Adının az önce Mücahit olduğunu öğrendiğim yeşil gözlü ‘beyefendi’yle pasajda koşar adım ilerliyorduk.
Takip edilmenin verdiği heyecan, korku ve panik karışımı duygular silsilesinden dolayı olsa gerek, buz kesmiştim.
Ve çişim gelmişti.
Koşar adım yürümemize daha ne kadar dayanabilirdim, peşimizdeki her kimse ya da kimlerse onlardan ne kadar kaçabilirdim, emin değildim.
Yürüyüşüm biraz yavaşlayınca Mücahit de bana uyarak yavaşlamıştı.
Yanımda olan Mücahit’e bakarak fısıldadım.
-“ Mücahit Bey, şey... Benim... Bir yerde durmamız gerekiyor.”
Mücahit bana onaylamaz bakışlar atarak beni yanıtladı.
-“ Bakın İdil Hanım, peşimizdeki kişi”, dedi ve havayı koklar gibi derin bir nefes aldı, “ üçüncü seviye bir iz sürücü ama bize yaklaştıkça kokumuzu ezberleyecek kadar da güçlü. Eğer şimdi durursak bu pek iyi-“
Cümlesini bitirmesine izin vermeden durdum ve kelimelerimin üstünü bastıra bastıra konuştum.
-“ Eğer şimdi durmazsak bizi koklamasına gerek kalmayacak çünkü ben izimi buraya bırakacağım!”
Mücahit de birkaç adım atıp durmuş ve bana dönmüştü.
Bakışları benden arkamdaki bir yere kaydı ve ben daha tepki bile veremeden hızlı bir şekilde elimi tutup koşmaya başladı.
Peşinden beni de sürükleyerek.
-“ Birazdan işinizi halledebileceğiniz bir yere gideceğiz İdil Hanım,” dediğinde kafamla onaylamakla yetindim.
Havayı arada bir koklayan Mücahit’le pasajdan çıkıp başka bir ara sokağa girmiştik.
Ara sokaktan kısa bir süre koştuktan sonra sağa dönmüş ve önümüzde sıralı olan dördüncü lokantaya girmiştik.
Mücahit elimi kapı girişinde bırakmış ve içeri girmişti, benim de girmem için kapıyı açık tutuyordu.
Benim için açık tuttuğu kapıdan geçerken, “ Yalnızca üç dakika,” dedi ve lokantanın cam duvarlarından uzak bir masaya oturdu.
Gördüğüm ilk garsonu durdurdum ve neredeyse ucu ucuna yetiştiğimiz tuvaletin yerini sordum.
-“ Pardon, lavabonun yeri nerede acaba?”
-“ Üst katta efendim,” dedi ve Mücahit’in siparişini almak için ona doğru ilerledi.
Lokantanın merdivenlerini çıkıp karşımda duran kadın tuvaletine girdim.
Hepsi boş olan üç kabinden birine girip hızlıca işimi hallettim ve kabinden çıkıp ellerimi yıkamaya başladım.
Muslukta akan su, buz gibi olan ellerime sıcak geliyordu.
Derin birkaç nefes alıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım ve musluğu kapatıp ellerimi enseme bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEŞKE
FantasiaKolunu hiç beklemediğim bir anda omzuma atmasıyla yaşadığım şok dalgası yetmezmiş gibi bir de, " Şimdi daha iyiyim işte," demesiyle ikinci bir şok dalgasıyla beni baş başa bırakmıştı. Omzumdaki elini indirmek için elimi kaldırmamla ellerimizi kenetl...