Son Element Oyunu Başladı!

29 6 0
                                    


🌬

Görevliler hükümdarın odasındaydılar. Hükümdar bundan tam on üç ay önce hamile kalmıştı. Artık doğum vakti gelip çatmıştı. Bu operasyonun çok sancılı olacağını düşünen görevliler büyüyle doğumu gerçekleştirmeye karar kılmışlardı.

Fakat içlerindeki yedi kişinin kafasında tek soru vardı. Ya bu oysa? Dört büyük cadının kehanetine göre evrene bir bebek getirip tüm evreni yok edeceklerdi.

Kehanet yayıldıktan sonra evrende doğacak tüm bebeklere şüphe ile bakılmaya başlanmıştı.

Hükümdar hazır olduğunu belli edercesine başını salladığında görevliler büyüye başladılar. Büyülü sözlerini hükümdarın kulağına fısıldadılar.

İlk saat her şey doğal gibi gözükürken hükümdarın bir anda çığlık atmasıyla bütün görevliler panikledi. Neyi yanlış yaptıklarını anlamaya çalışırlarken hükümdar daha çok çığlık atmaya başladı. Görevliler büyünün yarısından fazlasını bitirdiklerinden büyüyü geri çekememişlerdi.

Hepsi şaşırmış ve paniklemişlerdi. Aralarından bazıları hükümdarları için ağlamaya başlamışlardı bile. Evet, bu bebek evreni yok edecek olandı. Kehanet doruydu.

Bebek doğduğunda anladılar, büyü esnasında bebek annesini, su hükümdarını öldürmüştü.

Hükümdarlar sonsuza dek yaşayan varlıklardı. Çocuklarını tahta geçirmedikçe ölümleri çok imkansız sayılırdı. Tek bir yolu vardı çocuklarını tahta çıkarmadan ölmelerinin; birinin kalplerindeki elementi sökmesi.

Ve bu bebek asırlar sonra bunu başaran tek kişi olmuştu.

Hükümdarın eşi duydukları karşısında şok dalgasına girse bile hızlıca bebeğini vahşi deniz kızı kabilelerinden birine emanet ederek krallığa geri döndü.

Uzun bir süre krallığı iyi bir şekilde olmasa da onun yönetmesi gerekti. Eğer bebeği deniz kızlarına teslim etmeseydi bebeğini öldüreceklerini biliyordu. Ve adam, yıllarca bebeğinden ve karısından uzak bir hayat sürdü.

🌬

RENA
Su, birçok kola ayrılıyordu. Su büyücüleri, su yaratıkları ve hükümdarlar...

Su büyülerine aynı zamanda şifacı deniyordu. Yaratıklarına ise deniz kızları. Onlarda ikiye ayrılıyorlardı. İtaatkar sirenler ve vahşiler. Ben vahşiler tarafından büyütülmüştüm.

Yirmi yıl kadardır buradaydım. Suyun içinde. Gezmediğim yer kalmamıştı. Artık yaşım tutuyordu. Takım arkadaşları bulmalıydım. Karaya çıkarak kabilemizin liderinin yanına doğru adımladım.

Yanına varınca gülümseyerek bana yaklaşmamı işaret etti. Koyu siyah saçları beyaz teni çilli yüzü ve kırışıklıklarıyla oldukça asil duruyordu. Kafasındaki yosunlu taç ise onun lideriniz olduğunu açığa kavuşturuyordu.

"Zaman geldi mi?" gözleri her şeyi bildiğini belli ediyordu. Ona doğru daha hızlı adımlayıp dibinde bittim. Hızla beni kendine çekerek sarıldı. "Bir gün tekrar karşılaşacağız." dedim. Diğerlerine veda etmenden gitmeliydim. Sadece Arel ile vedalaşmak bile beni mahvetmişti.

"Şüphen mi var?" onu da mahvettiğine emindim. Sesindeki acı çok yoğun boyuttaydı. "Nereye gideceksin?" nereye gideceğimi biliyordu. Yıllardır bu plan üzerinde düşünmüştük. "Diğer deniz kızı kabilelerini gezip ortak bulacağım onlarla birlikte ise ateş krallığını yok edeceğiz."

"Katılmamız istemediğine emin misin?" başımı olumsuzsa salladım. Yüzüm saniyelik ciddileşmişti.
"Siz benim ailemsiniz. Bu çok tehlikeli ve size bir şey olursa ben yaşayamam."

"Görüşeceğiz benim asi kızım. Tekrar görüştüğümüzde diğer hükümdarları öldürüp gökyüzü elementini yaratışını zevkle izleyeceğim."

Onu tarif edilemez kokusuna karışık tuzlu saçlarından öptüm. İlkse son da olmayacaktı.

🌬

Son Element Oyunu -Gökyüzüyle Dans-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin