24

2.3K 146 116
                                    

Yeni bölümle tekrar bizz.

Arkadaşlar siz en iyisi böyle emek karşılığı olarak yorumu falan boş verin, sadece dua edin bana. Dua istiyorum artık sizden, hayatımda aşk olması adına.

Şöyle güzel, 1.85 boylarında, dalyan gibi, kara saçlı, kara gözlü (teni beyaz) biraz kaslı, İstanbul beyefendisi olabilir, hafif kıskanç ama kısıtlayıcı olmayan, sevmeyi bilen, gözü dışarıda olmayan biri olsun. Alkolü sigarası olmasın.

Kriterlerim yeterince az bence. Siz bunun için bir el atın, hep beraber bana dua edelim.💞💞 Bölüm başı bir dua ÖAURNDHAİDKAUFJAHJSJF


* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Hatırlatma:

Odaya girdiğinde kısık gözlerle, elimi ona doğru uzatmıştım. Gelip yanıma yattıktan sonra alnıma sert bir öpücük bırakıp beni kendine çekmiş ve sıkıca sarılmıştı. Bir eliyle saçlarımı okşarken,
"İyi uykular bebeğim." dediğini işitmiştim. Ağzımdan birşeyler mırıldanarak cevap vermiştim. Bende ne dediğimi anlamamıştım ama olsun, babam anlamıştır diyerek kendimi güvenli bir uykuya bıraktım.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *


  "Bu yol nereye gidiyor böyle?"

"Bilmiyorum küçük. Bence ilerlemeye devam edelim."
Kafamı sallayarak onayladım ve yan yana yürümeye devam ettik.

"Ne kadar da güzel bir alan, değil mi?" diyerek etrafa parıldayan gözlerle bakıyordum. Her yerde rengarenk çiçekler, çiçeklerin üzerlerine vuran güneş ile yapraklarında oluşan yansımalar, etrafta uçuşan kelebekler ve arılar. O kadar güzel ki, aldığın her nefes içini ferahlatıyordu.

Ben hala etraftaki güzelliklere bakarken, önümde bir gölge hissetmemle kafamı çevirdim. Elinde tam on bir tane beyaz papatya ile diz çökmüş Uraz, elindeki papatyaları bana uzatıyordu. Gülümseyerek elime aldığım papatyaları koklayıp, kısık bir ses ile,
"Teşekkür ederim." demiştim.

"Bende sana teşekkür ederim küçük."

"Ne için?" diye sordum meraklı bir ses tonuyla.

Sağ işaret parmağını iki gözümün hizasından burnuma koymuş ve aşağı doğru kaydırmıştı. Tam uç kısmına gelmesi ile parmağını hafif bir şekilde burnuma vurup elini çekmiş ve gözlerime bakmaya başlamıştı.

"Beni ölümün yatağından alıp hayatı hediye ettiğin için." Hafifçe başımı öne eğmiştim. O ise çenemden tutup tekrar kaldırmıştı.

"Bana hediye ettiğin bu hayatım, hayatına; ömrüm, ömrüne eklensin küçük. Bazen ne yapsan boştur, o an eğer bitmesi gerekmişse her fırsatta erteleyip duramayız." Ne dediği hakkında bir fikrim yoktu, neyden bahsettiğini anlamaya çalışırken hiç beklemediğim şey ise duyduğum silah sesi oldu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Uraz'ın kolunda gördüğüm kanama aklımı kaçırmam için bir nedendi.

"U-Uraz?" demiştim çaresiz bir şekilde.

"Söyle küçük."

"Kolun..." diyebildim sadece, aynı çaresizlik ve halsizlikle.

Elim kolum kitlenmiş gibiydi. Hiçbir şey yapamıyordum. Sadece Uraz'ın yüzüne çıkarabildim bakışlarımı. Bana küçük bir gülümseme ile bakıyordu. Her zamankinden farklıydı bu gülüşü. Alay yoktu, küçümseme yoktu, şaka yoktu, eğlence yoktu. Sadece minnettarlık vardı.

Sonunda bir tepki verebilmiştim, ama onun gibi hafifçe gülümsemekten başka bir şey değildi bu tepkim. Gülümsedim... Acı ile gülümsedim, özlem ile gülümsedim. Vücudumu saran bu özlem duygusu da neyin nesiydi?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GERÇEK Mİ AİLEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin