Anna salonun girişindeki masada ihtiyar kahinle birlikte otururken aynı zamanda da kapıdan girenleri seyrediyordu. Kimi genç kızın yüzünde diğerlerini beğenmez ifade varken kimisi de kendini eşraftan birine beğendirme çabası içindeydi. Kızıl prenses salondaki herkesi süzdükten sonra yüzünü buruşturdu. Sonra da ihtiyara döndü. "Herkese acıyorum. Herkesten tiksiniyorum. Buna sen de dahilsin." İğrenerek bakıyordu kadına. "Sen demişken. Bana baksana. Sen neden benim yanımda oturuyorsun? Yatağına gidip ağrılarından sızlanarak yatsana. Partiler gençler içindir.""Kahin olduğumu unutuyorsun galiba kızım. Bir kahinin ömrü göz önüne alındığında ben de henüz gençlik yıllarımda sayılırım."
"Biyolojik takviminden bana ne? Az önce söylediklerim kibarca kovma girişimimin bir parçasıydı. Ama anlaşılan seni kibarca değil doğrudan kovmalıymışım."
İhtiyar onu hiç duymamış gibi sürdürdü konuşmasını. "Peter en büyük silahın. Onu kendine bağlamalı, her istediğini sualsiz yapacak kıvama getirmelisin."
"Sualsiz öyle mi? Peki bunu nasıl yapmamı bekliyorsun bayan her şeyi bilir?"
"Dans ederek başlayabilirsin. Sonra da bu en özel gününde ona bir öpücük verebilirsin. Tıpkı Andrew'i ve birkaç oğlanı öptüğün gibi."
Andrew mutfakta çalışan iri kıyım bir delikanlıydı. Anna dolgun dudaklarının nasıl hissettireceğini merak edip öpmüştü onu. Sonraları ise Andrew kendisi öpmüştü kızıl kızı. Prenses dudaklarının verdiği histen hoşnut olduğu için karşı çıkmamıştı.
Hayretle ihtiyara baktı Anna. Tüm bunları nasıl bilebilirdi ki? Bir kahinle yakınlık kurmanın tehlikeli olacağını o an anladı. "Etrafımda her şeyden haberdar ikinci bir kişiye ihtiyacım yok. Sen ve bildiklerin yeterince rahatsız edici."
"Oğlan henüz benim seviyeme ulaşmadı fakat gün gelecek benden daha güçlü olacak. İşte bu yüzden onu kendi safına almalısın."
"Benim safım falan yok tamam mı? Aileme zarar vermeyeceğim."
"Onlar senin ailen değil. Senin tek bir ailen var o da."
"Durma söyle. O da seni makam uğruna bırakıp gitti de."
"Haksızlık etme. Ateş ırkının lideri Lola ile evlenmek istediğini söylediğinde kabul etmesi için en çok ısrarı sen yaptın."
"Evet yaptım çünkü o zaman aklı karışık küçük bir çocuktum. Bir prenses olduğumu zannederken basit bir hizmetçinin kızı olduğumu öğrendim bir anda. Ben de kabullenmek yerine onu etrafımda görmemeyi tercih ettim. Bunun da en kesin yolu annem olacak o kadının gitmesiydi. Ben ısrar ettim tamam ama, onun da ısrarcı olup evladının yanında kalması gerekirdi. Bırakıp giderse tek yapabileceği şimdi ki gibi uzaktan seyretmek olur."
"Her neyse. Ben zaten tek ailen olarak kendimi kasdetmiştim."
"Seninle aile olacağıma bir maymunla aile olurum daha iyi."
"İstediğini söyle. Bırakıp gideceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Alınmak yerine sana yardım edeceğim ne de olsa."
Kızıl prenses gözlerini devirip ihtiyardan kurtulamayacağını düşündüğü esnada Peter gelip kendisini dansa kaldırdı. Aslında ilk dansını Drago ile yapmak niyetindeydi fakat o an tek düşüncesi kahinden kurtulmak olduğu için gelenin kim olduğuna aldırmayıp elini uzattı ve dans teklifini kabul etti. Peter uzatılan eli usulca avuç içine yerleştirdikten sonra kızı piste doğru ilerletti. Anna boşta kalan eli ile elbisesinin eteklerini çekiştirerek alana doğru ilerledi.
Dans için ayrılan kısma vardıklarında Peter kollarını kızın beline dolayıp iyice kendine yaklaştırdı. Anna bu fazla yakınlıktan rahatsız olsa da kendini çekmedi. Oğlanın yüzüne bakıp zorla da olsa gülümsedi. Bakışlarını kızın mavi gözlerine diken genç kahin derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET NOTALARI -1- (TAMAMLANDI)
FantasyKalp mahzen, sen evren. Nasıl sığdı uçsuz bucaksız kainat, küçücük bir odaya... *** İhanete uğrayan bir kardeş... Geleceğe gönderilerek dört ayrı kişiye emanet edilen element gücü... Asırlar evvelinden kendileri için çizilen kadere boyun eğen iki ay...