Iyla Harry'yi hemen St. Mongo'a götürmüştü, çünkü Harry elini ocakta yakmıştı. James ve Lily diğer herkesle birlikte yola çıktıklarını söylemişlerdi. Iyla Harry için ağlamamaya çalışıyordu ama onlar yanıkları temizlerken Harry'nin çığlıkları onu ağlatmıştı.
Onun üzüldüğünü duymaktan nefret ediyordu ve tüm bunların kendi hatası olduğunu düşünüyordu. Babası onu incitmişti ve onun da Harry'yi incittiğini biliyordu. Babasına dönüştüğüne inanıyordu ve bu onu dehşete düşürüyordu. Iyla Harry'yi kucağına aldı. Yüzü ona dönüktü ve sağlam eliyle onun saçlarını kavrarken diğer eli sargılıydı ve omzuna yaslanmıştı. Harry ahatlamak için ona sarıldı ve o da rahatlamak için ona sıkıca sarıldı.
Iyla, James'in ondan nefret edeceğini ve ayrılacağını düşünmeden edemiyordu. Lily de artık onunla arkadaş olmak istemeyecekti. Iyla tüm bunların kendi hatası olduğuna ve ailesinin onu gerçekten mahvettiğine inanıyordu. Ama gözyaşları hâlâ yanaklarına süzülürken uykuya daldı.
James, Lily, Gideon, Sirius, Remus ve anne babasıyla birlikte koşarak hastaneye geldi. Onlara odaları gösterildi ve Iyla'yı Harry'yle birlikte uyurken buldular, Harry güvenlik ya da rahatlık için ona sarılmıştı.
Lily onu uyandırmak istemediği için Harry'yi kollarından hafifçe çekerek yanına gitti. Lily Harry'nin yanına oturdu ve ona sarıldı. James hafifçe Iyla'yı uyandırdı.
"Iyla. Iyla. Aşkım?" James fısıldadı.
Iyla uyandı ve hemen tekrar ağlamaya başladı. "Özür dilerim, çok özür dilerim. Bir dakikalığına arkamı döndüm ve ona yapmamasını söyledim ama ocağa dokundu ve ne zaman yemek yapsak yardım etmesi için onu tezgâhın üzerine koymadan önce... aman tanrım çok üzgünüm. Tıpkı babam gibiyim-"
"Iyla hayır. Kes şunu. Sorun yok, o üç yaşında, dünyayı keşfediyor ve bir daha ona dokunmaması gerektiğini öğrendi. Ayrıca sen babana hiç benzemiyorsun. Onu buraya sen getirdin. Onu rahatlattın ve bütün gün güvende ve mutlu tuttun. Senin işin olmadığı halde bütün gün ve gece onu seninle bıraktığım için sen değil ben üzgün olmalıyım."
Iyla kendini daha iyi hissediyordu ama hâlâ kötü hissediyordu. "Hâlâ kötü hissediyorum ve hâlâ üzgünüm."
"İşte bu yüzden baban gibi değilsin."
Iyla başını kaldırıp James'e baktı ve onunla birlikte başını salladı. James ona sıkıca sarıldı, bırakmak istemiyordu ama bırakmak zorundaydı. "Seni çok seviyorum Iyla."
"Ben de seni seviyorum." Iyla burnunu ve gözlerinin altını sildi.
"Ve Iyla biz senden nefret etmiyoruz." Lily gülümsedi. En iyi arkadaşının bunu duymaya ihtiyacı olduğunu biliyordu.
"Teşekkür ederim."
~
Bütün aile sonunda James'in ailesinin evine geri döndü. Harry orada kaldığından odasında uyuyordu.
Lily ve James önemli bir konuşma yapmak için gitmişlerdi.
"Buna nasıl başlayacağımı gerçekten bilmiyorum." James ensesini kaşıdı.
"Her şeyin yolunda olduğunu bilmeni istiyorum. Iyla ile birlikte olmanı istiyorum. Ve umarım gerçekten iyi arkadaş olmaya geri dönebiliriz. Ve Harry'yle ortak bir zeminde olmak istiyorum. Ve gerçekten Gideon'la iyi anlaşmanı istiyorum çünkü onu seviyorum." Lily açıkladı.
"Gideon'la sorunum yok, o gerçekten iyi bir adam ve Harry konusunda ona güveniyorum. Ben de arkadaş olmak istiyorum, hatta belki en iyi arkadaş. Ve Harry söz konusu olduğunda bunu birlikte konuşuruz ama Gideon ve Iyla onun üvey ebeveynleri olacaklar, bu yüzden onları da dahil etmek istiyorum." James sonra ne söylediğini fark etti ve elini ağzına kapattı.
"Onu gerçekten seviyorsun."
"Bir gün onunla evlenmek istiyorum." James aptalca gülümsedi.
"Ve umarım evlenirsin James."
"Biz iyiyiz, değil mi?"
"Biz harikayız, her şey harika." Ya da öyle sanıyorlardı.
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Panic and Peace // James Potter
Fanfiction"Herkese travmayla nasıl başa çıkılacağını öğretiyor ve tüm bu tavsiyeleri veriyorsunuz ama kendinize br pay alamıyorsunuz." "Emin ol durum bundan daha karmaşık." ***************************************************** Savaş bitmiş, Voldemort gitmiş...