Kul Kaderini Kahpe Hak Ettiğini Yaşar!

17.1K 1.9K 767
                                    

Not: finale son üç bölüm  55 de bitiriyoruz artık buraları. Duygulandım🤧 bir kitap kapağı daha örtülmeye yaklaştı💙

Aralanan kapının ardındaki geçmiş bir anda gülen yüzlere sis düşürdü.
Asilin gözleri hızla ilk karısına sonra ise Halil ve Yiğite çevrildi.

Züleyhanın şaşkınlık kokan yüzünün aksine Halil de Yiğit de öyle boş bir ifadeyle bakıyorlardı ki nasıl olduğunu anlamadığı bir korku çöreklendi yüreğine.

Yıllar içinde bir kere adı anılmayan, sorusu sorulmayan adamın varlığı, iki oğlunun kanamasına, karısının canının yanmasına sebep olur diye adımları öne çıkıp ardına aldı ailesini.

Karşısındaki adamın göz kenarları kırışıklıkla doluydu. Kendinden bir yaş küçüktü halbuki ama yaşlılık izleri çökmüş yüzü bunu iyice örtmüştü.

Asil hep sakinliğiyle ve aklıyla bilinirdi evinde. Ne tuhaftı halbuki şu an sakinlikten çok uzaktı. Sonuçta o bir babaydı ve karşısındaki adam iki oğlunun sebebi olacaktı. Karşısındaki zalim neredeyse onun cennetini alacaktı.

Şu an yaşını, bir ailenin babası oluşunu unutup saldırmıyorsa bu adam yüzünden Züleyhasına kavuştuğu gerçeğinden ötürüydü. Azıcık yoldan çıkmıyorsa Halil ve Yiğitin varlığında olan payı sebebiyle frenliyordu kendini.

"Hayır olsun inşallah!"

Nazlı bunca yıllık babasının bir kere bile sesini böyle duymamıştı. Öfke! Soğukluk ve bolca nefret nasıl da sızıyordu üç kelimeden. Halilin put kesmiş bedenine iyice sokuldu. Eli elini kavradığında buz gibi oluşu içini dağladı.

Sanki anlaşmışlar gibi aynı saniyede Meyra da Yiğitin koluna dolamıştı elini.

Hamza ise boyları kendini geçmiş, koskoca adam olmuş iki oğluna baktı öylece. Sonra yılların güzelliğine güzellik eklediği kardeşle bakışları çarpıştı.

Utanç!

Öyle güçlüydü ki ilk ne diyeceğini bilemedi. Sonra ise göğsünü sıkıştıran nefesi fark etmeden biraz güçlü çektiğinde öksürük ciğerlerini yaka yaka şiddetlendi. Yanında duran karısının eli sırtına gitmişti hemen. Kendini toparlamaya çalışıp tekrar karşısındaki adama baktı.

"Biz... Müsade olursa az konuşmaya geldik..."

Asil öksürürken tüm yüzü kıpkırmızı olan, boyun damarları patlayacakmış gibi şişen adamla kaşlarını çattı. Durum az da olsa ortadaydı. Gözü bu sefer yanında duran kadına ve ardında bekleyen, başları yerde iki kıza çevrildi. Yüzlerini göremiyordu. Yerden kalkmayan kafaları müsade etmiyordu buna. Sonra ardındakilere anlık bir bakış atıp aralık kapıyı geriye doğru iyice yasladı.

Ağır adımlarla içeri doğru ilerleyen dörtlüyle derin bir soluk aldı. Hayatın böyle de bir eğlence anlayışı vardı işte. Katlı kalmış sayfaları mutlaka bir şekilde aralıyor ve okuyucusuna burayı unutma dedirtiyordu.

Asil sadece Züleyhaya baktı. Tek kelime etmedi ama ne demek istiyorsa bu bakışlar anlattı.

Çocuklar için! Sorulacak hesapları, söylenecek kelimeleri varsa dayan oğullarımız için...

Avluda sıcak hava serinleyince oturmak için oluşturulan kısıma doğru eliyle yol gösterdi Asil. Kimseden çıt çıkmıyordu. Fevriliğini asla frenleyemeyen Gurur bile öylece dümdüz bir öfkeyle bakıyordu karşısındaki adama.

Kapılarını çalan davetsiz misafirler gösterilen yerlere oturunca Züleyha yine bir boşluğun içinde gelenleri inceledi.

Aynı karnı paylaştığı karşısındaydı. Bedeni en son gördüğü halde değildi artık. Eskiden babasına çok benzetirdi ama şimdi pek bir benzerlik kalmamıştı. Gerçi Züleyha babasının bu yaşlarını görmemişti ki. Yaşasa o da mı böyle yaşlanırdı acaba?

DÜĞÜMLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin