|Bölümün içinde Ozan'a ait olduğunu yazdığım bir şarkı var: Valentine. Şarkı Maneskin grubunun Valentine şarkısı. Dinleyin dinlettirin|
🐮
"Her şeyin yenisi, dostun eskisi."
🐮
"Evet biliyorum, muhteşem cazibem falan fıstık. Ama yeter ya! Bu kadar çok nazara gelmem caiz mi?" Elimle sıktırdığım çiğköfteyi marulun arasında koyup ağzıma tıkıştırdım. Kızlar şaşkınlıkla teklediğim çiğköfteye bakarken durup onlara baktım bu seferde. "Ne, hiç çiğköfte tekleyen öküz görmediniz mi?!"
İsyanımla kızlar önüne dönerken ben hala nasıl kaybettiğimizi sorguluyordum. Ağzımda çiğköftenin tadı yayılırken kendi kendime iç çektim. Çokta güzel olmuştu be. "Canim sen niye bu kadar çok takıldın buna ya? Alt tarafı bir yarışma. Hatta ödev, ödev!"
Elimi çeneme yaslayıp sınıf kapısının önünde Pınar'la konuşan Mert'e çevirdim gözlerimi. Pınar'la konuşan mı? Pınar'a bakarken gözlerim kısıldı.
Orospu kahpe yine iş başında.
Sosyal medyayı azaltmalıyım.
"Çünkü Mert vardı karşı takımda." Dedim yeniden önüme dönerken. "Önce deve güreşi şimdi çiğköfte..." Zeynep ve İdil birbirlerine baktı. "Kanka sen Mert'i mi kıskanıyorsun?" İdil'e yan bir bakış attım. Cansu ise kıkırdadı ve Mert'e baktıktan sonra yeniden bana döndü.
Elini çenesine yaslarken "Bunu genelde romantik film ve kitaplarda aşık olmaya başladıktan sonra bir kızdan kıskanmak anlamında söylerler. Başarısını kıskananı da ilk defa görüyorum. Çiğköfte ve deve güreşi konusundaki başarılarını." Dedi. Cansu'ya sırıtarak baktım.
"Bunu da kimseye kaptırmadık elhamdülillah." Bir çiğköfteyi daha sıkıp marulun içine sıkıştırdım ve mideme gönderdim.
Her girişin bir de çıkışının olduğu şu an umrumda değildi.
Marulu kıtır kütür çiğneyerek ağzımda çevirirken yeniden Pınar'a baktım. Büyük bir cilveyle Mert'le konuşuyordu. Fakat bakışlarının arada bir buraya kaydığını görmemek için kör olmak lazımdı. Ya da gerizekalı. Mert başını sallıyordu sadece, bir yere gitmesi gerekiyormuş gibi acele ediyordu.
Bugün bizim katımızda nöbetçi olan Aynalı Rıfkı Hoca sınıf kapısında, Pınar ve Mert'in arkasında belirdiğinde şaşı gözleri kısılmıştı. "Pınar, diğer sınıflara girmiyorduk değil mi?" Fakat bunu söylerken bakışları Mert'teydi ve bir şeylerden şüphelendiği çok açıktı.
Muhtemelen Pınar'ın flörtöz tavırlarından Mert'le aralarında bir şey olduğunu düşünmüştü. Ve tabii ki bir öğretmen olarak bunun önüne geçmek zorunda hissetmişti kendisini.
Pınar az da olsa toparlanarak Rıfkı Hoca'ya döndü. "Girmemiştim zaten hocam, Mert'i görünce bir şey sormak istemiştim." Dediğinde yüzüm buruştu.
Yoo ayağın gayette bizim sınıfımızın sınırları dahilinde.
İçimden söylediğim şeyle bir anda tüm başlar bana çevrilince ağlama isteğim yukarı tırmandı. Yine dışımdan söylemiştim.Tüküreceğim ama artık böyle işe ya! "Yani bizim sınıf sıcaktır diyorum, malum dışarısı soğuk. Ayağını bile soksan kâr. Isınırsın." Diyerek sıçtığımı sıvadım iyice.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öküz Tayfası
Humor"Bir zildi tüm yılı başlatan, bir zildi bizi sözlüden kurtaran ve yine bir zil olacaktı hepimizi ayıran." 🐮 Ortasında kaldığım duruma baktığımda aklımdan, okuduğum sayılı kitaplardan birisi olan 'Minik Kurbağa Kurbi' isimli kitaptan bir cümle geçiy...