Özel Bölüm 1

190 15 13
                                    

" Uçsuz bucaksız bir mutluluğun kıyısında daima kalsak,
Ayrılık acısı hiç yüreğimize dokunmasa,
Kelebeklerin ömründen daha uzun soluk alabilsek,
Ve seninle birlikte, aynı anda, sonsuzluğa doğru yol alsak."

Melek..








Yazardan,

Dilber, baharın tüm zarafetini üzerinde taşıyordu sanki. Beyaz gelinliği, papatya tarlasından fışkıran çiçeklerin hafifliğini andırıyor gibiydi.

Uzun, dalgalı saçları, bir yelkenli gibi özgürce savruluyordu. Yüzünde, mutluluğun en saf halini yansıtan bir gülümseme vardı; sanki içinde binlerce kuş cıvıldıyordu.

Welat, ona eşlik eden bir prens gibi görünüyordu. Göz alıcı mavi takım elbisesi, onun zarafetini ve gücünü yansıtıyordu.

Yüzündeki ifade, sevgi dolu ve kararlıydı; gözleri, Dilber'e olan sonsuz aşkıyla parlıyordu. Birlikte, bir masalın en güzel sahnesini oluşturuyorlardı, adeta zaman durmuş gibiydi.

Hafif esinti, etrafa yayılan neşe ve coşkunun habercisiydi. Dilber ve Welat, ellerini birleştirmiş, gözlerindeki parıltıyla birbirlerine anlam dolu bir bakış atıyorlardı. Baharın renkleriyle süslenmiş bahçede, çiçeklerin arasında adımlarını atmaktaydılar.

Güneş, gökyüzünden gülümseyerek yeryüzüne doğru süzülüyor, onların sevgisini aydınlatıyordu. Baharın tazeliği, genç çiftin yüzlerindeki mutluluğu daha da parıldatıyordu.

Birlikte yürüdükleri her adımda, geçmişteki tüm zorluklar unutulmuş, yalnızca birbirlerine olan sevgileriyle dolu bir geleceğe doğru ilerliyorlardı.

Gökyüzünde kuşlar özgürce uçuşuyor, melodik şarkılarıyla mutluluklarını kutluyor gibiydiler.

Dilber'in gülüşü, çiçeklerin arasında açan en güzel tomurcuğu andırıyordu. Welat'ın gözleri, sevgi dolu bir liman gibi, Dilber'in içini ısıtıyordu.

Baharın coşkusuyla dolu bu an, geçmişi geride bırakıp sadece mutluluğa odaklanmanın simgesiydi.

Onların "Evet"leri, sadece bir anlık bir karar değil, bir ömür boyu sürecek bir bağın temelini oluşturuyordu.

" Sonunda" dedi, adam. Bu anı ölmeden görmek gibiydi sanki son arzusuydu Dilber'in onun olması her şeyile onundu. O da Dilber'in her şeyi olucaktı.

Geçmiş, artık geride kalmıştı; sadece mutlulukları vardı artık.

Welat, gözlerini sadece Dilber'e dikmişti.

"Dilber, seni o kadar çok bekledim ki," dedi, sesindeki derin duyguları gizlemeye çalışmadan. Dudaklarını anlına bastırdı kendinden emin bir şekilde.

Gözlerindeki parıltı, yıllar boyu süren özlemi ve umudu yansıtıyordu.

Dilber, Welat'ın gözlerine bakarak tebessüm etti.

"Ve ben seni," diye yanıtladı, sesindeki titreklik duygularını ifşa ediyordu.

Her bir söz, yıllar boyu süren hasreti ve birlikte geçirecekleri geleceğin umudunu taşıyordu.

Birlikte geçirdikleri her an, geçmişteki tüm bekleyişin değerini daha da arttırıyordu.

Artık birbirlerine kavuşmuşlardı ve önlerinde, sevgi dolu bir gelecek onları bekliyordu. Gözlerindeki aşk, dilinden daha fazla anlatıyordu; geçmişin tüm zorlukları unutulmuş, sadece birbirlerine olan sevgileriyle dolu bir geleceğe odaklanmışlardı.


Küllerin içinde ( Aşk serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin