İrem'den
"Kariyerimin en mantıklı kararını vererek bu seneki gösterileri başka bir öğretmene kitliyorum." Somer Hoca boğazını temizledi. "Afedersiniz, devrediyorum yani."
Yanında müdür olmasa ana avrat konuşursun, biliyoruz Somer Reis. Rol kesme.
Somer Hoca elini yanındaki genç adamın omzuna koydu. Siyah saçları ve sinekkaydı tıraşıyla maksimum yirmi beş yaşında gösteriyordu. Güler yüzü ve karizmatik suratı, onu şimdiden sevmeme sebep olmuştu.
"Kaya Hocanız. Muğla'nın en başarılı dans okullarından birisinde ödüllü bir dans öğretmeni. 100. Yıl Kutlamaları olduğu için günün anlam ve önemini vurgulamak isteyen Semih Hocam hiçbir masraftan çekinmedi sağolsun." Diyerek laf arasında müdürümüzü de pohpohlamıştı Somer Hoca.
İsminin Kaya olduğunu öğrendiğimiz yeni dans öğretmenimiz Kaya Hoca elini kaldırdı. "Selamlar gençler. Bundan sonra birlikteyiz." Kaya Hoca izin isteyerek hafifçe öne çıktı. "Yaşlarımız yakın olduğu için iyi anlaşacağımızı düşünüyorum. Zaten şöyle bir baktım da," Abartılı bir şekilde, spor salonunda dans gösterisi için seçilen bizleri süzdü. Bunu yaparken hafifçe geriye eğilmiş ve gözlerini kısmıştı. "Hepiniz birbirinizden kafa çocuklara benziyorsunuz."
Kaya Hoca işaret parmağını, kot ceketimin altından gizli gizli mısırlı balık kraker yiyen Musti ve bana doğrulttu. Ağzım dolu doluyken tüm bakışlar bize dönünce anlık bir kal gelmişti. Hiç görmemiş gibi bir avuç dolusu krakeri ağzına tıkmak üzere olan Musti duraksadı. "Özellikle siz ikinizi tuttum."
Musti anında sırıtarak elini göğsüne vurdu. "Eyvallah hocam." Ardından arsız arsız balık kraker dolu avcunu ağzına tıktı. Ben ise tanıdık tanımadık tüm öğrencilerin bize bakmasından dolayı, doğal olarak, utanarak balık kraker paketinin ağzını kapatıp ceketimle üstünü örttüm. Ağzımdakileri hızla çiğnerken avanak Musti "Niye kapattın ya?" Diye yakındı.
"Oğlum rezil olduk, mal. Hala tıkınma derdindesin."
"Sanki onlar yemek yemiyor, fotosontez yapıyor. Allah Allah." Küskün bir çocuk gibi kollarını göğsünde bağlayıp geriye yaslandı Musti.
Şaşkınlıkla elimi ağzıma kapattım. "Oha sen az önce bilimsel bir terim mi kullandın? Hem de görevini doğru bilerek?" Musti duraksadı, kendi söylediklerini ölçüp biçti. "Harbi lan."
Kaya Hoca birkaç şey daha söyledikten sonra konuşmasını bitirdi. Provalara yarın başlayacağımızı da eklemişti. Ardından Somer Hoca ve müdürümüz Semih Hoca'nın motivasyon konuşmasıyla birlikte spor salonundan ayrılmıştık.
Bizim sınıftan dans gösterisine katılan herkes yanımızdaydı, birlikte sınıfa ilerliyorduk. Bir kişi hariç. Tabii ki Mert Karan. Az ötemizde Pınar'la dip dibe ilerleyen Mert, halinden gayet memnundu. Hatta öyle ki anıra anıra gülüyordu.
"Reis bu ne yav?" Diyen Ozan kolunu omzuma atıp başıyla Mert ve Pınar'ı gösterdi. "Winx'teki Layla ve Sky'dan sonra gördüğüm en iğrenç çift falan olabilir." Anında dedikoducu bir hale büründüm. "Ay değil mi değil mi?" Ardından duraksadım.
"Sen Winx mi izliyordun Ozan?"
Ozan yakalanmış küçük bir çocuk gibi kalakaldı. Sırıtık suratıma bakarken işaret parmağını dudaklarına yasladı. "Kimseye söyleme." O iş bende dercesine elimi göğsüme bastırdım. "Favori perin kim?" Diye sorduğumda Ozan sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öküz Tayfası
Humor"Bir zildi tüm yılı başlatan, bir zildi bizi sözlüden kurtaran ve yine bir zil olacaktı hepimizi ayıran." 🐮 Ortasında kaldığım duruma baktığımda aklımdan, okuduğum sayılı kitaplardan birisi olan 'Minik Kurbağa Kurbi' isimli kitaptan bir cümle geçiy...