İhtiyar kahinin kapısını hırsla yumruklayan Lola, öyle sabırsızdı ki içi içine sığmıyor, ayağıyla zeminde ritim tutuyordu. Duydukları ve düşünceleri beyninde durmaksızın dönüyor, bu da onu çılgına çeviriyordu. Hıçkırıkları artarken vuruşu daha da şiddetlendi. Kahinin, geldiğini belirten seslenişine rağmen elini kapıdan çekemiyordu. Peşpeşe buluştu avuç içleri ahşap kapıyla. Öfkeden deli gibi atan kalbine eşlik ediyordu elleri.Kapı gıcırtısına eşlik eden homurtularla birlikte Merlin'in kırışık yüzü göründü. "Lola, neler oluyor?" diye sordu adam. Karşısındaki çoktan içeri süzülmüştü.
Salona ulaşamadan kraliçe ile olan konuşmasından beri tuttuğu cümlelerini serbest bıraktı genç kadın. "Seni ihtiyar bunak. Sana uydum ve kızımı en olmayacak yere bıraktım." Sözleri bittiğinde kendisini seyreden bir çift yabancı gözle karşılaştı. Odada hiç tanımadığı birini görmek beklemediği bir şeydi. İrkildi.
Parlak siyah gözler, bir ihtiyarda olamayacak şekilde keskin bakıyordu. Tel tel olmuş beyaz saçları alnına düşmüş, gözlerinin bir kısmını örtmüştü ve bu hali gizemli ve ürkütücü bir hava katıyordu. Bakışlarını kendini izleyen yabancıdan alamadı Lola. Sırrını ifşa ettiği için duyduğu pişmanlık, beklenmedik birini görmenin şaşkınlığına eklenince küçük dilini yutmuş gibi sessizleşti.
Sükut devam ederken, odaya giren ihtiyar kahinin sesi duyuldu. "Ne yaptığını sanıyorsun sen kızım? Evime bu şekilde girip hakaretler edemezsin."
"Be-ben misafirin olduğunu bilmiyordum," dedi söylediklerine kulak asmadan.
"Fevriliğin yüzünden sırrını bir kişi daha öğrenmiş oldu. Umarım yaptığından hoşnutsundur." Merlin, ayıplar şekilde muhatabına baktı. "Şimdi ne yapmayı planlıyorsun?"
Lola iç geçirdi. İfşasının sonuçlarını düşünüyorken bir yandan da öfkesini bastırmaya çalışıyordu. Bir şeyler söyleyecek halde değildi.
"Amanda, bu Lola. Kendisi bir tanıdığım olur," dedi ihtiyar. Ortamdaki kasveti dağıtmak istiyordu. "Böyle şiddetli geldiğine bakma. Aslında çok nahif, nazik ve iyi biridir."
Misafir kadın uzunca baktı Lola'ya. Gözleri, derisini açıp içine hatta manevi boyuta geçip yüreğine bakıyordu sanki. "Bu denli ağlamakta haklı. Ben de evladımdan ayrıldığımı zannetsem bu hale gelirdim. Hele ki kısa zaman sonra başına gelecek olanı bilse. Neyse..."
Şaşırma sırası ihtiyar kahine gelmişti. Ne kadar güçlü olduğunu bilse de daha önce hiç görmediği biri hakkında bu denli bilgi sahibi olması şaşırtmıştı. "Sen Lola'yı tanıyor musun?" Dudaklarını üzerine gelen bıyıklarını eliyle sıvazladı.
"Tanımıyorum fakat kim olduğunu ve başına gelenleri biliyorum. Tabii gelecek olanları da," dedi kadın. Sıradan bir şeyden bahseder gibiydi. "Yani endişelenmenize gerek yok. Sır dediğiniz şey, benim için muamma olmaktan çok uzak..."
"Bu nasıl mümkün olabilir?" İkili, anlaşmış gibi aynı anda dile getirdi soruyu. Sonra da yarım ağız gülerek birbirlerine baktılar.
Ucube vasıflarının tamamını hakkıyla taşıyan yaşlı kadın, cevap vermedi. Konuşmak için ayırdığı süre ve kelimeler bitmişti anlaşılan. İstemediği sürece -ki genel de hiç istemezdi- asla konuşmazdı. Omuz silkti.
"Amanda, nasıl bir güce ve bilgiye sahipsin bazen anlamakta zorluk çekiyorum." Yaşlı bedeni daha fazla ayakta durmayı kaldıramayacağı için yanı başındaki sedire çöktü. "Sana hayran olmamak elde değil." Bir anda kaşları arşa doğru havalandı. İşaret parmağını alnının yanına vurdu. "Ahh, kafam! Nasıl unuturum?" Kat kat giysisini kaldırıp iç gömleğinin cebine ulaştı. "Hayran demişken, senin hayrandan sana mektup var," diyerek küçücük hale getirilmiş parşömeni gözü yaşlı kadına uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET NOTALARI -1- (TAMAMLANDI)
FantasyKalp mahzen, sen evren. Nasıl sığdı uçsuz bucaksız kainat, küçücük bir odaya... *** İhanete uğrayan bir kardeş... Geleceğe gönderilerek dört ayrı kişiye emanet edilen element gücü... Asırlar evvelinden kendileri için çizilen kadere boyun eğen iki ay...