi orduya sahip ülke onlarınkiydi. "Nasıl?" Judas bugün başka bir kafadaydı

"Evrendeki tüm önemli adamlar orada olacaksa ben,
sen onu oyalarken gidip birilerini ikna ederim bir şekildede ordumuzdaki en güçlülerden birilerini sokarım krallığı içten içe yemeye çalışsınlar. Toprak Krallığı en zoru. Ama burada işimiz biterse çok kolay olur. Baktın mı burada dinleme cihazı falan var mı diye?"

Dediğini başımla onayladım. Hayaletim dışında odada yalnızdım. Hayaletim dışında "Baktım. Sadece küçük iki hayalet var?" dediklerimle Judas'ta bunu okuyan gözlerde şaşırmıştı.

Tabi bir tanesi tam olarak hayalet sayılmazdı. Yarı ölü gibi bir şeydi. "Ne?" Judas'ın kaşları çatıldı. Dix lavabodan çıktı ve havada süzülerek Judss ve benim Rana girdi. "Selam, merak etme zararsızım."

"Bir şey söylemeden önce, bu Dix, Arel'in üvey kardeşi. Çok iyi anlaşmazlarmış ama sen olmayınca ve o da olmayınca kendimi yalnız hissettiğimi tahmin edince kardeşini bakıcılığımı yapması için gizlice buraya göndermiş. Kendi yaptığı planda bu varmış. İkinci olarak Hovan bana bu odayı verirken ne demişti hatırlıyor musun? 'Uzun süredir kullanılmadı.' Gibi bir çimle kurmuştu.

Burası Hovan tahta geçmeden önce babasının sevgilisine aitmiş. Ona bu odayı vermiş. Tahta geçmek istediğini söyleyince ve Hovan'ın babasına dinlenince babası onu parçalamak ayırıp kalbinin bir parçasını bu odanın gizli bir bölmesine saklamış. Biz dinleme cihazı ararken o dolabı bulduk. Dix, kendi lanetinden yapıp onu uyandırdı. Uzun zamandır var olamadığı için bir zombi gibi onu dışında krallık hakkında ekinde Hova'dan çok bile bilgini var ve Hava Krallığından nefret ediyor. Bizim gurubumuzda bildikleriyle halkın aklını çelmesi ardına ordudan birilerini gönderdik Dix ile çok yakında olacağını düşünüyoruz. Bu gece, balodayken. Herkes eğlendiği için isyan büyütecek ve kimse fark etmeyecek."

Uzunca konuşmamın ardından derin bir nefes aldım. Hüda sebebi sonun adet dinledi. "İyi, sen Kats'ı ve Akay'ı arayıp durumdan haberdar et sonra Hovan mı ne onun odasına geçelim."

Telefonumu çıkarıp ikisini aynı anda aradım. Açmaları birkaç saniyeyi buldu.

"Kats, Akay! Selam. Siz tanışmamıştınız sanırım bu sayede tanışmış oldunuz. Hovan'ın verdiği baloyu duymuşsunuzdur, güvenlik olmayacak gizlice en güvendiğiniz ordudaki askerleri buraya getirin ama fazlaca getirin Judas bir kısmını Toprak Krallığına götürecek."