KEHANET NOTALARI -1- (TAMAMLANDI)

Dönüş

Medya: OLLY

Küçük kafile günler süren yolculuklarından döndüğünde onları ak sarayın girişinde kendilerinin on katı bir topluluk bekliyordu. En önde kral ve kraliçe arkasında da tüm ırkların liderleri, eşleri ve onların çocukları... Anlaşılan doğum günü vesilesiyle davet edilen liderler hala dönmemişti. Onlar da sonuç için meraklı olmalıydılar. Neticede onları da ilgilendiren bir durumdu. Eğer herhangi bir nemfin iki elemente birden hükmetmesi mümkünse onlarda üzerinde çalışırlardı.Şayet mümkün değilse bu kızın melez olduğunu gösterirdi ki diğer ırkları tehlikeye attığından kızın öldürülmesi gerekirdi.

Kafile yaklaşıp sarayın giriş kapısının önünde durduklarında kral ve kraliçe bir adım öne çıkarak ihtiyar kahinin önünde durdu. Kraliçe tebessüm ederek konuşmaya başladı. "Umarım herkesi tatmin edecek cevaplar ile gelmişssinizdir. Hoşgeldiniz sefalar getirdiniz." Merlin başı ile reverans yapınca asil kadın devam etti. "Yorgun olmalısınız. Şimdi hamamlara gidin, buhar ile gevşeyin, sıcak su ile rahatlayın. Ardından da biraz dinlenin. Sonra da yolculuğun nasıl geçtiğini ve neler konuşup neler öğrendiğinizi konsey odasında bizlere bildirirsiniz."

Onay almak için eşine döndüğünde kral elini eşinin beline yerşleştirdi. "Kraliçem haklı. Dediklerini yapın daha sonra görüşürüz," dedi. Kafile, gereken onayı almanın verdiği rahatlıkla ağır adımlarla saraydan içeri girmeye başladı. Yolculuk hepsi için o kadar zorluydu ki hiçbiri olanları anlatacak durumda değildi. Bu yüzden hepsi kraliçeye karşı minnetle doldu. Hesta bile...

Ak prenses annesine içten içe teşekkür ederek umum kapısından içeri girecekken hava ırkının hizmetçilerinden biri olan devasa Olly koşarak yanına geldi ve kıza sarıldı. Aslında tam olarak sarılmak denemezdi. Çünkü adam lakabının hakkını fazlasıyla verecek derecede iriydi. Dev adam kendisine sarıldığında kızın başı adamın dizleri arasına gömüldü. Boyu ancak oraya geliyordu.

Devasa Olly bedenin aksine küçücük bir zekaya sahipti. Yeni konuşmaya başlamış olan bir bebekten farksızdı. Kendi başına kurabildiği cümleler yok denilecek kadar azdı. Kelimeler ise sınırlıydı. Karşısındakinin kelimelerini tekrar ediyordu hep. Herkes onunla alay ederdi. Hizmetçisi olduğu hava ırkı ailesi bile. Ama çok güçlü olduğu için onu yanlarında taşıyorlardı. Atlar yorulduğunda arabayı çektiriyor ya da başka güç gereken işlerde kullanıyorlardı.

Anna ondan çok korkmuş ve hakaretler ederek yanından kovmuştu. Olly de anlaşılmaz sesler çıkararak kızın yanından uzaklaşmıştı. Hesta devin haline çok üzülmüş ve yanına giderek onu teselli edecek kelimeler söylemişti. Devin söylediklerini anlayıp anlamadığını merak etmişti. Sonrasında Olly koca elini kızın başı üzerine koyarak 'arkadaş,arkadaş,' diye tekrar etti. Ak prenses başta korkmuş ve büyük elin ağırlığından dolayı biraz canı acımıştı ama adamın kötü niyeti olmadığını anlamıştı.

O andan sonra da dev 'arkadaş, arkadaş,' diyerek etrafta gezmeye başlamıştı. Kızı gördüğü her yerde onun peşinden koşuyor ve konuşmaya çalışıyordu.

Şimdi de aynı sözlerle kıza sarılmıştı. Kızı boğmak üzere olduğundan habersiz ellerini pamuk saçlarında gezdirdi. Ak prenses nefes alamayıp öksürmeye başladığında bir şeylerin ters gittiğini anlayarak kızı bıraktı. Hesta hem öksürüyor hem de nefes almaya çalışıyordu. Bir yandan da kendisine bu kadar bağlanan Olly'e gülümsüyordu. "Evet arkadaş. Geldim bak burdayım. Beni mi özledin?"

"Özledi. Özledi. Arkadaş, arkadaş. Özledi."

Dev bu şekilde bağırıp ellerini birbirine vurmaya başlayınca etraftaki herkes gülmeye başladı. Olly'nin ilk defa birine böyle bağlandığını gören efendisi devin yanına giderek kuşağında asılı olan küçük bir çan çıkardı ve salladı. Bu sesi duyan Olly'nin yüzünde birden tedirgin bir ifade oluştu ve kızdan uzaklaşıp adama yöneldi.