"Dostluk unutulmayacak kadar güzel ve ender insanlarla yaşanacak kadar özeldir."
🐮
En nihayet Pelin ve Murat kendi sınıflarına gidipte matematik öğretmenimiz Hülya Hoca sınıfa girdiğinde moralimi düzeltmek için derin bir nefes alıp verdim. "Buna üzülünür mü İrem üzülecek o kadar şey varken, mesela yarım kokoreç 75 lira olmuş hey yavrum hey." Kendi kendime konuşmam işe yaramış gibi saçlarımı savurtarak gülümsedim.
"İyi misin kanka?" Yanımda oturan Zeynep bana tip tip baktığında bir kez daha saçlarımı savurdum. "Perfect'im kızım perfect!" Fısıldayışımla Zeynep gözlerini kırpıştırdı. "Akşam sahile iniyoruz değil mi?"
Elalem güzellik, fizik, ihtişam, asillik ve nicesini görsün. Moral bozmuyoruz.
"Kanka ben kilo aldım ya, şort giymeyeyim hiç. Bacaklarım kalın gözükür." Zeynep'in yüzünü buruşturarak söyledikleri karşısında kaşlarım havaya kalktı. "Kırk beş kilosun." Dedim sesimi yükselterek. Hülya Hoca'nın sirke satan suratıyla tahtanın önünde durup boğazını temizlemesi beni kurtarmıştı.
Tam tahtanın önünde durup siyah uzun hırkasının önlerine birleştirerek yeşil gözlerini sınıfta gezdirirken yine nursuzluk damlıyordu nursuz suratından. "Bu kadın transa geçti mi korkuyorum ben ya." Arkadan beni dürten İdil'e ben de dercesine başımı salladım. "Susmanızı bekliyorum sınıf, siz susarsanız ben konuşacağım."
Sınıfın konuşmuyor olması dışında no problem.
Bir süre daha bıkkın bakan yeşil gözlerini sessiz duran öğrencilerin üzerinde gezdirdi. "Nihayet." Dedikten sonra hırkasının önlerini bırakıp tahtanın önünden ayrıldı ve öğretmenler masasına kalçasını dayayarak oturdu. "Gençler lafı uzatmayacağım."
Ne zaman uzattın ki hocam? Hayatımda ilk defa heves edip yanlış yaptığım bir soruyu size sordum hatam nerede diye, 'bakarsan anlayacağını umuyorum' diyerek beni başınızdan savdınız. Soru sormaya küstüm o gün bugündür.
"Tayinim çıktı ve Samsun'a gideceğim. Bu hafta sizinle son kez ders işleyeceği..." Daha Hülya Hoca lafını tamamlayamamıştı ki arkadan Musti'nin sesi duyuldu.
"E harika!" Hülya Hoca'da dahil olmak üzere tüm başlar ona çevrildiğinde yüzündeki sırıtan ifade kayboldu. "Çok üzüldüm." Yalancı bir üzüntüyle burnunu çektiğinde Hülya Hoca uğraşmak istemediğini belirtircesine başını iki yana salladı.
"Bu haftanın sonunda sizlerle yollarımızı ayırıyoruz. Yerime iyi bir öğretmen gelecek, derslerden geri kalmayacağınızı umuyorum." Sözleri bittiğinde aynı somurtkan ifadesiyle tahtaya döndü. "Şimdi defterleri çıkartın, hızlı bir giriş yapacağız konuya."
Hızlı ve Anlamsız 11, şimdi sinemalarda!
🐮
"1+1 bir üvey evlat mıydı da bulduruyorlar x'i, y'yi?" Zeynep yanımda isyanlardayken aynı onun gibi fısıldayarak karşılık verdim ona. "Salak, x'i bulabiliyor muyuz sanki?" Zeynep önünde açık olan deftere, anlamsız işlemlere ve defterin köşesine karaladığı elbise tasarımlarına baktı. Ardından dilini damağına vurdurarak ufak bir cıks sesi çıkardı. "Bulamıyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öküz Tayfası
Humor"Bir zildi tüm yılı başlatan, bir zildi bizi sözlüden kurtaran ve yine bir zil olacaktı hepimizi ayıran." 🐮 Ortasında kaldığım duruma baktığımda aklımdan, okuduğum sayılı kitaplardan birisi olan 'Minik Kurbağa Kurbi' isimli kitaptan bir cümle geçiy...