20.BÖLÜM: ❝KADERİNE SON VERENLERİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ❞

82 31 101
                                    

Selam bebek ruhlarımmm. ^^

Şaka maka 20 bölüm olduk, 2K olmak üzereyiz. 🌸

Lütfen oy ve yorumlarınızla hikayemizi parlatalım, hak edeceği güzel bir yere taşıyalım. 🤍

Bu bölüm hikayemiz için önemli bir bölüm bebekler. 🎈

 🎈

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

20.BÖLÜM

'KADERİNE SON VERENLERİN KIRMIZI KADER ÇİZGİLERİ'

Her ruh sonunda kaderini taşıyan ana teslim olur. 

Çıkmazların arasında çıkan yollarda kaybolur, fırtınaların arasında savrulur ama ne olursa olsun hep o ana hapsolur.

Ruhların kaderlerine eşlik eden bu adam kaderimin boşluğuna düşmüştü. Silinen anılarımın uzağında, mevsimlerin tutsağında kar beyazı yüzündeki kırmızı gölgeyi görebiliyordum. Aynı gölge siyah gömleğinin açık olan yakasındaki beyaz, pürüzsüz tenine de yansımıştı. Köprücük kemiklerinin boşluğunda kırmızı lekeler vardı. Onları sanki bir günahı taşır gibi omuzlarında taşıyordu.

"Kolayca kaybolup gidecek şeyler için bu kadar derin izler bırakacak şeyler besleyemezsin," dedi ihtimalden uzak, intihara tutsak bir sesle. Bakışlarının ışığı düşmüştü.

"Ama öyle hissediyorum," dedim inkar edilmesi zor bir sesle, "Aramızda bir an değil de bir dünya duruyor sanki, bunu sen de iyi biliyorsun." Burukça gülümsedim. "Sen kaderine razıysan, ben de razıyım." Kuracak cümlesi olmadığından mı yoksa söyleyeceklerinin kifayetsizliğinden mi bilmem sustu. Gözlerime bakarken her zamankinden daha bir başka bakıyordu.

"Benim kaderim razı olabileceğin bir şey değil ki..." Omuz silktim.

"Olsun..." Tıslar gibi güldü, bakışları hiç onaylar değildi. Elini kaldırarak yüzünden haylaz bir sırıtışla alnımın ortasına işaret parmağını vurdu.

"Acı çekmeye bayılıyorsun değil mi?" Bana üstten bir bakışla bakarken gözleri kısılmıştı. "Bu arada yalan söylüyorsun, parasız hiçbir şey yok. Dünyanızın düzeni bu; belki siz paraya sahip değilsiniz ama para size sahip." Alnıma uzanan elini bu kez aşağıya indirip parmağını burnuma dokundurdu. "Ve son olarak, Bayan Yalvaran, bana biraz para verebilir misin?" Haykırarak gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Parayı çalışarak kazanacağını düşünmüştüm?" dedim gülüşlerim arasından, "Şu an gerçekten para mı istiyorsun benden?" Tek kaşını kaldırdı.

"Borç?"

"Hahaha bunu öğrendin mi gerçekten?" dedim gülerek. "Borç ha? Tamam," dedim kabullenerek başımı sallarken. Çattığı kaşlarıyla hoşnutsuzca burun kıvırdığını gördüğümde daha çok üstüne giderek ciddiyetle eğlenceme devam ettim. "Ne zaman ödeyeceksin peki?"

RUH KADERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin