"Bu ay düzenlenecek Dolunay Karşılaması için her zamankinden daha heyecanlıyım," dedi Kraliçe. Coşkulu gibi görünerek içindeki endişeyi bastırmak istiyordu. Konseyin üzerinden bir gün geçmişti. Kimsesiz bebeğin ailesinden habersiz geçen koca bir gün.Bebeğe dair hiçbir şey bulamayacak ve onu kaybedecekmiş gibi hissediyordu. Düşüncelerini bastırıp zorla da olsa gülümsedi. "Çok güzel şeyler olacak, hissediyorum," dedi dolabına dizili renk renk elbiselerin gözden geçirirken. "Buradakilerden birini mi giymeliyim yoksa yeni mi diktirmeliyim?"
Beşikten gelen ağlama sesi ile dolaptan uzaklaşıp o yöne ilerledi ve yabancı kızı kucaklayarak birkaç kez salladı. Küçük huysuzun feryatları sessiz iç çekilişlere dönünce alnına buse kondurarak eşine verdi.
Morali yerinde olan asil adam, kucağına bırakılan kızla oynamaya başladı. Burnuna dokunarak gıdıklıyor, kahkaha atarken o da onunla birlikte gülüyordu.
"Babası kızımızı şişt, pişt diye sevemezsin. Acilen ona bir isim bulmalıyız," dedi kadın. Kralın bu şekilde eğlenmesi keyfinin yerine gelmesine sebep olmuştu.
Babası ve kızımız kelimelerinin kendi çocuğundan başkası için telaffuz edildiğini duyan Oswald, istemsizce kaşlarını çattı. Zira Hesta'dan başka bir bebeğe baba olmayı ne düşünmüş ne de istemişti. "Kraliçem," dedi bebeği yanına bırakarak. "Olay sonuçlanmadan bu kadar sahiplenmemeni öneririm. İstenilenin aksi bir durumla karşılaşırsak üzülmeni istemem."
Kraliçe yeniden yüzeye çıkan kötücül duyguları belli etmeyerek "Hissediyorum Oswald, her şey istediğimiz gibi olacak. Bu güzel bebek bizim kızımız olacak," dedi.
İşaret parmağını minik parmakları ile sarmalayan bebeğe baktı adam. Nasıl da masum ve muhtaç görünüyordu. "İçimde tuhaf bir his var," dedi mırıldanarak. "Sanki bir şeyler yanlış gidiyormuş gibi."
"Böyle düşünme." Neticesi belli olmayan bir konu üzerinde düşünerek daha fazla keyfini kaçırmak istemedi. "Sen şimdi bu kötü düşünceleri bırak da kızımıza bir isim bul."
"Ben hala kabullenmiş değilim, o yüzden bu işi sana bırakıyorum."
"Bu işi bana bırakman bile kabullenmek değil mi? Aksi olsaydı bir ismi olmasa bile olur derdin." Kraliçe endamını gözler önüne sererek saten elbisesinin eteklerini geriye doğru attı. "Sally nasıl? Ya da Igreine? Jane de olabilir." İleri geri yürürken bir yandan da düşünüyordu. "Ya da dur. Jane isimli bir komşumuz vardı ve tam bir baş belasıydı. Onu eleyelim."
"Öyle mi? Kimmiş bu Jane merak ettim." Bebekle ilgili küçücük bir meselenin bile karısını bu denli coşturduğunu görmek hoşuna gitmişti. Böyle bir mutluluğa çomak sokmak istemiyordu ancak takılmak eğlenceliydi. Eşinin yüzündeki o mide bulantısı dolu ifadeyi görünce yüksek sesle güldü ve isim bulma oyununa katılmaya karar verdi. "Hayır, ben beğenmedim hiçbirini. Emily olmalı bence. Alison da olabilir." Çenesini sıvazlayarak "Alison, çok güzel kızdı," diye mırıldandı. Yan gözle eşini izliyordu.
"Seni adi herif. O da kim? Asla Alison olmaz, asla." Kaşlarını çatarak karşısına geçti. "Hem sen neden karışıyorsun ki? Hani bana bırakmıştın?"
"Yardımcı olmak istedim." Teslim olur gibi iki elini havaya kaldırdı. "Pekâlâ, ne istiyorsan o olsun."
Kadın serçe gibi sekerek karşısına geçti. Bir yandan da hiddet doluydu ancak konuyu uzatmak istemedi. "Şöyle yapalım. İçinden üç tane isim tut, ben de tutayım. Ortak bir isim olursa onu koyarız. Olmazsa da olana kadar deneriz." Fikriyle gurur duyuyor gibi salındı.
Odanın diğer köşesinde duran kedi hızla yanlarına gelerek yatağa atladı. Kral gülümseyip uzun tüylerini okşarken düşünmeye koyulmuştu. Hâlinden hoşnut olan tüy yumağı mırlarken Amona, "Buldum," dedi heyecanla. "Söylüyorum. Lily, Betty ve Cordelia." Bir süre bekledikten sonra Tepkisini merak ettiği adamın gözlerinin içine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET NOTALARI -1- (TAMAMLANDI)
FantasyKalp mahzen, sen evren. Nasıl sığdı uçsuz bucaksız kainat, küçücük bir odaya... *** İhanete uğrayan bir kardeş... Geleceğe gönderilerek dört ayrı kişiye emanet edilen element gücü... Asırlar evvelinden kendileri için çizilen kadere boyun eğen iki ay...