Ayazınla Tehtit Etme Beni, Hayallerimi Yaksam Ağustosu Yaşarsın

21.1K 1.8K 1K
                                    


İyiki varsınız. İyiki benimlesiniz ve iyiki sizinleyim🥹💙

Her satıra bir yorum, boş duran her yıldıza parlaklık ister minnoş kalbim🤗 tabi Instagram ve wattpad hesabımın da takibe alınması, paylaşımlarımın beğenilmesi de var sonsuz dilek ağacımda.

Asaf ve Nazeninin yola çıkmaları ertesi gün öğlen saatlerini bulmuştu. Nazlının gülmemek için dudağını ısırışları, Meyranın ise apaçık dalga geçen ifadesiyle yola koyulmalarından sonra Adana yolcuları, geldikleri gibi iki araba olarak peşlerinden otelden ayrıldılar.

Züleyhalar ise kız alma töreninin olduğu gün, otelde iki saat dinlenip kendi tatilleri için vakit kaybetmemişlerdi. Kızını yeni evlendiren duygusal anneyi kendiyle başbaşa bırakmak istememişti.

Güneş yüzünden sık sık mola verilen yolculuk sonrasında gece yarısı evlerine ulaştılar. O kadar yorgunlardı ki birbirlerine bakmadan, uyuyan Güneşi de fırsat bilip hemen yataklara dağıldılar.

O hafta evde yalnız olan Halil ve Nazlı için oldukça yorucuydu. Züleyha yoktu ve Güneşle baş etmek gerçekten zorlayıcıydı. Aksi gibi Meyra da bitirme sunumu için deli gibi çalışıyordu.
Sultan ve Miniş ablası yardımcı olur umudu içindeyken Miniş ablasının kızı Çiçek rahatsızlanmıştı ve kadın çocuğuyla ilgileniyordu.

Nazlı doğum yaptığı andan beri herkes tarafından idare edildiği için aslında tam anlamıyla şu an kızının sorumluluğunu üstlenmişti. Çok yorucuydu ama şikayet etmiyordu asla. Güneşe bakmak tüm yorgunluğunu bedeninden alıyordu. Halil de hep yanlarındaydı. Zavallı adam azıcık kendinden ilgi istediği anlarda kızı sürekli taş koyuyordu işine.
Gurur ve Yiğitin tek vasfı, Güneş usluyken sevmek, ağladığı an "annesi seni istiyor" deyip kaçmaktı.

Diğer tarafta ise Süreyya misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak için her şeyi yapıyordu. İzmirde gezilecek her yeri dolaşıyorlar ve bu sırada Yavuz Bey asla yanlarından ayrılmıyordu.

Züleyha ve Ünzilenin sürekli adam arkasını döner dönmez kaş göz yapıp, taktirlerini göstermek için Süreyyaya bakmaları kadını hep güldürüyordu.
Boyu kadar kızı vardı ama genç bir kız gibi tuhaf heyecanlar hissetmesine neden oluyordu bu yaşadıkları.

Yavuz çok özverili biriydi. Kendinden beklentisinin de ciddi bir ilişki olduğunu görebiliyordu. Tüm tereddütleri Meyra üzerineydi. Kızı, onun zayıflığı yüzünden çelik gibi bir iradeye sahipti. Meyra gerçekten Yavuzdan hoşlandı mı yoksa kendi mutluluğu için susuyor mu anlayamıyordu. Her telefonlarında Yavuzu da soruyordu. Mutlaka ne yaptılarsa anlatmasını sabırla dinliyordu. Süreyya aynı hataya tekrar düşmekten öyle çok korkuyordu ki bu hayatta onu sadece Meyra ikna edermiş gibi düşünüyordu. Bu yaptığının onu kötü bir anne konumuna soktuğunu canı yana yana kabul etmişti.

Meyra büyüyüp, onu kollayıp, koruyana kadar Süreyya çok yalnızdı. Sonra kendi doğurduğu kızı kalkan olmuştu kendine. Ve Süreyya biri tarafından korunma hissine nasıl muhtaç olduğunu o zaman fark etmişti. Bunu yapmak istemese de ruhu o varken bana bir şey olmaz hissinden feragat edemiyordu. Bir anneye asla yakışmayacak acizliği onu hep utandırmıştı. Ama engel de olamıyordu. Bu hayatta bir kişinin bile olsa onu koruyup, kollamasını, sınırsızca sevmesini bu yaptığın doğru değil deyip elinin tersiyle itememişti. Süreyyanın zayıflığı Meyranın kırbacı olmuştu. Kızı çoğu yerde ona annelik etmişti. Yine istemsiz Süreyya bunu bekliyordu. Meyra eğer doğru yaptığını söylerse Yavuzun evlenme içerikle sözlerine eşlik edebilirdi. Meyra karşı durursa asla böyle bir adım atmazdı. Kızının istemediği hiç bir şeyi yapmazdı Süreyya. Hiç kimseyi Meyra kadar sevemezdi. Hiç kimse Meyradan ve onun sözünden önde olamazdı.

DÜĞÜMLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin