Ya Geç Ortalığı İnlet Yada Çekil Kenara Beni Seyret

20.6K 2K 537
                                    

Keyifli okumalar.




Nazenin tuhaf bir heyecan ve kaygısız bir durgunlukla yurda girdi.

Üzerinde bir hafiflik vardı. Boynundaki atkının yokluğundan mı yoksa o atkının şu an olduğu yerden mi sebepti bu hafiflik bilmiyordu.

Ortak sohbet alanından kahkahalar geliyordu ve Meyranın sesini o kadar ses arasından ayırt edebiliyordu.

Nazenin Meyranın ona nasıl düşkün olduğunu çok iyi biliyordu. Okula ilk başladığı ayda ona yemekhanede yapılan zorbalığa gözü kapalı daldığı günden beri hiç şüpheye düşmemişti.

Birbirlerini tanımıyorlardı, sadece fakülteleri bitişik olmasından kaynaklı ortak yemekhaneyi kullanıyorlardı.

Nedenini hiç anlamadığı şekilde üç kız sıra beklerken taciz etmeye başlamıştı onu. İlk o zamanlar kullandığı kahkülüyle dalga geçmişlerdi. Sonra kıyafetlerinin uyumsuzluğuyla.

Henüz ailesinden ayrılmanın acısına alışamamıştı. Sürekli özlem duygusu yüzünden yalnız hissettiği zamanın içinde böyle hor görülmek onun naif kalbini çok kırmıştı. Gözlerinin dolmasına, dudağının titremesine engel olamamıştı. Bu, o üç kızı daha da fişekleyip, üzerine daha çok gelmelerini sağlamıştı.

Sonra ne olduğunu anlamadan aralarına biri girmişti.

Onunla eğlenen kumral kızın üzeri tablottaki yemeklere bulandı. Diğeri ona bakarken başından aşağı su şişesi boşaldı. Tam dibinde duran kızında koluna uzun tırnakları olan bir el dolanıp kenara çekilmesini sağlamıştı.

Sarışın, mavi gözlü, kendinden nerdeyse on santim kısa bir kız bir anda ortalığı duman etmişti.

Ama onu asıl dehşete düşüren kızın ağzını açması ve nefes bile almadan Nazeninin yüzünü ateşe çeviren küfürleri olmuştu.

Kimsede soy, sülale ve ecdat kalmamıştı. Tuhaf olansa kızın üçünü tehdit eden cümleleriyle bir anda ortadan kaybolmalarıydı.

Yanına iyice yaklaşıp, koluna girmiş ve ne olduğunu bile anlamadan yemeklerini alıp geçip oturmuşlardı.

Hayatının hiç bir zamanında bu kadar hızlı arkadaşı olmamıştı. Meyra asla susmadan okul bilgileri veriyordu. Nazeninin ilk yılı olmasına karşı Meyra hazırlık okuyup ilk dönemine başlamıştı. Ortama hakimdi, herkesi tanıyordu ve nedensizce Nazenine arka çıkıyordu. Ondan sonra tüm öğlenleri beraber yemek yiyerek geçti. Bir kaç kere ders çıkışı dışarı çıktılar.

Nazenin yurttaki odasında, arkadaşlarıyla sıkıntı yaşadığında ise Meyra sayesinde şu anki yurtlarına geçti. Annesinin başına bir şey gelir korkusuyla yurt değişikliğini onaylamamasında da Meyra girmişti devreye. O iki kelimesinin biri küfür olan kız öyle cümlelerle annesinin kalbini feth etmişti ki Nazenin telefonu kapatırken annesi Nazenini Meyraya emanet ediyordu.

Annesinin vize sonrası iki haftalık boşluklarında Meyrayı eve davet etmesine Meyra karşı çıkar zannederken bavulunu ilk o hazırlamıştı. Hatta Nazenine "Ünzileciğim birde yakından baksın bana da tapunu direk alayım Nazo" demesi kulaklarındaydı.

Ailesinin ne kadar evhamlı olduğunu hissettiği için tanışmaya gittiğini biliyordu Nazenin. Kızlarının arkadaşı nasıl biri görmek istiyorlardı.

Tuhaf olansa dünya yansa süsünden vazgeçmeyen Meyranın köydeki evlerine hızlıca uyum sağlamasıydı. İkinci günde tavuklara yem atıyordu, annesinin verdiği tülbenti saçlarına tutturmuş, hatta Meyraya yakışır bir model bile vermiş olmasıydı. Kardeşleri de bayılmıştı ona. Özellikle sarı saçları, mavi gözleri küçük iki erkek kardeşini mest etmişti. İneklerden ilk bi korkumuştu ama onlara da hemen alışmıştı. Cinsi nedeniyle çiftleştirmede kullandıkları boğaya "yaşıyorsun bu hayatı" diyecek kadar samimi bile olmuştu.

DÜĞÜMLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin