İŞGALDEN BİRKAÇ SAAT ÖNCE
JUDASRena bana toplantıda Grimm denen liderle yaptığı planı anlatmıştı. Ve bir şey yapmayıp yerimde oturmam konusunda tembihlemişti. Benim hükümdara büyü yapmamı söylemişti. Ona göre odamdan çıkmamam daha iyiymiş. Her neyse.
Kaldığım yerden çıkıp Enna'nın kaldığı odaya doğru adımladım. Hızlı okursam plan aksamazdı. Yolda Eram'ı görünce adımlarımı yavaşlatıp yanında bittim. "Neler oluyor?" dediği şeyle afallasamda belli etmemeye çalışarak yüzüme onula konuşurken getirdiğim o ukalaca sırıtışı yerleştirdim.
Endişelenmeme gerek yoktu. Eram'ın hisleri pek düzgün değildi. En son onun hislerine güvendiğimizde az kalsın lanetleniyorduk. O yüzden krallıktaki kimse ona güvenmezdi. "Bu ne demek." dedim. Ondan korkacak değildim. Yine de planlarımı batırmamalıydı.
Eram düşünüyormuş gibi yapıp "Bir şeyler olacak." diye mırıldandım. Yüzüme ukalaca sırıtışlarımdan birini takarak "En son senin hislerine inandığımızda ne olduğunu hatırladın mı?" dedim.
Eram rahatsız olmuş gibiydi. Yüzünü ekşiterek "Hatırlatma." dedi. Endişeleneceğim bir şey yoktu. Yanında ayrılırken bağırdım."Sen rahatına bak bir şey olursa krallığın en sadık askeri karşında!" En sadık? Ben? Komikmiş?!
Arkamdan bağırmak yerine bana yetişip benimle aynı hızla yürümeye başladı. "Hiç biri sana yılışık olduğunu söylemiş miydi?" Durup bu repliği nasıl bilebileceğini düşündüm. Birkaç saniye sonra bozuntuya vermemenin daha iyi olacağına kanaat getirip yürümeye devam ettim. Aynı sırada yüzüme tekrardan nefret ettiğim o ukalaca bakışlardan birini yerleştirdim..
"Biri..." sesim bunu söylerken bir fısıltı gibi çıkmıştı. Enna'dan bahsettiğimi sandığı için konuyu değiştirerek "Enna nasıl?" diye bir soru yöneltti.
Gözlerimi devirdim. Sinirlenmiştim. Sanki Enna arkadaşları değil benim dışımda ondan haber anlamazlarmış gibi davranmayı ne zaman bırakacaklardı."Beden bunu bana soruyorsunuz? Çok merak ediyorsan odasına gidiyorum gel benimle."
Eram'ın yüzünü sıkıntılı bir ifade sardı. "İşlerim var."
Kahkaha atarak "Kaybol." dedim ve benimle aynı anda o da "Kaybol." gülümseyerek yoluma devam ettim.
🌬
Enna'nın odasında girdiğimde odada kendine has o kokusunun hakim olduğunu fark ettim. Duştan sesler geldiğine göre duşta olmalıydı. Yatağına oturarak onu bekledim. Buraya gelmemem gerektiğinin farkındaydım ama bu onu görebileceğim son gün olabilirdi. Banyodan gelen su sesleri kesildikten birkaç saniye sonra banyonun kapısı şiddetle açıldı. Yüzüme acı dolu ufak bir tebessüm yerleşirken "Nasılsın?" diye sordum.
Siyahın en koyu tonuna sahip saçları yuvarlak yüzü siyah gözleri belirgin çene hatları kızdığında ya da sinirlendiğinde yüzünde beliren o kırışıklıklar...işte hepsi oradaydı. Yüzü ben cevap vermeyip yüzünü icelediğimden daha fazla kırışmıştı. "Seni ne ilgilendirir?"
Daha kötü bir tepki verebilirdi yani buna sevinmen gerekti sanırım ama kendimi açıklama isteğim hızla artıyordu. "Enna dinl-" tam konuşacakken beni susturup aylar önce söylediğim o cümleyi söyledi.
"Artık sevgili olmayız üzgünüm?"
YEDİ AY ÖNCE
JUDASBir gülümsemeydi yangını başlatan asıl şey. Kendini durduramamaktı.
Hükümdar istediği için saatlerdir kardeşine katlanıyordum. Krallığın en güvendiği adamı olduğum için onu benim başıma bırakıp fikrini değerlendirmemi istemişlerdi. Ve kız konuşuyordu. Hemde çok. Haddinden fazla. Saatlerdir durmadan konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Element Oyunu -Gökyüzüyle Dans-
Fantasy"Bu savaşı başlatmak için yıllarca zihnimde bir savaş verdim." Dört elemente sahip olmak için lanetlenen Rena, hava, su, toprak ve ateş elementlerini eline geçirmeyi başarırsa galaksi elementini yönetmeyi başaracak. Öldürmek istediğiniz adama aşık o...